Halk Müziğimizde Âbidevî Bir Sanatkâr Konyalı Ûdî Kör Ahmet (Özdemir)…Mehmet S. H. Gençoğlu (*)
Türk Halk Kültürü ve Müziği’nin en verimli bölgelerinden biri, şüphesiz Konya Yöresi’dir. Bu yörenin kültürünü, folklorunu, müziğini besleyen ve öte yandan geleneksel folklorun ve müziğin popülizm ile unutulma eğilimine mâruz ve mahkûm olduğu bugünkü durumda, söz konusu kültürel öğeleri yaşatan, yeni nesillere sevdiren büyük üstâd Ûdî Ahmet Özdemir’i, hiç olmazsa vefâtının ardından anmak, anlamak istiyoruz.
Birkaç ay önce (6 Eylül 2016) vefât eden üstâd Ahmet Özdemir’in vefât haberine, birkaç gazete dışında yer veren olmadı.
Üstâdı, köşesinde anan yazar Ahmet Dur’un ifâdelerinde, sahne camiâsı için olduğu kadar akademik camîâ için de dikkate şâyân gerçekler bulunmaktadır.
Yazara göre:“Bir yerel sanatçı ölmedi; koskoca bir gönül adamı, bir kültür, bir folklor öldü”. Yine yazarın ifâdesiyle “Nasreddin Hoca’nın yıllar sonra Konya’ya zuhûr etmiş hâli” olan üstâd Ahmet Özdemir’e yaşarken gösterilmeyen, hattâ popülizmin etkisiyle gösterilemeyen ihtimâm, vefâtından sonra da ilgisizlik şeklinde devam ederek sosyokültürel değerlerin tükenme eğilimine tehditkâr bir boyut vermektedir.
Geçen gün İzmir’de görüştüğüm, Konyalı Ahmet’i ustası olarak gören Konyalı bir başka mahallî sanatçı Ûdî Fuat Karaosmanoğlu’dan vefât haberini alınca, büyük üzüntüyle birlikte hiç olmazsa üzerimize düşen görevi, onun kıymetini anlatan bu yazıyı yazmayı elzem olarak telâkkî ettim. Bu sûretle Halk Müziği’ne yarım asırdan fazla hizmet etmiş bu üstâdı tanıtmanın yanında, artık birkaçı yaşayan bu bulunmaz değerlerimize ölmeden önce de icâp eden değerin verilmesine dikkat çekilmesini temennî etmekteyim.
Yöresinde Kör Ahmet olarak bilinen Ahmet Özdemir, Türk Halk Müziği’ni 124 türkü ile ihyâ etmiş ve yaptığı 9 albüm ile bu türküleri, yörenin üslûbunu ve melodik zenginliğini dinleyiciye ulaştırmıştır. (1)
1933 yılında Konya’nın Selçuklu İlçesi, Güvenç Köyü’nde, 15 numaralı evde dünyaya gelen üstâd Kör Ahmet, Konya türkülerini ud ile icrâ ederken yörenin üslûp ve tavrını en nitelikli şekilde kullanmış ve birçok sanatçıya ilhâm olmuştur. Yöresinde sayısız yerel sanatçının yetişmesine katkıda bulunduğu gibi Konya Müziği’yle ilgili birçok meşhur sanatçı da kendisinden faydalanmıştır. Özellikle Konya türkülerini seslendiren Halk Müziği sanatçısı Bedia Akartürk ve Nuray Hafiftaş, bu talebelerinin birkaçıdır. (2)
Ahmet Özdemir, radyo dönemlerinde Bedia Akartürk’e “Elmaların Yongası” adlı derlemesini vermiş ve onun meşhur olmasına önayak olmuştur. Yıllarca böylesi birçok sanatçıya ders vererek Konya Yöresi Müziği’ni bihakkın yapmaları yününde onlara rehberlik etmiştir.
Üstâd Kör Ahmet, müzisyenliğinin yanında düğün ve sünnetlerde meddahlık yapmasıyla meşhurdu. Yerel ağız ile yaptığı taklitler ve hikâye anlatıcılığı, Kör Ahmet’i Konya folklorünün en önemli kişilerinden biri yaptı. Konya Yöresi kadın eğlencelerinde erkek bulunmamasına rağmen Ahmet Özdemir, kör olmasıyla Konya Yöresi’nde kadınların yaptığı kına geceleri vb. eğlencelerde tercih edilen bir isim olmuştur.
