Bugün - Friday, November 22, 2024
Foto Galeri
Video Galeri
Firma Rehberi
Künye
Reklamlar
Üye İşlem
 Bize Ulasin
www.musikidergisi.com Logo
-
İstanbul 27°°C
Haber Detayları

Çağdaş müzikte mikrotonalite üzerine… Sabutay Uğur

Konu üzerindeki otorite boşluğundan olsa gerek, önüne gelen herkesin bir şeyler söylediği bir alandır mikrotonalite. Ülkemizdeki klasik bölge'nin bu konuda hemen hemen hiçbir şey bilmediğini belirtmek gerek. Diğerleri de geleneksel Türk müziğindeki komalı seslerden yola çıkarak yorum yapmaya, konuyu açıklamaya çalışır. Dolayısıyla onlarda evrensel bir bakış açısı görülmez. Mikrotonalite çağdaş müzikçilerin -o kadar olmasa da- haberdar olduğu bir alandır. Sözkonusu sistemle oluşturulan yeni ses dünyalarının verdiği, verebileceği farklı, gizemli müziksel psikoloji de pek bilinmez.

YAZINIZ Haberi - Wednesday, December 23, 2015 - 22:56
Konu üzerindeki otorite boşluğundan olsa gerek, önüne gelen herkesin bir şeyler söylediği bir alandır mikrotonalite. Ülkemizdeki klasik bölge'nin bu konuda hemen hemen hiçbir şey bilmediğini belirtmek gerek. Diğerleri de geleneksel Türk müziğindeki komalı seslerden yola çıkarak yorum yapmaya, konuyu açıklamaya çalışır. Dolayısıyla onlarda evrensel bir bakış açısı görülmez. Mikrotonalite çağdaş müzikçilerin -o kadar olmasa da- haberdar olduğu bir alandır. Sözkonusu sistemle oluşturulan yeni ses dünyalarının verdiği, verebileceği farklı, gizemli müziksel psikoloji de pek bilinmez.
Resmi küçültmek için üzerini tıklayın...

Müziksel psikolojinin rolü nedir? Müzik sadece sadece canlıların mı psikolojilerine etki ediyor, cansız varlıklar üzerinde bir etkisi var mı? Orada da işin içine müziğin ses parametresi dolayısıyla fiziksel yapısı giriyor ve olay daha bir fiziksel bir hal alıyor.

Benim bahsedeceğim husus çağdaş klasik batı müziğiyle uğraşan Avrupalı ve Amerikalı bestecilerin bu duruma nasıl baktığı, neler yaptıkları?..

Mikrotonal müzik batıda hiçbir zaman diğer çağdaş müzik akımlarında olabildiği gibi entelektüel bir boyuta ulaşamadı. Şahsen, sebebinin bu türün kendisi olduğuna inanmıyorum. Tabir caizse batının bu işi eline yüzüne gözüne bulaştırması olduğunu bile söylemek mümkün.  Hatta biraz iddialı olacak belki ama şöyle söyleyeyim; beceremediler!..

Çok uzatmayacağım, batı, kuramsal anlamda bunu sistematik, algoritmik bir hale getiremedi. Çünkü bunun için biraz matematikten anlamak gerekiyordu. Yani spektralcilerin yaptığı gibi analiz yoluyla kotarılabilecek bir şey değildi bu.

Mikrotonal müzikte çoğunlukla tam düzenlenmiş 24 çeyrek ses kullanılır. Bundan mütevellit kuramcı, müzikolog ya da besteciler eğer dikkatle inceleyecek olurlarsa bu sesleri armonik yapıda pek de kullanamadıklarını hemen fark edeceklerdir.

İşte kabaca ‘sadece analiz etmek yetmez’ diyerek böyle bir şeyi kastediyorum. Görülen hemen bütün çağdaş bestecilerin yatay anlamda kullanmaya çalıştıklarıdır. İşte efendim obua ve canlı elektronikler(live electronics) için müzik; klarnet, flüt ve bilmem ne için müzik, falan gibi kompozisyonlara rastlıyoruz. Yatay anlamda derken, sistematik; mesela J. S. Bach’ın füglerindeki gibi bir sistematik örgüye falan rastlayamıyoruz(Bach elbette başka bir dönemin bestecisi ama çalışmalarının ‘sistematikliğe’ güzel bir örnek olduğunu düşünmüşümdür hep. Bu kavramla ne demek istediğimi anlatmak için onu örnek göstermek istedim). Bir renk unsuru oluştursun diye kullanırlar genelde. Yani başka bir ifadeyle; olaya tınısal açıdan yaklaşmaktan öteye geçemiyor bu besteciler ve kompozisyonları.

