Türkülerimiz ekmek gibi su gibidir. Deniz olur dalgalanır, nehir olur şahlanır. Bazen karlı dağ olur geçit vermez. Kır çiçekleri gibi, yaban gülü gibi arı duru ve yalınkattır. Zalim felek, gurbet, ayrılık, gönül onunla dile gelir. Düşündürür, güldürür, ağlatır, oynatır. Sevindirir. O, gönlün aziz dostu, duygu ve düşüncenin aynasıdır. Bizi söyler, bizi çalar, bizi anlatır. Hepsi ayrı renkte ve biçimdedirler. Halkımızın yaşama mücadelesinin dile ve tele yansımasını sağlayan bir aynadır. Onun içindir ki Anadolu insanı düğününü, kara gününü, kınasını, yakınmasını, mizahını, taşlamasını, kahramanlığını, aşkını, gurbetini, hatta sevgilisine sitemini dahi turnanın kanadında dile getirmeye çalışmış. Onlar bize, biz onlara sevdalanmışız. Geçit vermez dağları onlarla aşmış, ulaşamadığımız yerlere onlarla haber salmışız. Türkülerimiz arı misali her çiçekten bal almış, çiçekten çiçeğe konmuş, sevda bahçemizin gülleri olarak geçmişten günümüze varlığını korumuş. Onun için türküler yakılmış toprak üstüne, aşk üstüne, sevda üstüne. Her konu onlarla dile gelmiş. Keremin Aslı’sı, Karacaoğlan’ın yavuklusu onların sayesinde dal budak salmış. O kadar geniş bir alana yayılmış ki: Âşığın sevdası, Yörük kızının gaydası, Erciyes’in yaylası, bülbülün kanadının sarısı bile onlarla dile gelmiş. Böyle olmasına rağmen kadrini kıymetini bilememişiz. Hâlâ da bilemiyoruz.
Onun için de sahipsizdir türkülerimiz. Anasızdır. Babasızdır. Herkes istediği gibi kullanır onları. Hem de tepe tepe. İlahiciler, Aranjmancılar – Popçular – Özgüncüler – Batıcılar onu en çok kullananlar arasında ilk sırada yer alırlar. İsteyen hesabına nasıl geliyorsa öyle yorumlar. Gönlünce de değerlendirir. Sahipsiz olduğu için de bir Allah’ın kulu çıkıp da: “Siz bu türkünün sözlerini, temasını, şemasını, ezgisini nasıl değiştiriyorsunuz” demez. Denmediği için de şamar oğlanıdır türküler. Gelen vurur giden vurur…
Oturduğunuz evin balkonunu değiştirecek olsanız apartman yönetiminden izin alırsınız. Ama türküler değiştirilir. Hiç kimsenin kulağı duymaz. Hiç kimseden izin alınmaz. Bu kadar sahipsizdir türkülerimiz. Yağma Hasan’ın böreğidir. İsteyen istediği gibi kullanır onları… Onun için ben bu sahipsiz olan türkülerimize Kadersiz Türküler diyorum. İşte bugün Kadersiz Türküler çıkacak karşınıza… Yanlış okunduğunu, yeni sözler uydurulduğunu, dörtlüklerin keyfe keder değiştirildiğini üzülerek görecek, sonra da dizinizi döveceksiniz. Dizinizi döveceğiniz bir türküyle bu günkü perdeyi aralıyoruz.
