Bilgi kirliliği ve yetersizliği, günümüz ‘küresel’ koşullarının yarattığı en önemli problemlerin başında gelmektedir. Bütün hayatın dijitalleştirildiği ve ‘online’ hale getirildiği bu zamanda ‘bilgi kirliliği’ gibi bir problemin mevcut olmasının, bugünün insanının karşı karşıya kaldığı en ilginç çelişkilerden biri olduğu bir gerçektir.
Üniversitelerin başta vizyon ve misyonları olmak üzere, sahip oldukları bölümler, oluşturdukları programlar, akademik ve idari kadrolarına dair her tür bilgiye her an ulaşma imkanı varken, ‘kulaktan dolma’ ve gerçeklerle çoğu kez bağdaşmayan enformasyonlara ihtiyaç göstermenin, bugün için bir anlamı, değeri ve hükmü olmadığı açıktır. Çünkü her şey ortadadır, şeffaftır ve tüm mesele, bunlara dikkat ve titizlikle bakabilmektir.
Mensubu bulunduğum ve kuruluşundan itibaren Türkiye’nin çağdaş akademik müzik alanı adına yeni yaklaşımlar geliştirilmesine etkin şekilde katkı sunmaya gayret ettiğim Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi bünyesinde, bugüne değin nelerin nasıl yapılmış olduğuna dair kişisel bilgi ve tecrübelerimi, ‘içeriden biri’ olarak, değerli meslektaşlarımız ve ilgili çevrelerin bilgilerine sunmayı, bir süreden beridir arzu etmekteydim. Çünkü ülkemizin, adında ‘müzik’ ibaresini taşıyan ilk ve yegâne üniversitesi olma vasfına sahip Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi, sahip olduğu dört fakülte, bir enstitü ve bir meslek yüksekokuluyla birlikte eğitim, bilim ve sanat alanlarında yeni bir anlayışla faaliyet göstermeye başlayalı üç yıl oldu. Üniversitemizin ‘müzik’ alanındaki çalışmalarına odaklanan bu yazıyı, çözüme kavuşturulmaları ‘imkânsız’ addedilen 100 yıllık meselelere nasıl yapıcı, bütünleştirici ve onarıcı kavrayış, yaklaşım ve çabalarla, çözümler üretilerek yaklaşıldığı; bazı temel yanılgı ve önyargılara daha baştan nasıl prim verilmediği; her şeyden önce Üniversitemizin kurucu Rektörü Prof. Erol Parlak’ın tam bir ‘gönül seferberliği’yle var ettiği huzurlu, ‘birlik ve beraberlik ruhu’nu perçinleyici çalışma anlayışıyla eğitimde kalite, üretkenlik ve işlevsellik gibi meselelere nasıl özel bir önem ve ağırlık verildiği ve geliştirilen program ve uygulamalarda ne gibi hususlara öncelik verildiği gibi konularda bazı bilgileri paylaşmanın faydalı olacağı düşüncesiyle kaleme aldığımı, en başta belirtmek isterim.
- Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi, ülkemizin, müzik alanında sahip olduğu birikimin tamamını kucaklayan bir bakışla yapılandırılmış durumdadır. Müzikoloji, müzik teorisi, müzik teknolojileri ile icra sanatları kapsamındaki tüm müzik türlerine dönük lisans, yüksek lisans, doktora ve sanatta yeterlik programlarıyla, ülkemizin müzik alanındaki kültürel, güncel, tarihsel birikimlerini bütün boyutlarıyla kucaklayan; müzik türleri arasında ayrım yapmayan; birleştirici ve bütünleştirici bir bakışın ortaya konulması, Üniversitemizin öncelikle sahip olduğu en temel özelliği oluşturmaktadır. Üniversitemizin ‘küresel dünya’daki konumlanışı, Türkiye’nin kültürel kimliğine temel oluşturan Anadolu uygarlık birikimine dayalıdır. Bu birikim kapsamında; tarih, arkeoloji, antropoloji, folklor, din ve inanç sistemleri, imparatorluk ve ulus-devlet tecrübelerine dayanan kültür, sanat, felsefe ve müziğe karşı özel bir ilgi gösterilmektedir. Üniversitemizin temel misyon ve vizyonu, bu birikimlerin bilincinde olunarak, tüm dünyaya, müzik üzerinden etkili mesajlar verebilen; barışçı, kucaklayıcı ve birleştirici projelere öncülük etme düşüncesiyle şekillendirilmiştir. Tüm bu şekillenmenin ruhunu ve merkezini Anadolu oluşturmaktadır.
