Bu da erken oldu!.. Uğur Türkmen
Sayın hocam; “Vatan konulu şarkı yarışması jüri üyeliği” (Tamam Uğur)
Sayın hocam “23 Nisan Korolar Şenliği kurul üyeliği” (Tamam Uğur)
Sayın hocam “30 Eylül’de CAKA konseri var. Ömer Can hocamızla beraber sizi misafir etmek isteriz” (Tamam Uğur)
Son görüşmemiz uzunca ve neşe doluydu. Epey güldük. Bayramlaşmanın yanında; her zaman olduğu gibi güncel konular, müzik eğitiminin sorunları ve gelenekselleşmiş olan ve mümkün olduğunca icap ettiği davetlerimizle sohbetimiz sona ermişti. Bu üç etkinliğe de katılacağından şüphem yoktu.
Ama kader…
Niğde Üniversitesi Müzik Öğretmenliği Bölümü kurucusu rahmetli Adil Vural hocamızı da erken kaybetmiştik. Sefai Acay hocamla kendisinin ayrı bir muhabbeti vardı. Benim ise vefa borcum ve tarif edilmez bir saygım. Adil hocanın vefatı ikimizi de derinden etkilemişti. Çünkü Adil hocayla vefatından kısa bir süre önce görüşmüş, Niğde de buluşma sözü vermiştik.
Olmadı.
Ogün bugündür Sefai hocamla her buluşmamızda ve görüşmemizde bir şeyleri ertelemeyelim der dururduk.
Sık sık birbirimizi arardık.
Az da olsa ara verdiğimizde, beni mahcup eder, arar, fırçasını atar ama hemen normal konuşmamız devam ederdi.
Bir keresinde hiç olmayacak bir sebepten aramızda bir kırgınlık oldu. Kırgınlığın son bulması için Afyon’dan Bolu’ya kadar gitmiş, elini öpmüştüm. Ogün bizim için ayrı bir milat oldu.
Abi kardeşliğimiz perçinlendi.
Gözyaşları içinde sevgi dolu sözlerini ömrüm boyunca unutmayacağım.
“Gelincik Tarlası” adlı kitabımda Sefai hocam yaşarken teşekkür ettiğim ve kendisi ile ilgili duygularımı yazdığım için rahatım.
Kalbi duygularla yazıyorum.
Sefai hocam “vefalıydı”. Kendisini yakinen tanıyanlar bu özelliğini çok iyi bilir. Niğde Üniversitesinden istifa ettiğimizde çalışma arkadaşlarımızdan biri de kendisi idi ve “senin olmadığın yerde ben de olmam” diyerek oda istifa etmişti. İstifa sonrası sürekli aramış hep yanımızda olmuştu. Yalnızlıkların içinde uzanan bu dost elini “ailecek” unutmamız mümkün değil.
Sefai hocam “Atatürkçü’ydü” hayatının merkezinde hep o vardı, anlamaya ve yaşamaya çalıştı. Başarılı oldu. Vatansever, çalışkan ve dürüst biriydi. Bugün en çok ihtiyacını hissettiğimiz ve özlem duyduğumuz insanlardandı.
Ailesine olan sevgisi tarif edilmezdi. Ne mutlu böyle bir eşe, babaya, dedeye sahip olanlara….
Öğrencisi oldum. Hayatıma etki etti. Ne mutlu öğrencisi olanlara…
Sefai hocam müzik eğitimine katkıda bulunan en önemli eğitimcilerden biriydi. Çocuk şarkıları, kitapları, CD çalışmaları, eğitimci kişiliği, titizliği, çalışma azmi ve dikkati ve daha nice meziyetleri onu unutulmazlar arasına alacaktır.
Sadece “Çok Çalışkan Olmalıyız” adlı şarkısı bile bugün ülkemizde ki tüm okullarda zorunlu hale gelmelidir.
Öğrencim Filiz Yıldız Sefai hocamın bir teorisi üzerine yüksek lisans tezi yazmıştı. Karşılaştırmalı tonal- modal ve makamsal dizi öğretimi üzerine teorisi ve yaklaşımı müzik eğitiminin her türünde kullanılabilir, öğretilebilir ve çok faydalıdır.
CAKA (Cihat Aşkın ve Küçük Arkadaşları) belgeselini yaparken; Cihat hocam ve Sefai hocam Bolu’da bir araya geldiler. Cihat hocam; bu çekimler sırasındaki muhabbetten, Sefai hocam dan ne kadar etkilendiğinden hala bahseder. Üzüntülerini dile getirdiği telefon görüşmemizde “ ne iyi ettik de belgeselde kendisine yer verdik” demesi beni ayrıca mutlu etti.