Ünlü bir Konya türkümüz vardır. Bilirsiniz… Gitme bülbül gitme bahar erişti / Gonca güller maverdesin kavuştu. Türküyü Muzaffer Sarısözen Konya’dan Ahmet Çopur’dan derlemiş. Sözleri de iki dörtlük olarak kayıtlara geçmiş. Şimdi kayıtlara iki dörtlük olarak geçen türkünün sözlerine bakalım:
Gitme bülbül gitme bahar erişti
Gonca güller maverdesin kavuştu
Sılada sevdiğim aklıma düştü
Çekilmez gurbetin vefası bülbül
Bahar eyyamında ( Günlerinde) bülbül sesinden
Çıkarır perçemin (kakül) finor fesinden (kalıplaşmış fes)
Hoşlandım yârimin gül nefesinden
Çekilmez gurbetin cefası bülbül
Türkü sözündeki ilk dörtlüğün ikinci dizesi Gonca güller maverdesin kavuştu, son dizesi de: Çekilmez gurbetin vefası bülbül şeklinde kayıtlara geçmiş. İkinci dizedeki Maverdesin sözlüklerde yok. Ma–ül –verd var. Gül suyu, hayat suyu anlamında. Bizce: Ma–ül–verd bozularak maverdesin’e dönüşmüş. Ma- ül –verd sözcüğünün maverde-sine dönüştüğü düşünülürse dize: Gonca güller hayat suyuna, kaynağına kavuştu şeklinde bir anlam ifade eder. O zaman da türküdeki o dizenin Gonca güller maülverde kavuştu şeklinde okunması gerekir diyor türkünün üçüncü ve dördüncü dizelerine bakıyoruz. Hatırlayalım… Üçüncü ve dördüncü dize: Sılada sevdiğim aklıma düştü / Çekilmez gurbetin vefası bülbül şeklindeydi. Dizedeki vefa sözcüğünün üzerinde durmak gerekir. Vefa: Sözünde durma, sözünü yerine getirme. Dostluğu devam ettirme. Bi – Vefa: Vefasız, sözünde durmayan anlamında. Sılada sevdiğim aklıma düştü dizesi gurbetin çekilmez olduğunun bir ifadesidir. Fakat: Çekilmez gurbetin vefası bülbül dizesi gurbetin kahrının çekilmez olduğunu ifade etmiyor. Vefa cefanın yerini tutmuyor. Bize göre dizede gurbetin kahrının çekilmeyeceğini ifade eden bir sözcüğün olması gerekir. O sözcük de vehle’dir. Vehle: Dakika, an, lahza. Dizedeki vehle sözcüğü vefa ya dönüşmüş. Dizenin: Çekilmez gurbetin vehlesi bülbül olarak okunması gerekir. Cümle böyle okununca: Sılada sevdiğim aklıma düşünce gurbetin bir anı dahi çekilmez oldu şeklinde bir anlam kazanır. O zaman türkünün o dörtlüğünün sözleri:
Gitme bülbül gitme bahar erişti
Gonca güller maülverde kavuştu
Sılada sevdiğim aklıma düştü
Çekilmez gurbetin vehlesi bülbül
şeklinde okunması gerekir. Aynı türkünün sözlerini Neşet Ertaş’tan dinledik. ( Sizde youtube girerek Neşet Ertaş’ı dinleyebilirsiniz). Gitme bülbül gitme bahar erişti türküsünün birinci dörtlüğündeki ikinci dizeyi; Gonca güller maverdesin kavuştu dizesini tam anlaşılmamakla beraber: Gonca güller menevşiye karıştı diye okuyor. Aynı türkünün birinci dörtlüğünü bu seferde Ekrem Çelebi’den dinledik. ( Siz de youtub Ekrem Çelebi’yi dinleyebilirsiniz) O da: Gitme bülbül gitme bahar erişir / Gonca güller birbirine tokuşur/ Sılada sevdiğim aklıma düşür / Çekilmez gurbetin vefası bülbül dizeleriyle okumuş. Ekrem Çelebi’nin okuduğu bu dörtlük aslına hiç uygun değil. Dörtlük yeni kafiyelerle donatılmış. Ayrı bir anlam ifade eden dörtlük meydana getirilmiş. Görüldüğü gibi herkes türküyü istediği şekilde değerlendirmiş, anlamadığı yere yeni kafiyeler uydurarak türküyü icra etmiş. Uydurduğu şekilde de okumuş. Acaba siz Mozart’ın bestelerinden birinin bir notasını değiştirebilir misiniz? Hayır… O halde türküleri nasıl değiştiriyorsunuz. El cevap…
Dileriz ki bundan sonra adı geçen türküyü okuyan solistlerimiz tespit edilen doğrulara dikkat ederek türküyü icra eder. En azından kendisi doğru okuyarak sözlerin hakkını verir. Bizim de attığımız taş yerini bulur diyor bir başka kadersiz türküye geçiyoruz. O da herkesin bildiği ünlü bir Kayseri türküsü. Erkilet güzeli bağlar bozuyor. Türkünün piyasada okunan sözleri şöyle:
- Söz
Erkilet güzeli bağlar bozuyor –
Kirpikleri kalem olmuş yazıyor
Bağlantı
Tek tek basaraktan -Bade süzerekten
İnci dizerekten -Gel canım gel amman
- Söz
Cevizin yaprağı dal arasında
Severler güzeli bağ arasında
Bağlantı
- Söz
Erkilet günaydın gölge basma lı
Benim sevdiceğim senden yosmalı?