Yazar Dur’un belirttiği gibi; “aynı zamanda Türkiye'nin en başarılı meddahıydı. Kim anlatabilir artık onun anlattığı hikâyeleri? Sahnede tek kişi olmasına rağmen on kişinin sergileyeceği (nitelikte) gösteri sunuyordu. Yerel ağız ile yaptığı taklitler, oynadığı piyesleri her baba yiğit beceremezdi. Günümüzün en meşhur komedyenleri onu izlediler mi bilmiyorum ama izleseler önünde saygıyla eğilir şapka çıkarırlardı.”(3)
Konya’ya ilk elektrik kaynağını ve ilk sanayi kooperatifini getiren de üstâd Ahmet Özdemir’in babası Ali Özdemir’dir. Ali Özdemir, oğlu Ahmet Özdemir’e babasının ismini verir. Küçük Ahmet dünyaya geldikten bir müddet sonra çiçek hastalığından dolayı görme yetisini kaybeder.
Konyalı Kör Ahmet’in müzikle ilgilenmesinde ailesinin etkisi de vardır. Anlattığına göre; çocukluğunda, evlerinde udlar ve bağlamalar vardı. Dedesi Ahmet Özdemir, babası Ali Özdemir, Konya türkülerini çalıp söyleyen müziğe yatkın kimselerdi.
Kör Ahmet, anneannesinin verdiği kavalı eline alır almaz çalmasıyla müziğe olan yeteneğini fark ettirir. Evin kapısına vurarak tempo tutan Küçük Ahmet, daha sonraları tepsi veya bakır güğümlerle tempo tutar.
Kör Ahmet’in yeteneği, yöresinde bulunan müzisyenlerin ve müzik öğretmenlerinin ilgisini çeker ve bazılarından kısa süre ders de alır.
Çevresinde çok sevilen Kör Ahmet 11 yaşında iken; yöresindeki büyükleri Doruğun Haydar Ağa ve Taşbaş Tevfik Ağa ile Ankara’da Radyoevi’ne gider. Burada Muzaffer Sarısözen tarafından küçük bir imtihandan sonra TRT Ankara Radyosu Stajyer Mahallî Sanatçı ünvânını, “Duvara Mıh Çakayım, Çakayım da Bakayım” adlı kendi bestesi ile kazanır. Radyodayken sunucu Emel Gazi Nihal’den, Türkçesi’nin gelişmesi için eğitimler alır ve Vedat Nedim Tör, Muzaffer Sarısözen, Melahat Pars, Halil Önayman, Cemal Reşit Rey, İhsan Künçer, Ali Ulvî gibi birçok sanatkâr ve hocadan da faydalanma fırsatı bulur.
Ahmet Özdemir daha sonra, 1963 – 1964 yıllarında Adana Radyosu’nda bulunur ve bu dönemde Şükran Ay, Mürvet Kekeli ve Ayfer Başıbüyük ile aynı sahneyi paylaşırlar.
Gazinolarda dönemlerinde Zeki Müren, Necdet Tokatlıoğlu, Emel Sayın ve Ziya Taşkent gibi birçok sanatçıyla sahne alan Kör Ahmet, bu dönemlerinde de hep yeteneği, mütevâzîliği ve uyumuyla tanınır.
Halk Müziği üstâdı Konyalı Kör Ahmet (Özdemir)’in herkesçe bilinen “Haydi Bizim Evde Şeker Lokum Badem Var”, “Elmaların Yongası”, “Şu Sille’nin Sokakları Sekili”, “Gülüm Var Ocak Ocak”, “Ermeneğin Keklikleri Ötüyor” gibi birçok türküsü, TRT repertuarındadır.(4)
Konya’nın bir diğer üstâdı Rıza Konyalı (1933), kendisiyle yaptığım husûsî görüşmede Kör Ahmet’den söz ederken; kadim arkadaşı Kör Ahmet’in şakacılığına, samimiyetine ve zekâsına değinmiş, ayrıca Konya Kültür ve Müziği’nin büyük bir üstâdı olduğunu, büyük hizmetlerinin bulunduğunu önemle belirtmişti.(5)
Konyalı mahallî sanatçı Ûdî Fuat Karaosmanoğlu da Konyalı Ahmet’in emsâlsiz müzisyenliğini bilhassa vurguluyor.
