"Münir Bey'le Türk mûsikîsi de öldü, iki fatihayı hocam (ben bilmediğim için birini benim nâmıma) okudu, akşamına da (un ağırlık yapıyor) irmik helvasıyla, gül şerbetini de ekl ü işrâb edip, 7 tebârekeyi de ihmâl etmeden defnini temâm eyledik. Gece yatmadan da iki dirhem kınayı münâsip mahalle tatbik ile hâb-ı habâsete garkolup, gece sabaha kadar da (irmiği fazla kaçırdım her halde) ölmemiş birader, ölmedi mi bu yav? kâbuslarıyla sabahı zor ettim. Oh! Neyse rüyaymış, ölmüş, ölmüş!. Kına da iyi geldi hani..." diye yazmış.
Husûsen gençler için söylüyorum:
Gençler, siz siz olun "kifâyetsiz muhterislerin", "tâife-i ibişânın", "kerâmeti kendinden menkul mûsikî perendebazlarının", "üç-otuz paraya alafrangacılık çanağı yalamaya âmâde haramzâdelerin", "sazını akorddan âciz, bir sayfa peşrev - semâîyi yanlışsız çalamayan virtuozların", "elifi görse mertek sanır özünden razı çakma müzikologların", "pişekâr-kavuklu diyaloglarıyla mûsikî nâmına ahkâm kesen erbâb-ı laklakaanın", "körler sağırlar birbirini ağırlar orta oyuncularının", "mûsikî otoritesi geçinen hânedan yanaşmalarının", "yanar döner civeleklerin" "güft ü gûlarına" , asılsız sözlerine kulak vererek, aldanarak "Tabii kanka, adam haklı, e büyük müzikolog, Türk mûsikîsi ölmüş, fatihası bile okunmuş, haberimiz yok aabi yaa!" triplerine girmeyin.
Kültürünüze, mûsikînize, bu ibişlerin, bu hâin-i bî amanların lâf sokmasına, bu yolla da belli belirsiz şeâmet odaklarına hulûs çakmalarına müsaade etmeyin, yol vermeyin. Bu tâife-i habâsetin dolduruşuna gelmeyin.
Türk mûsikîsi çok şükür ne Hammâmîzâde İsmâil Dede'yle, ne Hacı Arif Bey'le, ne Zekâî Dede'yle, ne Kâni Karaca'yla, ne Münir Nureddin'le ölmek gibi bir zaafın, bir dayanıksızlığın yaşandığı alan değil, olmadı, ilâ yevm'el kıyâme de olmayacak.
Mûsikî çalışan, çabalayan, ona emek veren nice yeni değerlerle, genç icracı, besteci ve müzikbilimcilerle her gün taptâze biçimde yeniden doğacak, yaşayacak, neşv ü nemâ bulacak, şâirin dediği gibi: "Bir meş'ale gibi elden ele devredilip" sonsuzluğa erişecek. Öldü, bitti, gitti diye tepinen ibişlerin de kınaları münasip yerlerinde öööyle kuruyup duracak.
Gerisi, lâf-ı güzaf.
Ves'selâm.
(www.tumac.org)