Onu ben ilk kez 1980'lerin ilk yarısında Rıza Rit'in yönettiği Istanbul Belediye Konservatuvarı İcra Heyetinin Şehir Tiyatrosu Harbiye Sahnesinde verdiği bir konserde tanımıştım. Yani çok geç. Konser sırasında yanımda oturan dinleyici Nurettin Çelik'i işaret ederek, duyabileceğim bir sesle, kendi kendine, "Bu adam," demişti, "fasılcı, fasılda okur gibi okuyor!" diye söylenmişti. Bir yergi miydi bu, yoksa başka bir şey mi, o anda anlamamıştım. Ama söylediği şey hemen ilgimi çekmişti. Konserin daha sonraki bölümlerinde dikkat ettim, gerçekten öyleydi. Heyetin kalabalığı içinde bile bu okuyucunun fasıl musıkisine özgü sadâları, süslemeleri salona yayılıyordu. Dahası, yanımdaki dinleyicinin kastettiği okuyucunun (o güne değin adını duymamıştım) yüz ifadeleri, dudak hareketleri de öteki okuyucularınkilere hiç benzemiyordu. Fasıl hanendelerine özgü yüz hareketleri gözden kaçmıyordu...
Yazının devamı için bkz:
http://www.musikidergisi.com/yazar-555-serhanende_nurettin_celik_....html