Onun ifadesine göre; “Konya’da ud icrâsı, genellikle bağlama tavrına benzer şekildeyken Ahmet abinin mızrabı, bağlama mızrabının ters biçiminin açık mızraplarla yapılması gibi benim hiç görmediğim, kendine has bir tavırdır. Tek başına bir orkestra gibi çalar, kimseye ihtiyaç duymadan büyük toplulukların karşısında türkülerini söylerdi. Ahmet abi, müziğe, diğer birçok Konyalı müzisyen gibi bağlama ile başlamamıştı, hep ud çalmıştı. Ud icrâsı ve sesinin kuvveti yanında mîzahî tarafı da Ahmet abiyi diğer sanatkârlardan ayırmıştır. Konya şîvesiyle yöremizin yaşantısını, kültürünü, kadınını ve erkeğini taklit eder, anlatır. Bizzat kendisinden dinlediğim şu hatırasını paylaşayım: Bir gün program yaptığı bir mekânda, bir masada oturan birkaç bayan müşterinin gülüşlerini, seslerini duymuş ve onlara küçük bir oyun oynamak istemiş. Garsonlardan birini yanına çağırarak, masada oturan bayanların kıyafetlerinin renklerini öğrenmiş. Sonra da mikrofondan; ‘kırmızı kazaklı bayan, sizin hiç sesiniz çıkmıyor’ şeklinde seslenince bütün müşteriler –hani bu adamın gözleri görmüyordu- diyerek şaşkınlık içinde kalmışlar.”(6)
Üstâd Kör Ahmet’in besteciliği ve icrâcılığının akademiler tarafından incelenmesi, Konya Halk Mûsikîsi’nin ötesinde Anadolu Halk Kültürü için ehemmiyet taşımaktadır.
Bununla birlikte bu derece önemli bir kültür ve müzik insanının yeterince tanınmadığı, ondan yeteri kadar yararlanılmadığı da hepimiz için birçok açıdan üzücü bir gerçek olarak karşımızdadır.
Nitekim İstanbul’da lisansüstü eğitimimde iken alanında otorite görülen ud hocama Konyalı Ahmet Özdemir’in müzisyenliği ve mızrap tekniğinden bahsetmiş, üstâdın bu yönüne dikkat çekmek suretiyle hocamın fikirlerini öğrenmek isterken hocamın Ahmet Özdemir’i tanımadığını öğrenince şaşkınlığımı gizlemekte ziyâdesiyle güçlük çekmiştim. Hâlbuki aynı kişiler ve konular üzerine defalarca yapılan tezleri bir kenara bırakıp Halk Müziği’nin engin değerlerine yönelmek, kültür ve eğitim niteliğimiz ve bilincimizin gelişmesi anlamında iki yönlü bir fayda sağlayacaktır. Öyle ki mûsikî geçmişimize ismini nakşetmiş Sanat Müziği alanındaki virtüözlerimizin dahi kültürel ve melodik dağarcıklarını geliştirmenin yolunu Halk Müziği’ne yönelmekte bulduğu, müziğe âşinâ herkesçe mâlûmdur.
Hâl böyleyken Konyalı üstâdımız Ûdî Kör Ahmet Özdemir’i anmak adına tüm kültür mercîlerinin, ilgili faaliyetleri tespit edip hayata geçirmesi çok önemlidir.
Bu anlamda geçtiğimiz günlerde Kültür Bakanlığı’nın Millî Kültür Şûrâsı adıyla gerçekleştirdiği faaliyetin bu yönde ümidbahş oluşu vesilesiyle bugün birkaçı hayatta olan sanatkârlarımıza ilgi göstermek, ihtiyaçlarını karşılamak, çok kıymetli fikirlerinden faydalanmak gibi gereklere ve görevlere ihtimam gösterilmesini temenni ediyorum.
________________________________
(*) Gazi Üniversitesi GSE, Türk Müziği Bölümü (TMDK) Doktora Öğrencisi
Kaynaklar
(1) http://www.merhabahaber.com/kor-ahmet-vefat-etti-882899h.htm, Erişim Tarihi: 02.03.2017
(2) http://www.pusulahaber.com.tr/ahmet-ozdemir-vefat-etti-476769h.htm, Erişim Tarihi: 02.03.2017
(3) http://www.yenisoz.com.tr/kor-ahmet-in-ardindan-makale-15785, Erişim Tarihi: 03.03.2017
(4) TRT THM Repertuarı, No: 1384, 1491, 3990, 3509, 1045
(5) Rıza Konyalı (1933) İle Husûsî Görüşme (24.05.2016): Yer: İzmir / Hatay, Mekân: Sanatçının Evi
(6) Fuat Karaosmanoğlu (1952) ile Husûsî Görüşme (07.03.2017), Yer: İzmir / Karşıyaka, Mekân: Saz evi