Bağlantı
Türkünün sözleri Erkiletli Âşık Hasan’a aittir. (Erkilet Kayseri il merkezine takriben 15 -20 km uzaklıkta bir yerleşim birimi.) Âşık Hasanla ilgili 1946 yılında yayınlanmış küçük bir kitapçık var. Yazarı - Kayseri İnönü İlkokulu Öğretmeni Nafiz Soysal. Kitapta: Hasan’ın kısaca hayatı anlatıldıktan sonra ulaşılan şiirleri yayınlanmış. Anlatılana göre Âşık Hasan Erkilet bucağının Yukarı Mahallesi’nden Hamitli Oğullarından. 18. Yüzyılın sonu, 19. Yüzyılın ilk yarısında yaşamış. Şiirlerinde Zeyni mahlasını kullanmış. Şair kendini din ve taassup çerçevesinden kurtaramamış. Ne zaman doğduğu kaç yıl yaşadığı kesin olarak bilinmiyor. Yalnız şairin son günlerini ve öldüğünü bilen ihtiyarların söylediklerine göre Sivastopol Harbinin yapıldığı yıllarda ölmüş. Tespite göre: 1771 – 1856 yıllar arasında yaşayıp 85 yaşında öldüğü tahmin edilmektedir deniliyor. Adı geçen Erkilet Güzeli türküsü daha önce de söylediğimiz gibi yukarıda kısaca hayatını naklettiğimiz Erkiletli Âşık Hasan’a ait.
Erkilet güzeli türküsü bahsi geçen kitapta “Türkü” başlığıyla yayınlanmış. Sözler dört dörtlük. Şimdi Erkiletli Âşık Hasan kaynağındaki türkünün asıl sözlerine bakalım.
Erkilet günaydır gölge bürümez
Sevmeli güzeli bağ arasında
Anda gezenlerin gönlü farımaz
Beslenir yüreği yağ arasında
Hep güzeller gelmiş bağlar bozuyor
Kirpikleri kalem olmuş yazıyor
Akranları sürü sürü geziyor
Baktım benim dostum yoğ arasında
Ak eline elvan kınalar yakmış
Elâ göze siyah sürmeler çekmiş
Erkilet dilberi seyrana çıkmış
İlla bir suna var ağ arasında
Gidin dilberler hep durmayın gidin
Aşığın derdini beraber yedin
Siz bahçede bağda sefalar edin
Hasan ah eylesin dağ arasında
Piyasada okunan sözlerle kaynaktaki sözler karşılaştırılırsa asıl sözlerin çok bozularak kayıtlara geçtiği görülecektir. Erkilet güzeli bağlar bozuyor dizesiyle başlayan doğrusu ise “Hep güzeller gelmiş bağlar bozuyor” olarak düzelttiğimiz ünlü Kayseri türküsünün sözlerini herkes anonim zanneder. Değildir. Anonim olsa da olmasa da sözler tamamen yanlış okunmaktadır. Hele son beyit oldukça gülünç ve komiktir. Şimdi türkünün ilk sözünden başlayalım: İlk sözün birinci dizesi: Erkilet güzeli bağlar bozuyor diye başlıyor. Dize bu haliyle açık ve net bir anlam ifade etmiyor. Etmediği için de askıda kalıyor. Ama dize kaynaktaki gibi: Hep güzeller gelmiş bağlar bozuyor şeklinde olur ise güzellerin gelmesiyle bağların bozulduğu açıkça ifade ediliyor. İkinci dize kaynaktaki gibi: Kirpikleri kalem olmuş yazıyor. Bu dize de bir eksiklik yok. Bundan sonra türkünün kaynaktaki sözleri şöyle: Akranları sürü sürü geziyor / Baktım benim dostum yoğ arasında şeklinde. Fakat piyasaya da bu sözler maalesef hiç kayıtlara geçmemiş. Şimdi kayıtlara geçen ve piyasada okunan ikinci ve üçüncü sözlere bakalım: İkinci sözler:
Cevizin yaprağı dal arasında
Severler güzeli bağ arasında
Bağlantı
şeklinde ilk dörtlükten uyarlanarak kayıtlara geçmiş. Şimdi ilk dörtlüğün sözlerini
hatırlayalım:
Erkilet günaydır gölge bürümez
Sevmeli güzeli bağ arasında
Anda gezenlerin gönlü farımaz–
Beslenir yüreği yağ arasında
dizeleri bozularak: Cevizin yaprağı dal arasında / Severler güzeli bağ arasında olmuş diyor ve üçüncü sözlere bakıyoruz. Piyasadaki kayıtlara geçen sözler şöyle:
Erkilet günaydın gölge basma mı
Suçu olan yiğidi beyler asma mı.
