Yazar, Çaykovski’nin gördüğünü söylediği mekânlar hakkında aynı dönemde İstanbul’a gelmiş başka sanatçıların, seyyahların da gözlemlerini ekleyerek ünlü besteciye nasıl bir İstanbul görüntüsünün yansıdığını yeniden canlandırmaya çalışmış.
Kitap ünlü bestecinin hayatına kısa bir gezintiyle başlıyor. Ardından ise Çaykovski'nin turne yolculuğundaki Türkiye serüveni gözler önüne seriliyor. Tiflis ve Batum'u geçerek Türkiye topraklarına ayak basan bestecinin ilk durağı Trabzon oluyor. 13 Mayıs 1886'da gemiyle Trabzon’a ulaşan besteci mektubunda burayı “rüya şehir” olarak tanımlayarak şu notları düşüyor: “Trabzon’a yaklaşıyoruz. Çok güzel. Türk konsolos, insanlar balık tutuyorlar. Şehrin ve sokaklarının –ama bilhassa yaşayanlarının- çekiciliği. Nedense bütün bunlar bana şarkın masallarını hatırlatıyor.”
Piyotr İlyiç Çaykovski’nin (07 Mayıs 1840 Votkinsk - ölm. 06 Kasım 1893 Peterburg) 1886’da Batum’dan Marsilya’ya gitmek üzere bindiği gemi İstanbul’a da uğrayıp iki gün mola verince, Çaykovski uşağıyla birlikte karaya çıkıyor ve geceyi şehirde geçiriyor. Pera’da dolaşırken Tepebaşı Bahçesi’nden gelen müzik sesi üzerine oraya da uğrayan besteci, Lange Bey yönetimindeki senfoni orkestrasından Beethoven dinliyor. Çaykovski’nin “Leipzig tipi” diye nitelediği Lange Bey, Alman müzisyen Paul Lange. Abdülhamid tarafından Ertuğrul yatının orkestra şefliğine atanınca “Bey” unvanına hak kazanmış. Ömrünün çok büyük bölümünü İstanbul’da geçirmiş ve 1919 yılında ölünce Feriköy Protestan Mezarlığı’na defnedilmiş.
Takvimler 16 Mayıs 1886’yı gösterdiğinde Çaykovski İstanbul’a varıyor. Hatıra defterine şöyle yazmış:
“Hava bulutlu. Öğlen yemeğinden sonra neredeyse hiç durmadan elimde dürbünle Boğaziçi’ni göreceğim umuduyla baktım durdum. Boğaziçi’ne vardığımda büyük heyecan duydum. Öğle saatlerinde harika bir havada Boğaziçi’ne vardık. Harikulade bir güzellikte ve ilerledikçe daha da güzelleşiyor. Bir rehber eşliğinde İstanbul’u keşfe çıktık. Ayasofya karşısında çok şaşırdım, mutlu oldum... Galata Kulesi. Sultan'ın Çinili Köşk'ü. Müze. Yorgunluk. Manzara. Çınar Ağacı. Ayasfoya. Köprü yakınlarından öğlen yemeği. Uzakta tezyinatlarla bezeli bir cami. Köprü yakınlarında bir kahvehane."
Çaykovski, 1889'da Avrupa turnesi dönüş yolculuğunda ikinci kez Türkiye'ye geldi. Bu kez gemisi ilk kez İzmir'de durmuştu. İzmir'de geçirdiği sayılı saatlerde şehri gezdi. İzmir hakkında şöyle not düşmüştü:
"Fesler satın alındı. Deniz kıyısında lokantada öğle yemeği. Kordon'da fayton gezisi."
Geminin bir sonraki durağı ise İstanbul'du.