- Üniversitemiz, öğrencilerine, müzik ve güzel sanatlar alanlarında geniş bir kültür, bilgi, görgü, tecrübe ve icra perspektifi, becerisi, yeterlik ve yetkinlikleri kazandırmayı en önemli hedef olarak ortaya koymuştur. Müzik alanında geçmişten günümüze en temel problemlerden biri olmasına rağmen yadırganmaksızın içselleştirilmiş olduğu görülen ve ülkemizin çeşitli üniversitelerinde halen sınırlı bir bakışla sürdürüldüğüne tanık olunan ‘Batı Müziği-Türk Müziği’; ‘Türk Sanat Müziği-Türk Halk Müziği’, ‘çoksesli evrensel-teksesli geleneksel’ gibi ‘ayrımcılıklar’ın hiçbiri, Üniversitemiz eğitim perspektifi içinde yer almamaktadır. Geliştirilen programların tamamı, tüm bu müzik türlerinin kendi içlerindeki teorik ve pratik birikimleri en işlevsel şekilde değerlendirmeye açık olduğu gibi, bu çeşitliliği bir zenginlik olarak algılamakta; tüm bu türlerin akademik kadrolarının kapsayıcı bir ‘uzlaşı’ ve ‘bir arada var olma kültürü’nü paylaşmalarına zemin sağlamaktadır. Üniversitemiz akademik kadrosu, her biri kendi uzmanlık alanlarında başarılı kariyerlere sahip öğretim üyelerinden oluşmakta ve tümü de, Üniversitemizin temel misyon ve vizyonunun bilincinde olarak, gerçekleştirilen programlara en üst düzeyde katkı sağlamayı görev bilmektedir.
- Üniversitemiz öğrencilerinin gerek ülkemiz, gerekse de dünya müzik kültürleri hakkında geniş bir kültür kazanmaları, geliştirilen programların ve verilen derslerin öncelikli hedefidir. Müzik, insan, toplum ve kültür konularına gelişkin, ilgili ve duyarlı bir bakış ve kavrayış kazandırmayı hedefleyen programlarımızın, ülke birikimine somut katkılar sağlama imkânlarına sahip olduğu, şimdiden görülmeye başlanmıştır. Teori, terminoloji, notalama ve eğitim yaklaşımı bakımlarından Üniversitemizde ortaya konulan temel bazı tercihlerin, akademik çevrelerdeki muhtelif yansımalarına ayrıca tanık olunmakta ve bu durum, sevinçle karşılanmaktadır.
- Üniversitemizin, henüz eğitime başlamadan önce karşısında, bir kısmı 100 yıllık ihmal edilmişliklerin ürünü olan, önemli bazı problemler yer almaktaydı. Gelinen nokta itibarıyla artık görmezden gelinmesi mümkün olmayan ve yeni bir bakışla ele alınarak acilen çözüme kavuşturulmayı bekleyen ve alandaki herkesi doğrudan ilgilendiren bu problemler, en başta müzik türleri arasında ayrımcılık gözeten radikal fikir ayrılıkları, bölünmeler, dışlamalar ve ihmallerin ürünü olup, teoriden icraya, notalamadan terminolojiye dek değişen boyutlara sahipti. Bu problemlerin çözüme kavuşturulması ise her şeyden önce bilgiye, tecrübeye, sorumluluk bilincine, geniş bir kültüre, fakat en önemlisi kapsamlı bir ‘kavrayış’ ve problem çözmeye odaklı etkili bir ‘irade’ye bağlıydı. İşte bu çerçevede, akademik eğitimin olgunlukla yüzleşme ve her bir problem için telaşlı değil, fakat makul, mantıklı, istikrarlı ve uzlaşmaya dayalı çözümler üretmesi gerekliliği, Üniversitemizce en başta doğru bir şekilde anlaşılmış bulunduğundan, sürecin nasıl yönetilmesi gerektiği ve öncelikle hangi adımların atılmasına ihtiyaç olduğu konusunda, gerek Üniversite akademik kadrolarımızın, gerekse de ülkemiz akademik çevrelerinin bilgi, tecrübe, görüş, değerlendirme ve önerilerine dayanan, etkili ve öncü çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla Sn. Rektörümüz başkanlığında geniş kapsamlı ve etkin katılımlı bir dizi akademik toplantı ve çalıştay düzenlenmiş ve bu buluşmalarda, ülkemizin önde gelen akademisyenlerinin bir araya gelmeleri sağlanmış; alabildiğine geniş bir tecrübe ve öneri ufkunun ortaya konulmasına, tartışılmasına ve somut öneriler geliştirilmesine zemin yaratılmıştır. Elde edilen bu geniş ufuk çerçevesinde de Üniversitemizin, ülkemiz müzik alanına etkili bir eğitim anlayışıyla yaklaşarak yeni programlar ortaya koyması; ilkeler, tercihler ve kararlar bakımından atıl durumda bırakılmış veya halen çözümsüzlükler içinde sürdürülen eğitsel meselelere, etkin bir irade ve bilinçle yeni bir model dâhilinde yaklaşılması mümkün olmuştur.
