Necdet Varol kimdir?
Kanun sanatçısı, bestekâr, koro şefi, araştırmacı, öğretim görevlisi Necdet Varol (95) 1925 yılında İstanbul, Kireçburnu Mahallesi’nde doğdu. İlk kanun eğitimini çocuk yaşta annesi Fehime Güzide Hanım'dan gören Varol, Hüseyin Saadettin Arel, Dr. Subhi Ezgi, Ord.Prof. Salih Murad Uzdilek gibi önemli Türk musikisi hocalarından dersler aldı. 9-10 yaşlarında Fahri Kopuz yönetimindeki Dar-üt Talim-i Musiki meşklerine katıldı. İstanbul Belediye Konservatuarı'na 4. sınıftan itibaren kabul edildi. 1948'de Askerlik görevini yaptı. Döndüğü ilk yıllarda Safiye Ayla, M N.Selçuk gibi sanatçılara kanun ile eşlik etti. Sayıları 1000’e yaklaşan besteleriyle tanınmış olup, geleneğe sadık kalmış, yenilikçi üslup ve görüşe sahip Türk bestekarları arasında sayılır.
Necdet Varol 1950 – 1956 yılları arasında Ankara radyosu, kanun sanatçılığı, repetitör, artist öğretmen, koro şefi; 1956 – 1959 yılları arasında İzmir Radyosu Müdürlüğü, Basın-Yayın-Turizm Bakanlığı İzmir il özel temsilcisi; 1959 – 1960 : İstanbul Radyosu; Program Md. ve Müzik Müşaviri, Kanun Sanatçısı, Koro Şefi; 1960 – 1962 : Bağdat Üniverstesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Kanun Müderrisliği; 1962 – 1968 : Bağdat Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Enterpretasyon Profesörlüğü; 1962 – 1968 : Ortadoğu-Avrupa Uluslararası Müzik Kongre ve Konferansları Üyelikleri; 1965 – 1968 : Berlin Özerk Üniverstesi, Müzikoloji Yüksek Lisans öğr.gör., Berlin Uluslararası Mukâyeseli Dünya Müzikleri Kongresi’ne çağrılı Türk delegesi; 1968 – 1982 : İstanbul Radyosu Kanun Sanatçılığı, Koro Şefliği, Sınav, Denetim, Danışma Kurul Üyelikleri; 1975 – 1976 : M.E.B. Kültür Şûrâsı, Türk Mûsikîsi Komisyonu Üyesi; 1975 – 1982 : Milli Eğitim ve Kültür Bakanlıkları: İstanbul TMD Konservatuarı Öğr. Gör ve Yönetim Kurul Üyeliği; 1986 : MESAM Teknik Bilim Kurulu Başkanlığı; 1986 – 1996 : İTÜ TM Devlet Konservatuarı, Temel Bilimler Bölümü Öğr. Gör. ve TMDK Akademik Kurul Üyeliği görevlerinde bulundu. Sayıları 1000’e yaklaşan eserleri arasında 2 operet denemesi, 1 bale, 2 âyin-i şerif, 3 durak, 30 ilâhi-tevşih bulunmaktadır.
1998 yılında “Devlet Sanatçısı” unvanı verilmiştir.
Eserlerinden birkaçı: “Süzül güzel, süzül de gel; Gel güzelim biz de coşalım oynayalım (İstanbul karşılaması); Benim güzel Vatanım; Şuhendaz sevdiceğim Şükranım; Bir bakış, bir kaş çatış; Yeni açmış bir bahar dalında gonca; Gül güle gülmek gerek; Boyu fidan salınır ince beli var; Dünya, dünya yaman dünya; Ağaran saçların rengine dalıp; Andım yine derinden; Aşk büyük bir yalan; Benimle olmaktan bıktıysan eğer; Bırak gözünden ruhuna akayım; Bilmemki hatıralar benden ne istersiniz; Sazımda bir gönül hikayesi var; Gecelerin ucunda ararım seni; Hayat atlı-yaya geçip gidiyor; Gözlerine meftun oldum, Oluk oluk pınarlar yüceden akar”
“Türk Müziği Nazariyat Usul ve Solfej Metodu- TM Vakfı Yay. 1994” kitabı bulunmaktadır.
Tanınmış eseri “Vatan” hakkında yapılan kendisiyle yapılan röportajdan (Şebnem Yükeb “Necdet Varol’un Tasvîrî Eserlerinin Müzikal Analizi” Haliç Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Mûsikîsi Ana Sanat Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul – 2010) bir bölüm:
“Türk milletinin özel günleri için bestelenmiş, bütün milletin hissetmesi gereken duyguları içeren, bu ülkenin yüce milletin yakışığı olan vatan sevgisi, vatandaşlık görevi telâkki edilen işlevlerin, son yıllarda daha da artmasına duyulan gereksinim ile yediden yetmişe bu duyguyu pekiştirmek ve bu yüce vatana sahip çıkılması gereğinin tüm yüce milletimizin idrak etmesini sağlamak amacı ile bestelenmiş bir eserdir.
Bahsi geçen duyguların ve görevlerin özümsenmesi ve tüm ulusu kapsaması; kuzeyi, güneyi, doğusu ve batısı ile tüm milleti kucaklaması, Anadolu topraklarında özellikle kırsal kesimlerde nüfusun çoğunluğunu teşkil eden halkımızın tümüne hitap edebilmek için, çoğunlukla bilinen ve özümsenen, pastoral bir makam olan Hüseynî makamının seçilmesi, ayrıca eserin içinde geçen, coşkulu, hareketli olan köçekçelere oldukça yakışmakta olan, Karcığar makamının da ( ki bu iki makamın terkibine Gülizâr makamı da denebilir) kullanılması uygun görülmüştür.
Eserde iki farklı usûl kullanılmıştır. Öncelikle daha ciddi bir hava içeren Sofyan usûlü, eserin başında ve sonuna doğru kullanılırken, özellikle oyun havalarına çok yakışan, kimi yerde Karadeniz kesimlerini, kimi yerde Orta Anadolu, Trakya halkının alışık olduğu, bu sebeple bu diyarları tasvirde yardımcı olacağı düşüncesinden yola çıkılarak, Devr-i Tûrân usûlünün kullanımı tercih sebebi olmuştur.
Eserde bazı bölümlerin hanımlar, bazı bölümlerin erkekler grubu olarak partisyone edilmesi, tüm vatan sathının üzerinde yaşayan kadını, erkeği, genci ve yaşlısı ile bütün milletimizin temsil edilmesinin ifadesi olarak düşünülmüştür.” (Necdet Varol özgeçmişi Dr. Ayhan Sarı tarafından kaleme alınmıştır.)