Son bir ayda ona yakın enstrümantal albüm yayınlandı. Çok değil, bundan beş-on yıl önce enstrümantal müzik deyince Türk dinleyicisinin aklına sadece birkaç albüm ya da sanatçı ismi geliyordu.
Bunlar Yedi Karanfil serisi, Kitaro, Yansımalar’dan ibaretti. Tabii sırf ‘ben yaptım oldu’ düşüncesiyle yapılmış, gitar-ney, gitar-piyano şeklindeki albümleri saymıyoruz.
Ancak son yıllarda bu konuda ciddi bir gelişme var. Özellikle müziğini sınırlarımızın ötesine taşımış olan sanatçılarımızın yaptığı çalışmalar, hem ülkemizde hem de yurtdışında ilgiyle takip ediliyor. Bu sanatçılarla birlikte enstrümantal, bir başka deyişle saz müziği icra eden grupların sayısı da giderek artıyor. Üstelik sadece Türk müziğinde değil, caz ve klasik müzik türlerinde de başarılı çalışmalar dikkat çekiyor.
Çok uzaklara gitmeyelim, son bir ay içinde çıkan albümler, enstrümantal müzikteki yükselişin somut göstergeleri. Örneğin Erkan Oğur, Derya Türkan ve İlkin Deniz’in, birlikte kaydettikleri ‘Dokunmak’ albümü. Şimdiden hem Türk dinleyicilerinin hem de dijital kanallarla ulaştığı yabancı dinleyiciler tarafından beğeniyle karşılandı. Klasik kemençeyi dünyaya tanıtan Derya Türkan’ın geçtiğimiz hafta yayınlanan İstanbul Kemençesi adlı albümü de çok önemli bir çalışma. Kanun sanatçısı Göksel Baktagir tarafından kurulan ve Yurdal Tokcan, Selim Güler, Baki Kemancı, Volkan Yılmaz, Emrullah Şengüller, İzzet Kızıl ve Yinon Muallem’i bir araya getiren İstanbul Sazendeleri’nin Sazende Faslı isimli albümü de saz müziğimizin değerli eserlerinin yorumlandığı bir kayıt. Dünyaca ünlü vurmalı çalgılar üstadı Okay Temiz’in dünya müzisyenleriyle bir araya gelerek yaptığı Aurora Borealis isimli çalışması da son günlerin en güzel sürprizlerinden biri oldu.
Caz müziği alanında ülkemizi başarıyla temsil eden sanatçımız Kerem Görsev’in Grammy ödüllü saksafoncu Ernie Watts ile birlikte davulda Ferit Odman, kontrabasta Kağan Yıldız ile birlikte yaptığı ve tamamı kendi bestelerinden oluşan Emirgan isimli albüm de bu türün ülkemizde geldiği yeri görmemiz açısından önemli. Yansımalar ve İstanbul Sazendeleri gibi bilinen grupların dışında yeni oluşan gruplar da enstrümantal müziğin ülkemizdeki geleceği adına ümit verici. Son bir ay içinde bu topluluklardan Lâmekan Enseble’nin ilk albümü Gülzar-ı Vefa ve Cihan Türkoğlu ve Victoria Taskou tarafından Atina’da kurulan Vuslat grubunun aynı isimle çıkardığı CD gerçekten önemli çalışmalar. Diğer yandan sadece nitelikli saz müziği albümleri yayınlamak için yapım şirketlerinin kurulması da ayrıca sevindirici.
Erkan Oğur ve Derya Türkan’ın bir araya gelerek kurdukları M&MT Records bunun en güzel örneği.
Özetle, popüler müziğin kısır bir döngüye girdiği ülkemizde kaliteli enstrümantal albümlerin çıkıyor olması hem müzikseverler için hem de müziğimizin dünya arenasında daha iyi bir şekilde temsil edilmesi adına çok önemli bir gelişme. (1)
_______________________________________________________
(1) Ali Pektaş, Zaman Gazetesi, 15 Kasım 2014,
Bkz: http://www.zaman.com.tr/cumaertesi_enstrumantal-muzik-yukseliyor_2257635.html