- Geliştirilen yeni modelin, görünürlüğü en somut olan ve geniş bir uzlaşma ve takdirle karşılanan ilkesel nitelikteki temel bazı tercihleri şunlardır:
a.) Halen fiilen Türkiye’nin pek çok konservatuar veya müzik bölümünde yapılanların aksine, Türk müziği alanında, halk ve klasik üsluplar tümüyle ortak bir ses sistemi, teori, terminoloji, notalama, solfej ve çalgı eğitimi kapsamında ele alınmıştır.
b.) İlk iki yıl içinde Üniversitemizde eğitim alan tüm öğrencilerimizin müzik teorisi, solfej, notalama ve terminoloji bakımlarından ortak bir altyapıyla yetişmeleri sağlanmış; ‘bağlama/saz’ ve ‘tanbur’a, öncelikli çalgı tercihleri arasında yer verilmiştir. Bu sayede Üniversitemizde öğrenci olan herkesin, ülke müzik kültürünün temeli konumunda olan bu temel çalgıları tanımaları ve müzik kültürü birikimlerini bu çalgılar üzerinde gerçekleştirecekleri uygulamalarla daha etkili şekilde öğrenmelerinin önü açılmıştır.
c.) Eğitime Batı müziği merkez alınarak değil, müziğin temel konularını oluşturan ses/perde/nota, aralık, perde düzenleri, diziler, modal/tonal/makamsal unsurlar, melodi ve armoniye ait temel bileşenler, ritim, zaman ve hız gibi ana başlıklar esas tutularak yaklaşılmıştır. Bu başlıklar kapsamına Türk, Batı ve dünya müzikleri bakımından özellik arz eden tüm içerik dâhil edilmiş; ayrıca ‘müzik kültürü’ kavrayışı içinde müziğin ne olduğundan başlanarak, kavramlar ve kültürler temelinde, alabildiğine geniş bir birikim kazandırılması amaçlanmıştır.
d.) Türk müziğinde, perde-nota eşleştirmesi için, müzikolojik, tarihsel ve teorik referanslar ışığında ‘dügâh-re’ eşleştirmesine dayanan ‘Sipürde ahengi/tonu’ temel alınmış; dört yıllık eğitim süreci içinde öğrencilerimizin ‘ahenk-ton-akort-perde-nota’ gibi anahtar konularda, tam bir donanım ve yetkinlik kazanacak şekilde yetişmesi hedeflenmiştir. Bu bağlamda salt aralık bilgisi üzerinde Batı-merkezci bir anlayışla temellendirilmiş bulunan solfej uygulamalarına alternatif olarak; müziksel işitmeyi her bakımdan zenginleştirmeyi amaçlayan modal ve makamsal melodik uygulamalar ile ‘perde öğretimi’ne özel bir önem ve ağırlık verilmiştir. Özellikle solfej açısından, ‘yazılan nota ile seslendirilen perde’ arasında günümüze değin sürdürülmüş ve halen de sürdürülmekte olan uygulamalara son verilmiş; işitsel gelişmede ‘aralık-perde-nota’ ilişkilerini etkili bir bilinçle öğrenme ve uygulama anlayışı etkin kılınmıştır.
