Devamı için bkz:
Recep Uslu yazısı:
Itri’nin keşfedilen yeni bir eseri mi? Evet, yeni bir şiiri…
http://www.musikidergisi.com/yazar-138-itri%E2%80%99nin_kesfedilen_yeni_bir_eseri_mi_evet_yeni_bir_siiri%E2%80%A6.html
Buhûrizade Mustafa Itrî (1640 – 1712)
İstanbul'da doğdu. Asıl adı Mustafa olup Itrî şiirlerinde kullandığı mahlasıdır. Hâfız Post’tan meşketmiş, Yenikapı Mevlevihanesi şeyhi Câmî Ahmed Dede'ye(?-1671) kapılanmıştır. Nasrullah Vâkıf Halhalî, Kasımpaşalı Koca Osman Efendi, Derviş Ömer Efendi gibi 17 yy. bestecilerinden de yararlandığı sanılmaktadır. Yaşadığı dönemde beş padişah hüküm sürmüş, Sultan IV. Mehmed zamanında tanınmıştır. Divan ve âşık tarzlarında şiirleri vardır. Ancak Nâbî, Bâkî, Nâzım, Nailî, Nef'î gibi ustaların şiirlerini bestelemeyi yeğlemiştir. Eserleriyle çığır açmış, klasik Türk müziğinin kurucusu olmuştur. Segah Bayram Tekbiri, Segah Salât-ı Ümmiye, Cuma Salâtı, Dilkeşhâveran Gece Salâtı, Segâh Kurban Bayramı Tekbîri, kutsal emanetlerin ziyareti sırasında okunan Segâh Sal-ât-ı Ümmiye, Mâye Cuma Salâtı, Dilkeşhâveran Gece Salâtı, Rast Mevlevi "Na't-ı Mevlâna" üç yüz yıldır İslam dünyasında dillenir. Enderun'da musiki hocalığı ve hanendelik yaptıktan sonra elli yaşına doğru emekli oldu ve saraydan ayrıldı. Şeyhülislam Esad Efendi'nin belirttiğine göre bini aşkın eseri vardır. Günümüze ancak 40 kadarı gelebilmiştir. Divan şairlerinden Şeyhî, Itrî’nin Yenikapı Mevlevihanesi haricine gömüldüğünü belirtir. Mezar taşı kayıptır. (Itri Kısa Özgeçmiş: Ayhan Sarı)