Kitabu İlmi'l-Musiki alâ vechi’l-Hurûfât adlı eserde dikkat çeken zirefken(d), zirgüle gibi terimlerin yanı sıra dikkat çeken bir diğer kelime ya da harf ise "uzzal" perdesi yazılışında kullanılan "lâm" harfidir.
Uzzal (ﻋﺬﹼﺍﻞ) perdesinde dikkat çeken husus yazım farklılığıdır. Uzzal perdesinin ismi edvarın henüz birinci sayfasında, musiki perdelerinin işaretleri içerisinde zikredilmiş ve "lâm" harfi verilmişken, ikinci sayfasında "na-tamam perdelerin on yedidir" başlığı içerisinde nim perde (yarım perde) olarak "lâm" harfi yoktur[1] (On altı harf verilmiştir). Sehven yazılmamış, unutulmuş olabilir. Asıl dikkat çeken husus ise Kitabu İlmi'l-Musiki'nin ilk sayfasında uzzal (ﻋﺬﹼﺍﻞ) perdesinin yazılışında farklılık yokken, dördüncü sayfasında ise "lâm" harfi, zülfesiz ve teknesi birleşik şekilde kısaca ayırt edici özellikte yazıldığı görülür (Latin harfi olarak "d" benzeridir). Aynı şekilde Kitabu İlmi'l-Musiki'nin birinci ve ikinci cildinde de uzzal perdesi kimi sayfalarda "zülfesiz ve teknesi birleşik" lâm ile yazılmıştır. Bu farklılığın nedeni neye işaret ediyor olabilir?
Öncelikle söylemek gerekir ki uzzal makam ve perde yazılışındaki bu farklılık (önceki yazımızda zengüle/zirgüle yazılışında olduğu gibi) ilk sayfaların sonradan yazıldığı tespitimizi destekler niteliktedir. Bilindiği gibi Kitabu İlmi'l-Musiki'nin birinci cildinin son sayfalarında "mevcud" ve "nâ-mevcud" peşrevlerin verildiği üç farklı liste verilmiştir. Birinci listede zirgüle ve uzzal (lâm harfinin teknesi bitişik değildir) terimleri yazılıdır. Tespitlerimize göre bu liste sonraki yıllarda (1734 sonrası); ikinci listede uzzal ve zengüle yazılıdır ki 1734 öncesi yazılmış ya da yazılan bir eserden aktarılmış olmalıdır. Üçüncü listede ise diğer listelerden farklı olarak hem uzzal makamı yazılışı hem de makam isminin yanına yazılan "lâm" harfi bakımından tüm eser ile bütünlük arz etmektedir. Buradan hareketle "lâm" harfi, Kitabu İlmi'l-Musiki'nin asıl listesinin ihtimal-i gâlib üçüncü liste olduğuna işaret etmektedir. Kısaca uzzal perdesi de zirgüle perdesi gibi Kitabu İlmi'l-Musiki'nin bazı sayfalarının farklı zamanlarda kaydedilmiş olacağının göstergesidir diyebiliriz.
Mezkûr listede (bizim tahminlerimize göre asıl nüshaya ait olan üçüncü liste) geveşt ve bestenigâr makamlarında yazılmış eserler için "hakîr[2]" notu düşülmüştür (berevşan-ı hakîr, semaî-yi hakîr gibi). Anlaşılacağı üzere Kitabu İlmi'l-Musiki'nin müellifi kendi ismini vermeden "hakîr" olarak nitelemektedir. Hakîr nitelemesini Mevlevi olmayan bir müellifin kullanma ihtimali olabilir mi? Geçen yazımızda da özellikle belirttiğimiz gibi "Cenâbü'l-Hâlik…", "…İmdi Bismillah'la makamat teşrihine mübaşeret idelim…" gibi cümleleri bir Mevlevi ya da Müslüman müellifin dışında bir müellifin kullanmış olamayacağı gibi "hakîr" tabirini de kullanmayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Tekrar şu soruyu hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum: Kitabu İlmi'l-Musiki Alâ Vechi’l-Hurûfât'ın müellifi Dimitrie Cantemir olabilir mi?
Bir sonraki yazımızda da Kitabu İlmi'l-Musiki'nin müellifine işaret eden kelime, terim ya da harfleri incelemeye devam edeceğiz. Nühüft makamı tarifinde adı geçen musikişinaslar kimlerdir? Bize hangi bilgileri vermektedir? Bu sorulara cevap arayacağız, vesselam.
[1] Kevserî Mecmuası'nda ise "lâm" harfinin sonradan eklendiği anlaşılmaktadır. Fakat uzzal yazılışında farklılık görülmez.
[2] "hakîr: hor, bayağı, adi…" İsmail Parlatır (2006). Osmanlı Türkçesi Sözlüğü, Ankara.