e.) Günümüze değin özellikle klasik Türk müziği eğitiminde temelsiz ve keyfi bir ısrarla sürdürülen Mansur ahengi tercihinden vaz geçilmiş; ahenk uygulamaları anlamında daha ilk sınıftan itibaren öğrencilerin, Sipürde ve Bolahenk ahenkleri içinde deşifre ve solfej yapmalarına ağırlık verilmiştir. Bolahenk tonu, halen, klasik Türk müziği çevrelerinin temel ahengi olmayı sürdürdüğünden, solfej ve repertuar çalışmalarının uzmanlaşma gösterdiği dönemler itibarıyla bu iki ahenge dayalı uygulamalar esas alınmıştır. Bu sayede ‘yazılan nota ile seslendirilen perde’ arasındaki ayrım ortadan kaldırılmış; ahenk ve düzen bilgileri temelinde, Türk müziği-Batı müziği-Dünya müzikleri açısından, işitme alanı önündeki engeller kaldırılmıştır.
f.) Notalamada halk müziği ve klasik müzik için ayrı sistemler şeklinde yürütülen uygulamalara son verilmiş; Rast-Düzeni temel alınarak, segâh ve eviç perdelerinin ana perde olmaları bakımından müziğin temel sesleri olma vasıflarını doğru bir şekilde göstermeye imkân veren ve uluslararası geçerlilikteki mikrotonal işaretler tercih edilmiş ve uygulamaya konulmuştur.
g.) Halk müziğinde ‘si bemol iki’, ‘fa diyez üç’ şeklindeki nota adlandırılmaları terk edilmiş; tüm eğitimin, teori alanında ortaya konulan temel yaklaşımın bir gereği olarak, perde ve nota adlandırmalarını bir arada ele alan anlayışla yapılması uygulamaya konulmuştur.
i.) Halk ve klasik müzikte makam konusu Arel teorisi çerçevesinde değil, tarihsel birikime ışık tutan ve edvar geleneğinin kapsamlı bir analizine dayanan Düzenler ve Nağmeler Nazariyesi temelinde ele alınarak, özellikle halk müziği alanının makam kültürü açısından taşıdığı önemin ve makam araştırmalarına yapacağı teorik ve analitik katkıların açığa çıkarılmasına önem verilmiştir. Usul konusu ölçü olarak değil, döngüsel ritmik kalıplar olarak ele alınmıştır. Usul kültürüne tarihsel ve güncel birikim doğrultusunda, teorik ve pratik boyutların bütününü kapsayacak şekilde yaklaşılmış; klasik ve halk müziği üsluplarının her ikisinin de sahip olduğu birikimlerin tamamı, usul teorisi kapsamında birleştirilerek ele alınmıştır. Geleneğe dayalı müziklerin teorik plandaki ortaklıklarının eğitimdeki bütüncül yaklaşım dâhilinde ve müzikolojik araştırmalarla desteklenerek ortaya konulması ve geliştirilmesi sağlanmıştır.
j.) İcra alanında ‘derece sistemi’ devreye sokulmuş; bu sayede öğrencilerimizin, akademik icra düzeylerinin nesnel bir ölçeğe kavuşturulması sağlanmıştır. Özellikle seviyelendirme açısından eğitim programlarının çok daha ayrıntılı ölçekte planlanabilme ve ihtiyaç duyulan eğitsel materyallerin belirli ölçütlere göre oluşturulabilme kabiliyeti arttırılmıştır. Bu bağlamda gerek eser icrası, gerekse teknik bakımlardan kazandırılması hedeflenen seviyelerin temsil, yetkinlik ve yeterlilik anlamında somutlaştırılması sağlanmıştır.
