Bir yağmurlu günde ve Şişli'nin arka sokaklarında çorap satarken, Belediyenin zabıta ekipleri, izinsiz olması nedeniyle Sn Yıldızel' i ve Sn eşini uzun bir kovalamacadan sonra yakalamış ve Şişli Bl Zabıta Md.ne götürmüştür!
Aralarında geçen konuşma şöyledir;
- "Kaçak çorap satıyormuşsun. Cezası 30 Liradır. Vezneye yatır ve makbuzunu bana getir, göreceğim" !
- "Efendim, geçimimi sağlayamıyorum. Ben Bestekar Erdoğan Yıldızel. Bir defalık affedemez misiniz ?
Yanıt; -"Ben de Zabıta Müdürü Mustafa ! Af maf yok. Cezanı yatır ve bir daha yakalanırsan hakkında yasal işlem yaparım, başına iş açarsın ! Burda bestekar mestekar gezmez, tamam mı ?
Dünya beyefendisi rahmetli Erdoğan Yıldızel; - Emredesiniz efendim" der ve cezasını ödeyerek oradan ayrılır !
Mesam Gn Sekreterliğim döneminde bire bir yaşanmış bu olayı, dönemin Kültür Bk.nın yanında ve bir büyük tv kanalındaki canlı yayında bağıra bağıra anlatmıştım ! Ne fayda ? Sen, onurunla yaşadın, onurunla öldün! Işıklar içinde uyu Sn Erdoğan Yıldızel...(1)
(1) Dursun Karaca’dan alınmış haliyle M. Murat Oto tarafından nakledilmiştir.
Erdoğan Yıldızel’in meşhur bestesi:
Anlatılmaz bir dert ile geçiyor çileli ömrüm,
Bir vefasız kederinden eriyor garip gönlüm.
Şu simsiyah geceler mi, acep ben mi öksüzüm,
Bir vefasız kederinden eriyor garip gönlüm.