Kantemiroğlu Edvarı olarak bilinen Kitabu İlmil Musiki ala vechi’l Hurufat[1] adlı eserde rehâvi makamı için "makam-ı mevcudi'l ism madûmü'l cism" tanımlaması yapılmış ve gerekli açıklama yapılınca herkesin şaşkınlığının geçeceği belirtilmiştir. "Aşiran Perdesi" için de aynı açıklamaya ihtiyaç duyduk: Aşiran perdesi dediğimiz için "kimse taacüb eylemesin; zira teşrihi beyan olundukdan sonra her kimesnenin müşküli hall olur."
Bilindiği üzere on sekizinci yüzyıl Osmanlı/Türk musikisinde tam perdeler yegâh, aşiran, ırak, rast, dügâh, segâh, çargâh, neva, hüseyni, evç, gerdaniye, muhayyer, tiz segâh, tiz çargâh, tiz neva ve tiz hüseyni'dir. Tam perdelerden biri olan aşiran perdesi, on sekizinci yüzyıldan günümüze isim değişikliğine uğrayan tek perdedir. Aşiran perdesi ismi on dokuzuncu yüzyıldan itibaren hüseyniaşiran ismine dönüşmüştür. Yazımızda aşiran perdesi ile anlatmak istediğimiz sadece isim değişikliği değil aynı zamanda ses yüksekliğindeki değişimdir. On sekizinci yüzyılda ses yüksekliklerinin frekansları ölçülemese de, o yüzyıldan günümüze gelen herhangi bir değer olmasa da mezkûr perdenin nasıl değişime uğradığına dikkat çekmeye çalışacağız[2].
Nâyi Mustafa Kevserî mecmuasında tam ve nim (yarım) perdeleri çeşitli bölümlerde anlattıktan sonra nazari bilgilerinin merkezine oturttuğu ney ve ney perdelerini, hem yazılı olarak hem de çeşitli ney suretleri üzerinden anlatmaktadır. Örneğin "Perde-i nay nim perdeler hükmü kangı perdenin deyu suretleridir" başlıklı bölümde neyde üflemeye göre tam perdelerden nim perdelerin nasıl üretilebileceği resmedilmiştir (Kevserî, v. 27b-28a).
"Nâyi Mustafa Kevserî'den Ney Açma Dersleri" başlıklı ikinci yazımızda hatırlanacağı üzere Nâyi Mustafa Kevserî ney yapımını anlatmış, kamışın tam ortasına "aşiran" deliği açılır" diye tarif etmiş ve aşiran perdesinin neyde hangi delikten çıkarıldığını net bir şekilde ortaya koymuştur. Ney perdelerini anlattığı bölümlerde de aynı bilgiyi vermeye devam eder.
Abdülbaki Nasır Dede, neyde hangi sükûbdan (delikten), hangi seslerin üretildiğini anlattığı Tedkik ü Tahkik adlı eserinde aşiran perdesi için "âdet üzere" demekte kısaca her zaman icra edildiği gibi icra edileceğini belirtmektedir. Haşim Bey de mecmuasında aynı bilgileri tekrarlar. Hattat Hasan Rızâ Bey’in Teşrih-i Ney Tablosu'na kadar "Aşiran Perdesi" "Âdet Üzere" devam etmekte iken, mezkûr tabloda ise "Âdet" olan perde "Acemaşiran Perdesi"ne dönüşmüştür. 1873 yılına değin neyin yedinci deliği aşiran perdesi iken neden acemaşiran perdesine dönüşmüştür? Başka bir ifade ile neyin tam ortası olan nokta (on üç birim) aşiran mı yoksa acemaşiran perdesi midir?
Evet aşiran perdesi tek bir musikisi perdesidir. Bir perdenin değişimi ya da dönüşümü ne ile açıklanabilir? On sekizinci yüzyılda Şarklıların önde gelen musiki aletinin Ney olduğu ve diğer sazların akortlarını Ney'e göre yaptığı bilinmektedir. Neydeki yarım perde değişimi ise tüm sazların akort değişimi anlamına gelmektedir.
Aşiran perdesi acemaşiran perdesine üfleme şekline bağlı olarak mı değişikliğe uğramıştır? Yoksa neyin yapımına ilişkin bir değişiklik midir? Bu konuya ilişkin herhangi bir bilgi ne Kevserî Mecmuası'nda ne de diğer yazılı ya da basılı kaynaklarda yazılı değildir. Bunun nedeni üfleme ise;
Normal üfleme pozisyonunda tüm delikler açık durumda (yedinci delikten) aşiran sesi elde ediliyorsa yedinci delik kapalı iken yegâh sesi elde edilebilir mi? Diğer tüm perdeler yarım ses ince mi olacaktır?
Bunun nedeni ney yapımı ise;
Neyin orta deliği (yedinci deliği) on üç birim olmayacak bu durum perdelerin ses yükseklikleri açısından değişiklik olmasa da meydana gelecek yarım ses değişikliği neyin cinsini ya da muhtelif ahenk isimlerini dahi etkileyecektir. Mansur ney, Kevseri'nin mecmuasında sürekli zikrettiği şahmansur neyi mi olacaktır? Kız ney, kız mabeyni neye mi dönüşecektir?
Sebep ne olursa olsun Kevseri Mecmuası'ndan günümüze aşiran perdesi değişikliğe uğramış ise Sencer Derya'nın Aşkın Sesi Ney öğretim kitabında[3] neyin yedinci deliği için yine aşiran perdesinin verilmesinin sebebi ne olabilir?
Kısaca Nâyi Mustafa Kevserî'nin mecmuasında zikrettiği aşiran perdesi ile günümüzdeki aşiran perdesi arasında nim perde farkı olacaktır denilebilir. Anlaşılacağı üzere aşiran perdesi bir perdedir fakat tüm perde seslerinin on sekizinci yüzyıldan günümüze yarım ses değişikliğe uğradığını gösteren bir semboldür.
Bir sonraki yazımızda Türk musikisinin on yedinci ve on sekizinci yüzyıllarındaki iki sembol yazılı kaynağı hakkındaki düşüncelerimize yer vereceğiz, vesselam.
[2] Benzer bir çalışma için: Yalçın, G., Yeşilyurt, K. (2017). Osmanlı/Türk Musikisi Yazılı Ve Basılı Kaynaklarına Göre Ney Çalgısında Perdeler. Akademik Bakış Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler Dergisi, (63), 290-326. Retrieved from http://dergipark.org.tr/abuhsbd/issue/35955/403449
[3] Derya, S. (2008). Aşkın Sesi Ney Öğretim Kitabı. İstanbul: Pan Yayıncılık.