Akif Beki şöyle yazıyordu:
"…Cumhurbaşkanı Erdoğan, sık sık kültür ve sanat ortamındaki sığlaşmadan yakınıyor. Huber Köşkü’ndeki sanatçı iftarında da aynı sorundan dert yandı… Maalesef, şikâyetlerini haklı çıkaran bir davetli profiline konuştu Cumhurbaşkanı… Ancak kültürde çoraklaştığımızı somut örnekle göster deseniz, ‘İşte kanıtı bu’ diyeceğiniz bir görüntü çizdi çoğunluğu. Sanatta sığlaşma deseniz, baş sorumlularını yine o listede bulursunuz. Kültür ve sanat ortalamamız, oradaki çoğu katılımcının üstünde. Çıtayı ortalamanın altına düşüren bu iftar kadrosunu Cumhurbaşkanı’na rağmen kim yaptı?..
Kültür deyince akıllarına magazin şöhretleri... Sanat deyince akıllarına gele gele pop ve taverna müziği, vurdulu kırdılı dizilerin çatapat artistleri gelse yine lafım yok.
Yüzeyde ne görüyorlarsa kültür ve sanattan onu anlıyorlar derim.
Ama o bile değil. İftar kadrosunda ağırlık, bir eğlence kanalındaki yarışmaların jüri üyeleriyle bir müzik şirketinin şarkıcılarında.
Çarkın dışından gelenlerin katılımı ya numunelik ya da göstermelik. Ahbap-çavuş ilişkilerini kamufle etmek için seçilmiş, çeşni olsun diye araya serpiştirilmiş gibi...
Yazının devamı için bkz:
http://www.musikidergisi.com/yazar-257-sanatci_iftarindaki_terslikler%E2%80%A6_akif_beki.html