k.) Yapılan ilkesel tercihler doğrultusunda tüm çalgılar ve ses eğitimi için, seslendirilen ahenk ve tonlara uygun nitelikte ve yeni mikrotonal işaretlere göre eğitsel materyal geliştirme kapsamında yeni notalar yazılmış; yeni ders notları geliştirilmiştir. Akademik eğitimde materyal olarak kullanılabilecek tüm notalar bir kaynak olarak değerlendirilmekle beraber, Üniversitemiz eğitimi için teorik ve pratik alanlara dönük tüm eğitsel malzeme, amaca uygun nitelikler gözetilerek ses ve çalgı için yeniden yazılmış ve öğretim için ihtiyaç duyulacak kaynakların geliştirilmesi sağlanmıştır.
l.) Eğitimin sahip olması gereken kalite yanında, içerik ve seviye bakımlarından da daha gelişkin kazanımların elde edilmesine dönük tüm uygulamalarda ‘öğrenci başarısı’ temel bir ölçüt olarak ele alınmış; işlevsellik ve üretkenlik, eğitimin ilkesel hedefleri haline getirilmiştir. Bu bağlamda son derece dinamik; etkili bir bilinç kazanılmasını defleyen çalışmalara özel bir önem ve ağırlık verilmiştir. Bilimsel araştırmaya dayanmayan, tecrübe eseri olmayan hiçbir bilgi ve uygulamaya, Üniversitemiz eğitim yaklaşımı içinde yer verilmemiştir.
m.) Batı müziği eğitimi, Üniversitemizde önem verilen temel alanlar arasında yer almaktadır. Ancak Üniversitemizin eğitime yaklaşımı, ‘Batı-merkezci’ bir anlayışla oluşturulmuş değildir. Üniversitemiz, Batı müziğini, dünya müzik kültürlerinden biri olarak görmekte; bu müziğe, herhangi özel bir üstünlük veya ayrıcalık atfetmemektedir. Bu nedenle de Üniversitemizin müziğe bakışında, her alanda olduğu gibi bu alanda da tam manasıyla çağdaş bir kavrayış geçerli kılınmakta; müzik türleri arasında herhangi bir ayrımcılık yapılmamakta ve hiyerarşi güdülmemektedir.
- Üniversitemiz, küreselleşme sürecindeki dünya şartlarını ve özellikle müzik alanında ortaya çıkan yeni durumları büyük bir dikkat ve titizlikle izlemekte ve geliştirdiği programları, bu bağlamda, tam bir ‘çağdaşlık’ içerisinde değerlendirmektedir. Bu nedenle eğitim alanında ‘geri kalmış’ modellerin hiç biri, Üniversitemiz programları içerisinde yer almamıştır. Aksine tamamen çağdaş, dinamik, üretken ve küresel şartlarda kendi konum ve rolünü etkili şekilde değerlendirebilen bir akademik merkez olma bilinci, Üniversitemizin temel görüşünü oluşturmaktadır. Üniversitemiz, problem üreten değil, mevcut problemlere uzlaşı zemininde etkili çözümler bulmayı amaçlayan bir motivasyon içindedir.
- Gerçekleştirilen sanatsal projelerle Üniversite-toplum buluşmalarına verilen özel önem somut olarak ortaya konulduğu gibi, bu alanda yeni projeler geliştirilmesi konusuna da öncülük edilmektedir. Bu bağlamda Üniversitemiz bünyesinde üretilen projelerde, Üniversitemizin temel değerleriyle bütünlük arz eden faaliyetler gerçekleştirilmesine özel bir önem verilmekte; bu sayede Üniversitemizin sadece eğitim ve bilimsel araştırma alanlarında değil, aynı zamanda sanatsal etkinlikler alanında da öncü bir rol üstlenebildiği somut olarak ortaya konulmuş olmaktadır.
- Üniversitemiz, değerli bir yerleşke alanına sahip olmakla birlikte, buraya kadar anlatılan faaliyetlerin tümünü, sonuçta, etkin şekilde kullanılabilen sadece iki fakülte binası içinde gerçekleştirmektedir. Yapılması gereken çok önemli altyapı ve bina yatırımları söz konusudur. Üniversitemiz bu bağlamda sadece akademik ve idari kadro bakımından değil, fakat aynı zamanda faal olarak kullanılabilecek fiziki mekân bakımından da gerçek anlamda bir müşkül içindedir, ama bu geçici durumun da acilen çözümlenmesi konusunda gerekli adımlar atılmıştır. Konunun bu temel boyutunun, Üniversitemizin kadro bakımından gelişimi önünde önemli bir mânia teşkil ettiği bir hakikattir. Bu bağlamda dışarıdan bakıldığında neden ‘daha hızlı’ bir kadrolaşmaya gidilmediği merakına dair en somut cevabı, Üniversitemizin şimdi sahip olduğu fiziki imkânların gerçekçi ve işlevsel bir gözle değerlendirilmesi kabiliyetinde aramak gerekir.
