Bizden:
Türkiye'nin ilk müzikbilim bölümü kurucusu Prof.Dr.Gültekin Oransay (1930-89) "Bach Kılavuzu" başlıklı kitabında Almanları gıpta ettirecek bir buluşa imza atar. Bu buluş, “BWV 1066-1069 Orkestra ardışları takımı (s:36-39)'nın; Wolfgang Schmieder’in hazırladığı Bach (Eisenach, Almanya 1685 - 1750 Leipzig, Almanya) Eser Kataloğundaki (Bach Werke Verzeichnis) 1069 sıra sayılı orkestra Süiti'nin tarihsel olarak aslında sonuncu değil, birinci olması şeklindeki tarihsel düzeltmesidir. Oransay'ın buluşunu kesinleştirmesi, yaklaşık 25 yıl, Almanya’ya her gidişinde fırsat buldukça yürüttüğü kütüphane çalışmalarına dayanır.
Onlardan:
Avusturalya Charles Darwin Üniversitesi profesörlerinden Martin Jarvis, Alman besteci Johann Sebastian Bach’ın bestelerini karısı Anna Magdalena’nın bestelediğini iddia etmektedir. Bu iddiasını ilk olarak 2006 yılında ortaya atan Jarvis 8 yıl boyunca Bach’ın el yazısı, imzası ve yapıtlarını inceler. Adli tıp uzmanlarından da yardım alan Jarvis, notalardaki el yazılarının ve mürekkep kullanımının Bach'a değil, eşine ait olduğunu iddia edecek delillere ulaştığını belirtmektedir. Belgeleri inceleyen adli tıp uzmanı Heidi Harralson da, "Bilimsel olarak bu iddiayı makul kabul etmek için sebeplerimiz var" açıklamasını yaptı. 1701 yılında doğan Bach'ın ikinci eşi Anna Magdalena, yetenekli bir şarkıcıydı. Çift, 1721 yılında evlendi. Profesör Jarvis'e göre, ikili 1713 yıllarının başında tanıştı. Anna'nın ölümünden sonra birçok el yazısı yok edildi. Anna Magdelana, Bach'ın son yıllarında üzerinde çalıştığı besteleri kağıda geçiriyordu. Ancak Anna'nın bu notaları birinden duyar gibi değil; kendi aklından geçer gibi yazdığı iddiası ağır bastığı konusunda kanıtlar bulundu. Kendi el yazısıyla birçok düzeltme de yapmış olması, Anna'nın asıl besteci olduğu konusunda kanıt olarak kabul edilmiş.
Bach'ın Son Hastalıkları ve Ölümü (1747-1750
Leipzig’e döndükten sonra Sebastian Bach’ın gittikçe artan hastalıkları kendisini de yakınlarını da endişelendirmeye başlamıştı. Özüne karşı pek sert davranan Bach ilk sıralarda bu rahatsızlıkları iki kat etkinlikle alt etmeye uğraştı. Fakat bu sefer ilaçlar yetersiz kalıyordu. Hele gözlerinden çok rahatsızdı. Eskiden beri miyop olan gözleri fazla çalışmaktan ve notaları kopyalamaktan yorulmuş, yavaş yavaş görmez olmaya başlamıştı. 1749’da gözlerine yapılan ameliyat başarısızlıkla sonuçlanarak tamamen kör olmasına yol açtı.
Bach’ın körlüğü cesaretini, sabrını ve dinsel inancını hiç sarsmadı. O yine çalışmalarını sürdürüyordu. Gözlerinden dolayı karanlık bir odada kalmaya mahkûm olmasına karşın damadı ve çömezi Altnikol’a son koral’ini söyleyip yazdırıyordu. Bu koral “En büyük sıkıntılara düştüğümüzde” (Wenn wir in höchsten Nöthen sein) sözleri ile başlıyordu. Bach ölümünün yaklaştığını hissedince o koralin başına “Tanrım işte katına çıktım” tümcesini yazdırmıştır.
Gerçi ölümünden yaklaşık on gün önce gözleri yeniden görmeye başladıysa da mumun son alevine benzeyen bu iyileşme pek geçici kaldı. Sonunda yüksek ateşle bir inme geldi ve yapılan sağaltım yarar sağlamayarak 28 Temmuz 1750 akşamı saat dokuza çeyrek kala, Sebastian Bach 66 yaşında hayatını kaybetti.