Sanatçı ilk toplantısını Türkiye'nin ilk Türk musikisi devlet konservatuarı (1976) olan ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nin Maçka Kampüsü'nde bulunan Türk Musikisi Devlet Konservatuarı, Bilimsel ve Sanatsal Etkinlikler (BİSED) Salonu'nda yaptı.
Gencebay'ın bir hayranı söyleşiyi yorumlayan yazısında şöyle demiş:
"…Dün(10 Mart 2016) İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı'nda tarihinde ilk kez düzenlenen "Orhan Gencebay & Ayhan Sarı Seminer/Söyleşisi"ndeydim. (1) Üstadın konuşmasına başlarken dediği gibi "Nereden başlasam, nasıl söylesem" ben de bilemedim.
Biz gerçek "Gencebaycılar"ız değil mi? Üstadın damarına kadar biliriz, tahmin ederiz en azından. Ama öyle değilmiş. Ben Gencebay'ın müzikal dehasını, müzisyenliğini, entelektüel birikimini zaten biliyorum. Bilmeyen öğrensin falan diyordum kendi kendime. Ama öyle değilmiş. Yani, öyle değilmiş derken ben bilmiyormuşum, bilmiyormuşum da denemez ne kadar derin bir adam olduğu gerçeğinin mevcudiyetine layıkıyla vakıf değilmişim…
Tekrar söylüyorum iddialı bir şekilde Gencebay'ı en azından yakın çevremde benim kadar bilen ne denli bilgili, birikimli bir insan olduğundan haberdar olan benden başka kimse olamaz sanıyordum. Ama dün tekrar üstada; teşbihte hata olmaz, tek taptığımız rabbimiz Allah'tır ama kendisine -haşa- huzurdan taptım.
Çok heyecanlıyım, her şeyi anlatmak istiyorum ama kelimeleri toparlayamıyorum. Baştan sona anlatmam gerekirse:
Söyleşiyi düzenleyen üniversitenin hocalarından Ayhan Sarı, Üstadı sahneye davet etti. Alkış kıyamet eşliğinde sahneye çıktı. Hepimizi selamladı yerine oturdu. Ana başlıklar belirtildi. Moderatör Ayhan Sarı Üstad'a çeşitli sorular sordu. Telif meselesi ile başladı muhabbet. Üstad evden kendi cd çalarını getirmişti. İlerleyen dakikalarda Ayhan Sarı, eserlerindeki örneklerden bahsetti. Ayhan Sarı eser adı verdi, Üstad o eserleri cd'den çalıp eserler hakkında kısa analizler yaptı.
Ayhan hoca "Çoban Kızı eseri misalen" dedi. "Bu eserde vals örneklemeleri var" dedi. Üstad taktı cd'yi ileri sardı vals kısmı dinletildi. Öğrenciler kendi aralarında "vaav hakkaten vals ya falan" şeklinde tepkiler verdiler. Ardından "Dönmeyen yıllar" adlı eserini açtı Üstad. "Burda da vals örnekleri var" dedi. O sırada bi öğrenci eser biter bitmez elini kaldırıp söze atladı. "Hocam bu eseri rüyanızda bestelediğiniz doğru mu" dedi. Üstad da "evet dönmeyen yıllar ve deryada bir salım yok eserlerini rüyamda besteledim ve sonrasında notaladım" dedi. "vooovvv" sesleri eşliğinde büyük bi alkış koptu.
Ayhan hoca "leyla ile mecnun filmi ve albümünden sonra klasik batı müziğinin en büyük Türk temsilcisi Ahmet Adnan Saygun'un Gencebay'ı arayıp Orhan bey klasik batı müziği ile iştigal etseydiniz dünya çapında bir bestekar olurdunuz" dediğini söyledi. Üstad bunu doğruladı, detaylarını verdi.
Sonra diriliş eserini örnek verdi Ayhan hoca. "Lütfen bunu da dinletir misiniz öğrencilerimize" dedi. Üstad önce eserin kısa bir hikayesini anlattı ve ardından eseri açtı. Parti parti ne anlatmak istediğini belirtti. Yani ne kadar müthiş bir olay. Bir yandan eser çalıyor, bi yandan üstad mikrofona yaklaşıp "evet burası pentatonik gam göç başlıyor, evet burda nihavent üstü uşşak osmanlı saray müziği, burada çocuklar Cumhuriyet'i kurmuş ve o neşeyle dans ediyor vs burda divan tanbur tonuyla giriyor ben çaldım onu vs." eseri eşzamanlı olarak analiz etti. Eser bittiğinde muhtemelen eseri ilk defa dinleyen bi çok öğrenci büyük hayranlık tepkileriyle üstadı alkışladı. Dirilişi'n adını şu an hatırlayamayacağım bir Alman müzik akademisinde makamsal varyasyonlarının incelendiğini söyledi.
"Gurbet" eserinin Yurttan Sesler korosu mantığıyla 8 bağlamayla icra edildiğini söyledi. Werner Müller Orkestrası'nda 6 eserinin icra edildiğini bu orkestrada flüt partilerini bağlamayla kendisinin icra ettiğini Almanya'daki kanal sisteminin gelişmişliğinden dem vurarak sonradan kendi partilerini dinlediğinde şok olduğunu belirtti. 40 sene evvelden bahsediyor Almanya'da 48 kanallı kayıt yapılıyormuş. Biz de ise tek, mono. Öğrenciler bu olaya çok güldü. Bir albüm kaydında hepimizin bildiği o olayı detaylarıyla anlattı. 3 gün eseri kaydedemediklerini yaşının küçük olduğu için pek de sesini çıkarmadığını 3. günün sonunda "Allah'ını seven notayı çalsın" diye feryat ettiğini söyledi. Bu cümleye öğrenciler kahkaha attı, sonunda dünyaca ünlü senfoni orkestralarında çalmış ecnebi ve Türk kornocu obuacı çellistlerle kayıtlar yaptıklarından bahsetti. Ayhan hoca orada çalan dünyaca ünlü enstrümantalistlerin ismini verdi. Ayhan hoca da inanılmaz bilgili gencebay hakkında. Çok sevindim…" (2)
_________________________________________
(1) Ayhan Sarı yazısı için bkz: http://www.musikidergisi.com/yazar-141-orhan_gencebay_ile_tmdkda_soylestik%E2%80%A6.html
(2) http://www.orhanabi.net/forum/threads/orhan-baba-ile-s%C3%B6yle%C5%9Fi.4446/