- Üniversitemiz, akademik ve idari kadrolar konusuna tam bir titizlik ve hassasiyetle yaklaşmaktadır. Eğitim, bilim ve sanat alanlarında ortaya konulan temel görüş doğrultusunda Üniversitemizde görev yapacak kadroların, bu temel motivasyon ve sorumluluğu paylaşabilecek; temel misyonun yerine getirilmesinde etkin şekilde rol alabilecek, alanlarında yetkin ve etkili isimlerden oluşması konusunda dikkatle durulmakta, telaş içinde hareket edilmemektedir. Bu bağlamda hızlı, ama işlevsiz olabilecek bir kadrolaşmaya gidilmemekte; Üniversitemizin akademik gelişmişlik düzeyi ve kalitesinin oluşturulması ve korunmasına, tüm bu sürecin temel bir ölçütü olarak, hassasiyet gösterilmektedir.
Bu temel bilgilendirme üzerinden bakıldığında, ülkemizin ‘körpe’ sayılabilecek bu güzide Üniversitesinin, kuruluşundan bugüne değin, başta Sayın Rektörü olmak üzere tüm akademik ve idari kadrolarıyla birlikte tam bir sorumluluk ve dayanışma bilinç ve ruhu içinde hareket ettiğini samimiyetle ifade etmek gerekir. Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi, ülkemizin, dünyadaki en etkin akademik birimi olma hedefine sahiptir. Üniversitemiz, tüm insanlığın ‘ses’ birikimini layıkıyla ve her bakımdan değerlendirmek arzusundadır. Kaliteli, üretken, sorumlu, bilinçli ve hassasiyet ölçeği gelişkin tüm fikir ve projelere açık bir anlayış ve işbirliği ruhuyla yaklaşan ve tümüne değer veren akademik kültür, Üniversitemiz eğitiminin temel felsefesini oluşturmaktadır.
Üniversitemizde geniş bir uzlaşma zemininde geliştirilen ve somut olarak da hayata geçirilen programların, Türkiye’de, müzik alanında, 100 yıllık problemlerle yüzleşmek ve bunlara çözüm bulmak isteyen herkes açısından geçerlilik taşıdığı, açık kalplilikle belirtilmesi gereken temel bir konudur.
Üniversitemiz, başta ülkemiz ve insanımız olmak üzere tüm dünyaya sevgiyle, saygıyla, kardeşlikle ve ‘gönül bağı’yla bağlıdır. Üniversitemiz, ülkemiz ve bölgemiz açısından sahip olduğu özellik, vasıf ve işlevinin, her anlamda bilincindedir ve üstlendiği sorumlulukları en iyi şekilde yerine getirme konusunda da tam bir azim ve kararlılık içindedir. Neticede amaç, güzel ve benzersiz ülkemize gerçek anlamda değer katmak; alanımızda fark yaratmak; müzik ve güzel sanatlar alanındaki birikimleri etkin şekilde değerlendirmek ve geliştirmek; dünya kültürlerinin tamamını kucaklamak ve ortak kültürel projeler yoluyla tüm insanlığa hizmet edebilmektir. Üniversitemizin, başta ülkemiz olmak üzere irtibat haline bulunduğumuz tüm bölge ve dünya ülkeleriyle müzik üzerinden gönül köprüleri kurması, tüm mensuplarımızın ortak temenni ve arzusu olduğu gibi, ülkesini onurlandırmak, emek verdiği alana değerli katkılar sağlamak isteyen tüm kişi, kurum ve kuruluşlarla kültür, sanat, eğitim ve bilim alanlarında ortak projeler gerçekleştirmek ve tüm insanlık adına ‘fark yaratan’ çalışmalar ortaya koymak da Üniversitemizin temel amaç ve hedefidir.