Ya da: Benim sevdiceğim senden yosma mı?
Anadolu’da bir tabir vardır. Sağır duymaz uydurur derler. Türkünün üçüncü sözü de aynen öyle olmuş. Gerçekten uydurulmuş. Erkilet canlı bir mahlûkat değil ki siz ona günaydın diyesiniz. Türkünün sözü kayıtlara geçerken kişinin mantık yürütmesi gerekir. Erkilet günaydın ne demek. Denir mi? Denmez mi diye kişi muhasebe yapmalı. Sonra Erkitlet nedir onu araştırmalı. Erkilet’in bir yerleşim birimi olduğu anlaşılınca Erkilet’e günaydın denmeyeceği hükmüne varılmalı. Solist okuyacağı türkünün muhakkak ve muhakkak sözlerini araştırmalı, analiz etmeli ondan sonra okumalı. Ama biz de maalesef bunların hiç biri yok. Araştırma, sözleri analiz maalesef hiç gelişmemiş. Onun için okuyan solistlerin hepsi de Erkilet’e günaydın demiş. Hiç mantıklı değil. Bu müthiş bir bozulmadır. Kesinlikle bu bozulmaların önüne geçilmesi gerekir. Kim geçer, nasıl geçer bilemiyorum.
Şimdi de türkünün piyasada okunan son sözleriyle kaynaktaki sözleri birlikte değerlendirerek açıklamasını yapalım: Türkümüzün üçüncü sözlerini Orhan Hakalmaz, Zeki Müren’in ve Kayseri Büyükşehir Belediyesinin yaptırdığı Türkülerle Kayseri klibinin ses kaydından dinledik. Şimdi ses kayıtlarını dinlediğimiz üçüncü sözleri birlikte inceleyelim: Orhan Hakalmaz: Erkilet günaydın gölge basmalı / Benim sevdiceğim senden yosmalı şeklinde… Zeki Müren: Erkilet günaydın gölge basmalı / Benim sevdiceğim senden yosmadır şeklinde. Kayseri ekibi de; Erkilet günaydın gölge basma lı / Benim sevdiceğim senden yosmalı şeklinde okuyor. Bu açıklamadan sonra türkünün kaynaktaki son dörtlüğüne bakalım ve de açıklamasını yapalım.
Kaynaktaki sözler Açıklaması
Erkilet günaydır gölge bürümez – Erkilet güneydir üstüne göle düşmez.
Sevmeli güzeli bağ arasında Güzeli sevmeli bağ arasında.
Anda gezenlerin ömrü farımaz Orada gezenlerin gönlü kocamaz, yaşlanmaz.
Beslenir yüreği yağ arasında Onun içinde yüreği yağla beslenir.