“İnsanlara yaşarken teşekkür edilmeli” derim.
Bu anlattıklarım beni biraz olsun rahatlatıyor.
Bununla birlikte;
Yürek yangınlığı ve üzüntüsü içinde demek isterim ki;
Az bile yapmışsız.
Daha zamanımız var zannettik.
Sürekli davet etmemiz, aramızda olmasını istememiz, kendisini de bizi kırmayıp yanımızda olmak için gösterdiği çabalar eksikmiş.
Daha;
Şenliklerde buluşacaktık, seminerler ve konferanslar verecekti, Amatör Çalgıcılar Festivalinde yüzlerce çocuğa belgelerini verirken yanaklarından öpecekti, daha kızacaktık, kızdıktan sonra gülmeye başlayacak, çalışmak lazım deyip, bir sonraki telefonu özleyecektik.
Vefat edenin ardından methiler düzmek iş midir bilmem. Ama sözlerimin az-eksik ve yetersiz olduğunu bilirim.
Seveni çoktur. Unutulmaması için çaba göstermek gerekir. Bunun yolu da oldukça basittir. Düşünmesini ve sevmesini bilen için tabii! …
Ablam, kızları ve torunları başta olmak üzere hepimizin başı sağ olsun. Allah sabır versin.
Allahtan dileğim mekânı cennet, vefatı düğün olur…
Son söz:
Sayın hocam biz ailecek seni çok severiz ve seni iyi bilirdik…
SEFAİ ACAY
“1946’da Akşehir’de doğdu. İlkokul, ortaokul ve öğretmen okulu öğrenimini Akşehir’de 1965’de tamamlayarak “ilkokul öğretmeni” oldu. Aynı yıl Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü sınavını kazandı. Fehamettin ÖZGÜÇ’ ten “Viyola”; Mathiew HALONEN’ den “piyano”; Nurhan CANGAL’ dan“Armoni”/ “Kontrpuan”/ “Solfej”; Saip EGÜZ/Erdoğan OKYAY’ dan “koro dersleri aldı. Prof. Eduard ZUCKMAYER yönetimindeki okul orkestrası; Hacettepe Üniversitesi Öğrenci Orkastrası çalışmalarına katıldı. Muammer SUN’la, “Eğitim Müziği Besteleme/Halk Ezgilerini Derleme/Notalandırma/ Çok Seslendirme” konularında çalıştı.1968 yılında okulu bitirdi. Diyarbakır-Ergani Dicle İlk Öğretmen Okulu Müzik Öğretmenliğine atandı. 1973 yılında Akşehir İlk öğretmen Okul Müzik Öğretmenliğine naklen atandı. 1979 yılında Akşehir İlk Öğretmen Okulu M.E.B. tarafından kapatıldı, Akşehir Merkez Orta Okulu’nda beş yıl süreyle müzik öğretmenliği yaptı.1984’de Konya/Selçuk Üniversitesi’nde “müzik okutmanı” olarak göreve başladı.1985’de Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü Güzel Sanatlar Bölüm Başkanlığı’na atandı.1986 yılında Ankara/Gazi Üniversitesi, Eğitim Fakültesi’nde “Lisans Tamamlama” programına katıldı.1987 yılında Selçuk Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Müzik Eğitimi Bölümü Kurucu Başkanı oldu.1996-1997-1998 yıllarında Milli Eğitim Bakanlığı’nın düzenlemiş olduğu “Müzik Öğretmenleri Yaz Kursları”na Antalya (2), Sinop, Giresun, İstanbul (2) öğretim görevlisi olarak katıldı.1990 yılında İstanbul Üniversitesi Konservatuarı’nda sınava girdi, doktoraya eşdeğer “Sanatta Yeterlik” diploması aldı.1995-1998 yılları arasında YÖK / Dünya Bankası İşbirliği ile yapılan “Milli Eğitimi Geliştirme Projesi” çalışmalarında Müzik Eğitimi Danışmanlığı’na atandı, pek çok panel, seminer, konferansta katılımcı ve yönetici oldu.1999 yılı Ocak ayında Selçuk Üniversitesi’ndeki görevinden kendi isteği ile ayrıldı, kısa bir süre Niğde Üniversitesi’nde görev yaptı. Daha sonra13 yıl Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Müzik Öğretmenliği Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak görev yaptı ve 25 Mayıs 2013 tarihinde yaş sınırı gereği buradan emekli oldu”