Musiki Dergisi portalı geleneksel müzik kültürümüz üzerine önemli bir kaynakça. Osmanlı’dan bu zamana değin müzik kültürlerimizin bileşkelerini, türsel, tarihsel ve sanatsal anlamda ortaya koyan büyük bir ansiklopedi neredeyse!
Bu derin mecrada bundan böyle koro müziği yazılarımla sizlerle birlikte olmaya, kalemim döndükçe yazmaya çalışacağım. Kusurlarım olursa şimdiden affola.
Türkiye "kentsel halk kültürü” zemininde koro uygulamalarının daha çok geleneksel müziklerimiz üzerinde yoğunlaştığını görüyoruz.
Koro, uluslararası müzik boyutunda “çoksesliliği” ifade etse de, sınırlarımız içindeki koro icracılığı gerek akademik, gerekse amatör çerçevede geleneksel müzikler alanında büyük aktivitelere ulaşmış durumda.
Bu çoğunluğun niteliği ve niceliği irdelenmesi gereken bir konu.
Geleneksel müzik kültürümüzdeki usta–çırak kültürü (geleneksel öğrenme) ile akademik yapı arasında oluşan zıtlıklar, ayrıca bu kolların kendi içindeki müzikal ve sanatsal ayrışmaları, daha doğrusu geleneksel müzik kültürümüzde müziğe milli bir bakış oluşturamama, geleneksel koroların sayıca artmasının yanında bir çok sorunu da ortaya çıkarmaktadır.
Ortak ağız-dil–repertuar, seslendirme yanında koro eğiticiliği.
Çoksesli koro kültüründe eğiticilik - şeflik temelinde üretimler yapan koro müziği uğraşanı olarak, geleneksel müziklerimizdeki koro kültürü varlığına, yarattığı etkilere ve toplumsal yapıdaki etki alanlarını önemsiyorum.
Türkiye'de koro müziği denildiği zaman çoksesli ve geleneksel iki temel başlığın birbiriyle etkileşim içinde olmasını ve ortak disiplinlerde buluşulabildiğinde, özelikle halk kültüründe “temel bir koro bilinci” yaratılabileceğini düşünüyorum.
Her ne kadar geleneksel müziklerin daha çok oda müziği ve bireysel tınıyı ifade eden icracılık kültüründe var olmasını düşünen birisi olarak ülkemizde oluşan bu büyük koro kültürüne yan gözle bakmanın aslında bir çok bağı daha baştan koparmak anlamına geldiği kanısındayım.
Çoksesli korolar açısından bakacak olursak, o temelde de bahsettiğimiz ortak sorunların aynı biçimlerde oluştuğunu söyleyebiliriz.
Çoksesli koro kültürünün, Avrupa coğrafyasından doğarak, birlikte müzik yapmayı korolar aracılığı ile topluma yayan, sosyal ve sanatsal kültürün paylaşımında artık gelenek haline geldiğini yaşamaktayız.
Türkiye'de gerek çoksesli, gerekse GTM koro müziğinin başlangıcını 20.yy ilk çeyreği olarak görmekteyiz.
Ve…
Türkiye'de koro müziği kavramından anlaşılan nedir?
Ne anlaşılmalıdır?
Türk sanat müziği, Türk halk müziği, klasik Türk müziği, Türk pop müziği, özgün müzik, arabesk, klasik batı müziği…
Bu tanımların işlevsellikleri, akademik alt yapıları, sistem ve toplumsal etkileri açısından büyük bir karmaşa ile karşı karşıyayız. Bu karmaşa içinde her ne kadar büyük pozitif yaklaşımlar, üretimler ve sonuçlar olsa da.
Türkiye’de bir yandan çoksesli müzik alanında toplumun farkındalık kazanması adına büyük çabalar harcanırken , diğer yandan geleneksel müziklerde sayıları onbinlere varan korist kültürünün birbirinden habersiz olmasının nedenlerini ve sonuçlarını düşünmemiz gerekmektedir.
Değerli müzikolog Sn. Dr. Ayhan Sarı’nın Türkiye'deki koro müziği sentezi bakış açılarında, koro kültürü ve toplumsal birlikteliğe uzun vadede yararları üzerine yazılar yazmam teklif karşısında büyük bir heyecan duyduğumu belirtmek isterim.
Bu platformun geleneksel müzikler üzerine geniş bir akademik ve sanatsal paylaşım aracı olmasından ötürü yazılarımda çoksesli koro müziği uygulamalarını, konserlerini ve bu alandaki bakış açıları üzerindeki fikirlerimi, kritik ve eleştirilerimi sizlerle paylaşmaya gayret edeceğim.
Yazı köşemiz inanıyorum ki başta kendim olmak üzere geleneksel ve çoksesli koro kültürünün birbirine pozitif bakan etkileşimlerine açılacak bir pencere olacak.
Mete Gökçe