Mikrotonal müziğin armonik yapıda kullanımı belki de en belirgin olarak gözler önüne seren Amerikalı besteci Charles Ives’tı. 1920’lerin hemen başında piyano için yaptığı, Three Quarter-Tone Pieces adlı çalışması örnek gösterilebilir.
 

Günümüzde ise Friedrich Haas, Brian Ferneyhough sayılabilir… Ferneyhough’un Cassandra’s Dream Song adlı solo flüt yapıtı... Daha da kişisel olacak belki ama Ferneyhough’a şunu söylemek isterdim: ‘’Keşke duyulan müzik de notasyonunuz kadar kompleks olsa!’’ Yani müzikle notasyon arasında bu derece bir orantısızlık…

 Şuna dikkat çekmek isterim; mikrotonalite kullanımının orkestral kompozisyonlarda kullanılmadığı ya da kullanılamadığı da görülüyor. Bunda hem bahsettiğim armoni probleminin hem de performans(yani çalacak müzisyen bulma) probleminin etkisi var desek herhalde yanlış olmaz.

Biraz daha gerilerden örnekler verecek olursak; Stockhausen ve Ligeti’yi örnek gösterebiliriz. Ligeti’nin viyola sonatı bu konudaki belki de en bilinen eseri ama diğer eserlerinde pek rastlayamıyoruz… Keman konçertosunda veya yaylı dörtlülerinde göremiyoruz mesela… Yani o da kıyısından köşesinden bulaşmış bir besteci mikrotonaliteye.

Velhasıl kelam; nitelikli eserler yok değil, var. Ama mikrotonalite batıda hiçbir zaman(özellikle akademik çevrelerde) entelektüel boyuta ulaşamadı.

"Beklentin var mı" derseniz:

Batılı genç bestecilerin de mikrotonalite kavramını ve onun ses dünyasının boyutlarını, sınırlarını yeterince kavrayabildiklerini düşünmüyorum açıkçası… 

Sabutay Uğur

Facebook'ta Paylaş
 
Anahtar Kelimeler:Konu, üzerindeki, otorite, boşluğundan, olsa, gerek, önüne, gelen, herkesin, bir,
Kaynak / Editör
 
Yorumlar
*** Yorum Yaz
Bu habere hiç yorum yapılmamış, ilk yorumu siz yapın.

Diğer YAZINIZ Haberleri
TRT TSM Repertuarı’ndaki eserlerin kaçta kaçı seslendiriliyor?.. Bayram Yurdacan
Ressam Turdi Emin ve “Küsen Bezmi” adlı tablosu… Nuri Mahmut*
Çağdaş müzikte mikrotonalite üzerine… Sabutay Uğur

Çağdaş müzikte mikrotonalite üzerine… Sabutay Uğur
En Çok Okunanlar
En Çok Yorumlananlar
Diğer Başlıklar

Manisa’nın Musiki Hocası - Ahmet Esat Uğurlu... Cemil Altınbilek
Ferit Tan (1906-1991)... Cemil Altınbilek
Türk Musikisi Federasyonu’nda yeni yönetim göreve başladı…
Serhanende Nurettin Çelik... Bülent Aksoy
Datça Türk Müziği Günleri'ne müracaatlar başladı...
Münih LMU Müzikoloji Enstitüsü’nde "Gültekin Oransay" rafı... Nesrin Kalyoncu
Fırat Kutluk “Neden Müzik Dinleriz?“...
Balıkesir Türk Musikisi Sempozyumu (2022) ...
Gördüğümüzü mü icrâ ediyoruz ?.. Dr. Fatih Coşkun
Prof.Dr. Gültekin Oransay'ı 32 yıl önce bugün 59 yaşında kaybetmiştik... Ayhan Sarı
Günün Sözü
Türkiye'de her akademisyen bir gün mutlaka “doçent“ olacaktır…
(Ayhan Sarı)
Yazarlar 
Röportajlar
Fırat Kutluk “Neden Müzik Dinleriz?“...
Ayhan Sarı - Kitabın adından başlayalım mı?  Buna bağlı olarak da kitabın sonunda müziği neden dinlediğimizin yanıtını veriyor musun? Fırat Kutluk - ...
»
»
»
Tarihte Bugün
Arşiv Arama
Facebook
Anasayfa
Site Haritasi
Sitenize Ekleyin
RSS Kaynagi
Hakkimizda
Reklamlar
Künyemiz
Facebook
Twitter
Bize Ulaşın
Copyright ©2013 - Tüm haklari sakli tutulmaktadir.
Bu sitede yayinlanan tüm resim, materyal ve içerigin telif haklari tarafimizca sakli olup izinsiz alinip kullanilamaz.
0.23ms
cheap jordans|wholesale air max|wholesale jordans|wholesale jewelry|wholesale jerseys