Yüreğin yağla beslenmesi mecazi olarak düşünülüyor. Tabi ki yürek yağla değil sev
giyle beslenir. Âşık Hasan kaynağından verdiğimiz sözlerle piyasadaki sözleri karşı-
laştırırsanız Erkilet’e günaydın diyen bir sözcük yok. Erkilet Günaydır sözü, yani güneydir sözü, Erkilet günaydına dönüşmüş. Gölge bürümez sözü de gölge basmamı, ya da gölge basmalı şeklinde kayıtlara geçmiş. İşin kötüsü Dr. Erol Aksoy ve Dr. Erhan Çapraz’ın birlikte hazırlamış oldukları “Kayseri Türküleri ve Oyun Havaları” kitabındaki Erkilet Güzeli türküsünün sözleri de piyasadaki kayıtlara geçen sözlerden farkı değil. Adı geçen kitaptaki sözler: “Erkilet günaydın gölge basmamı / Benim sevdiceğim senden yosma mı” şeklindedir. Hâlbuki kaynakta ki birinci dize: Erkilet Güneydir gölge bürümez. İkinci dize: Sevmeli güzeli bağ arasında şeklindedir. Suçu olan yiğidi beyler asma mı? Ya da; Benim sevdiceğim senden yosma mı dizesi uydurularak oraya yamanmıştır.
Doğrusu Kayseri ekibinin türkü sözlerini doğru okuyacağını, Erkilet günaydın gölge basmalı sözünün anlamsız olduğunun tespit edileceğini düşünmüştük. Niye mi? Çünkü: Onlar Kayserili. Sizler Kayserilisiniz. Memleketinizin türküsü. Onun için iğneden ipliğe incelemeniz gerekir. Bin bilseniz de bir bilene sormanız gerekir. Erkilet’in bir yerleşim birimi olduğunu sizler biliyorsunuz. Bildiğiniz halde nasıl günaydın dersiniz. Bu kadar cehalet olabilir mi? Diyelim türküyü okuyan solistler, çalanlar, koro halinde söyleyenler. Koro şefi. Türküler İle Kayseri klibiniyaptıran ve arkasına da imzasını atan zamanın Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik. Klip vizyona girmeden önce Erciyes Üniversitesi Türk Dili Edebiyatı Bölümünden, Güzel Sanatlar Fakültesinden yararlanamaz mıydınız?...Elbette yararlanırdınız. Yararlansaydınız eksiklikler tespit edilir, düzeltilir, klipondan sonra yayınlanırdı. Kısaca Türküler ile Kayseri klibiyle dinlediğimiz Erkilet Güzeli türküsünün bazı solistleri ve türkü sözleri müzikçi kulağını oldukça rahatsız ediyor.
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı yetkilileri… Klipte Erkilet Güzeli türküsünü okuyan solistleri müzikten anlayan birisine dinletin lütfen. Özellikle bayanların nasıl detone olduğunu söylesinler size. Ondan sonra da müzik yönetmenine sorsun. Bu detone olan seslerle bu klip nasıl vizyona girdi. Bakalım ne cevap verecek. Kısaca Erkilet Güzeli türküsünün söz yapısını incelerken klibe takıldık kaldık. İnşallah çaresine bakarlar. Bizden söylemesi.
Sonuç:
Erkilet güzeli bağlar bozuyor türküsünü değişik solistler okumuş. Okuyan solistlerin çoğunu dinledik. Herkes Erkilet’e günaydın diyor. Dinlediklerimiz içinde Erkilet Güneydir diyen birine rastlamadık. Maalesef yoktu. Olmadı… Olmadığı için de kadersiz türkülere bir yenisi daha eklendi. O da Erkilet güzeli…
İnşallah bu tespitlerimizden sonra sözler doğru okunur, attığımız taş yerini bulur diyor aşağıdaki yutup ligninden Erkilet Güzeli türküsünü dinlemenizi istiyor yorumu da size bırakıyorum.
Kayseri Büyükşehir Belediyesi - Türküler İle Kayseri – 2015 - Erkilet Güzeli – Doğal Güzellikleri. https://www.youtube.com/watch?v=gNzSKDYVMV
[1]Erkilet güzeli bağlar bozuyor türküsünün üçüncü sözünde Erkilet’e herkes günaydın demiş. Biz de yazıya Erkilet Günaydın diyerek başlamak istedik. Kısaca Kadersiz Türküler başlığına bir de günaydın ekledik. Sanırım daha akılda kalıcı ve dikkat çekici oldu.
Halil ATILGAN "Kadersiz Türküler -2 - : Erkilet günaydı(n) [1]"