“Adam BBC muhabiri. 2015 yılının Nobel Kimya Ödülü’nü alanlardan, North Carolina Üniversitesi ordinaryüslerinden Aziz Sancar’a soruyor: “Mardinlisiniz, Arap mısınız, Kürt müsünüz, Yezidi mi?” Mardin’de tarihi kökenleri itibariyle Araplar değil; Aramiler, Şemsiler, Yezidiler ve daha nice milletler vardı. Bunlar ansiklopedileri ilgilendirir.
Nobel ödülü alan âlime yaptığı işin popüler bir açıklamasına ilişkin akıllıca sorular sorulabilirdi. Okuduğu kurumlar sorulur, 24 saat ne yaptığı sorulabilirdi, yarım yamalak tanıdığı bölgenin etnisitesi üzerine soru sormak dersini çalışmamış bir muhabirin tavrıdır.
Yani Peter Alford Andrews’in “Türkiye’de etnisiteler” üzerine yaptığı katalogda pek de isabetli olmayan tasnife uyan cevaplar vermesi gerekiyordu herhalde. Dinler, diller, gruplar... Arap, Kürt, Zaza, Çerkez; yetmedi Adige, Kabarda; daha da yetmedi Şapsıh, Ibıh ve dahi Kazan Tatarı, Kırım Tatarı, Sibirya Tatarı, Nogay, Karaşay, Çeçen, Boşnak, Pomak, Arnavut, Gürcü, Laz, Hemşinli, Lezgi, Türkmen, Yörük daha daha Sünni Hanefi, Şafi, Alevi, Şahsevenler, Şii Caferi, Nusayri ve daha daha nicesi...
Britanya’nın eski tip kültürlü gazetecileri ortadan kayboldu. Bilgileri yüzeysel.
Britanyalılar insanlara olur olmaz yerde dinlerini ve etnisitelerini sormazlardı. Hatta Profesör Bernard Lewis’in hatıratında da yeri vardır; dinini iki yerde sorarlar, hastanede ve savaşa girerken orduda. Yani cenaze durumunda son dua için kimi getireceklerini bilsinler diye. Amerikalıların prensibi de açıktır: “Ne sorarız ne de sordururuz.” Bu gibi sorular samimi davet ve görüşmelerde “izninizle” diye ortaya konur.
Türkiye’deki son zaman görgüsüzlüğü BBC muhabirine kadar herkesi etkiledi… (1)
_________________________________________
(1) http://www.milliyet.com.tr/once-gorgu-lazim/ilber-ortayli/pazar/yazardetay/25.10.2015/2137313/default.htm