Daha önce konuya değinmiş "Turizm para getiren, kültür para götüren" ama herşeyin para demek olmadığı, bir bakanlıkta yer alan bu iki alanın bütçelerinin nasıl dağıtılacağı" içeriğinde bir yazı kaleme almıştık.
Sonrası uygulamalarda işin kültür kısmı gerilerde kalmış, ilgi görmemiş, kendi haline bırakılmış, hatta son dönemlerde “Sanat/kültürde başarılı olunamadığı" açıkça dile gelir olmuştu.
Kültürde devlet uygulamaları açısından bir aşama uzun zamandan beri bekleniyor, merak ediliyordu.
Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimine günler kala Kültür Turizm Bakanlığı'nın kapatılacağı gündeme geldi ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu konuya ilişkin açıklama yapmak zorunda kaldı. 28 Mayıs 2018 tarihli konuşmasının temelinde turizme önem verdikleri vurgusu hissediliyordu. Yani Turizm konusunda açık konuşurken Kültür Bakanlığının ne olacağı sorusuna tam olarak açıklık getirmedi.
Bu da kafalarda soru işaretlerinin artmasına neden oldu.
Dışişleri Bakanı, Kültür Bakanı Fahri Yardımcısı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'nun açıklaması şöyle:
"Bu tartışmalar özellikle sosyal medya üzerinde, bu dezenformasyonun doğru olmadığını sizlere vurgulamak isterim. Sadece yeni yapılanmada iki şey düşünüyoruz. Bir Kültür Bakanlığı ve Turizm Bakanlığı birlikte mi olmalı, ayrı mı olmalı. Turizm sektöründe de farklı görüşler var, bazı arkadaşlarımız birlikte olursa daha iyi olur, bazı arkadaşlarımız ayrılsa daha iyi olur, 'Biz turizmiz, kültür yönüyle bizi bağlamaz' diyenler var. Tersini de savunanlar var. Kendi içimizde de Ankara'da devletin içinde bürokrat, uzman arkadaşlar bu konuda farklı görüşler söyleyebiliyor. Bunlar doğaldır. Ama bizim bir gayemiz var. Turizm Bakanlığı birlikte de olsa devam edecek, ayrı da olsa devam edecek. Bir gayemiz var, Turizm Bakanlığını daha dinamik hale nasıl getirebiliriz, bürokratik engellerden nasıl kurtarabiliriz, bu yapılanmayı nasıl pratik hale getirebiliriz. Turizm sektörünün Ankara'da işlerinin hızlı görülmesi için sistemi nasıl güçlendirebiliriz, nasıl yenileyebiliriz. Bunun gayreti içindeyiz. Bu konuda da özellikle Bakanımız Numan bey, müsteşarımız başta olmak üzere üst düzey bürokratlarımızın ciddi gayretleri var. Bunları nereden biliyorsunuz, bir Antalyalıyım, turizmin içindeyim, iki turizm bakanımızın fahri olarak ikinci yardımcısıyım Dışişleri Bakanı olarak, yardımcı olmaya çalışıyoruz."
Görüldüğü gibi Kültür Bakanlığı ile ilgili net bir açıklama yok. Ama Sayın Bakanın Turizm Bakanlığı hakkında söylemi net, diyor ki :
"…Bir gayemiz var, Turizm Bakanlığını daha dinamik hale nasıl getirebiliriz, bürokratik engellerden nasıl kurtarabiliriz, bu yapılanmayı nasıl pratik hale getirebiliriz. Turizm sektörünün Ankara'da işlerinin hızlı görülmesi için sistemi nasıl güçlendirebiliriz, nasıl yenileyebiliriz. Bunun gayreti içindeyiz…"
Sayın Bakan Kültür Bakanlığı konusu üzerinde pek durmuyor. Üzerinde durduğu daha çok Turizm Bakanlığı.
Bu tür konularda hemen fikrine başvurulan yazdıklarına bakılan Hürriyet Gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi konuyu köşesine taşımış yeni bakanlıkları belirttikten sonra Kültür Bakanlığı, Gençlik Spor Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın birleştirileceğini isminin de "Milli Eğitim Kültür ve Spor Bakanlığı" olacağını yazmış ve sonuna da şöyle bir not düşmüş:
"Tekrar ifade edeyim. Bunlar henüz taslak çalışmalar. Net olan sadece bakanlık sayısının azaltılacağı. Sadece bakanlıklar birleştirilmeyecek. Yeni sistemde bakanlar, milletvekilleri arasından seçilemeyeceği için özel sektörden, üniversitelerden, toplumun diğer kesimlerinden liyakat ve ehliyete göre isimler bakan olabilecek."
Görüldüğü gibi Kültür Bakanlığı'nın Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın Spor bölümü ile birlikte (Gençlik kısmı yeni kurulacak olan Aile Gençlik ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na) Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlanması ve isminin de "Milli Eğitim Kültür ve Spor Bakanlığı" olması yönünde açık bir çalışma sözkonusu.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın içinde halk oyunlarından, şarkı/türkü, resim, spor gibi birçok çalışma ve yarışma düzenlemeleri bulunduğunu biliyoruz. Fakat bunları öğrenciye sistematik, bilinçli bir yolla öğretecek, benimsetecek uygulamalarını ve en önemlisi sonucunu göremiyoruz.
Dememiz o ki; Milli Eğitim Bakanlığı'nın on yıllardır içinde bulunduğu "yap boz" uygulamaları, hala sistemi oturtamaması, yoğunluğu, politik ilgi merkezi olması, Gençlik Spor Bakanlığı'nın da gençleri yönlendirme konusunda bir ses getiremediği düşünülürse böyle bir yapının içine Kültür Bakanlığı'nı dahil etmek pek başarı getirecek gibi görünmüyor.