Müzdak ilk girişim, oluşum nasıl başladı?
AY: Konservatuar öğrenciliğimde İstanbul Müzik Festivali vardı ve Türk müziği adına; sadece Aşıklar Şöleni ile İTÜ Türk Müziği Korosu yer alırdı. Neden İstanbul’un bir Türk Müziği Günleri/Festivali yok derdim, bu amaçla yola çıktım. 1993 yılında 5 dernek/vakıf ile başladık…Bugün 25 dernek/vakıf/müzik merkezi ile çalışıyoruz. Başkanlarıma, bu güne kadar bana destek verdikleri için teşekkür ediyorum.
İlk dernekler hangileri?
AY: Bakırköy Musıki Vakfı, Folklor Kurumu, Şişli Musıki Derneği, Kubbealtı Musıki Derneği, Eyüp Musıki Vakfı
Müzik kalitesi ile katılım isteği arasındaki dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?
AY: Etkinliklerde uyulması gereken kurallarımız var. Alaturka davranış ve uygulamalardan kaçınıyoruz. Türk Müziği’nin alaturka olmadığını, yaşayışın ve davranışların alaturka olduğunu nihayet anlatabildik. Son yıllarda
Amatörlük ile profesyonelliği birlikte götürüyorsunuz?
AY:Türk müziğinin günümüze gelmesinde vakıf ve derneklerin önemli bir rolü var. Ancak; biz her başvuranı programa almıyor, takip ediyoruz. Özellikle İstanbul’da çok sayıda koro/topluluk var. Kadıköy bu konuda sınırları zorluyor, her şefin mahallelerde kendi adına kurulmuş toplulukları var. Bu yanlış… Şef’ler çoğalmış vaziyette. Saatler süren, aile içi sohbetler gibi programlar yapılıyor. Biz, bu toplulukları almıyoruz. Özellikle ilçe korolarına yer veriyoruz.
Konser mekanlarınız İstanbul sınırları içinde geniş bir alana yayılıyor. bu ilginç...
AY: Biraz önce başvuru demiştim, etkinliklerde yer almak için çok başvuru alıyoruz. Gaziantep, İzmir, Balıkesir v.b. geçen yıl Tekirdağ/Çorlu’da bir konser verdik. Özellikle Türk Müziği Konservatuarları’nın gelmek istemeleri çok iyi, ama sponsorumuz olmadığı için olumlu cevap veremiyoruz. Gebze’den başlayıp, diğer illere kadar uzanması iyi bir şey…
Seslenim alanı ve değişik semtler?
AY: Festival ile birlikte ilçelere bir heyecan geliyor. Bunu biz gözlemliyoruz. İlçe Belediye Başkanları’nın ve protokolün katılımı kurumlar açısından yararlı oluyor. Bu heyecanı bütün siyasilerin, köşe yazarlarının görmesini istiyoruz. Ama onlar dar fanuslarından dışarı çıkamıyorlar.
Koro söylemenin amatör ile profesyonelliğini bir arada götürüyorsunuz, kalite yıldan yıla artıyor mu? 24 yıl önce ile bugün arasında icra açısından da fark var mı?
AY: Konuk sanatçıyı çoğunlukla TRT’den, konservatuar mezunları arasından seçiyoruz. İlk başlarda bir eski, bir yeni konuk sanatçı yer alırdı, bundan amaç tecrübenin farkına varılmasıydı. Zamanla tek sanatçıya dönüldü. Kurallarda şefin ve saz ekibinin de uyacağı kurallar var. Etkinlikler, ortak kabul edilen kurallar açısından raporlanıyor ve festival sonrası kendilerine gönderiliyor. Elbette, iyi icra yapamayan,eksikleri olan topluklar gelecek seneye çağrılmıyor.
Toplumsal birliktelik toplumsal barış acısından önemli bir işlev yürütüyorsunuz.Bu konu henüz Türkiye’de anlaşılmış değil...
AY: Müziğin; toplum üzerindeki etkisi artık anlaşılmış durumda ve müzik; bütün roplum bilimlerin ortak noktasında yer alıyor. Bunu, bu yıl düzenlediğimiz Güzel sanatlar Eğitimi-Toplum Bilimler Etkileşimi Uluslar arası Sempozyumu Bildirilerinde bir daha görmüş olduk. Toplumsal barışın en güzel yolu sanat ve spordur. Bu alanda ki eğitimli kişilerin durmaması, yeni projelerle ortaya çıkmaları lazım.
Ders verici ve esprili anılarınız vardır...
AY: Yıllar önce çok (çiğ köfte yüzünden) başımızı ağrıtan rahmetli Kazancı Bedi’nin CRR konseri,kazadan sonra ilk konserini veren Selda Bağcan CRR Konseri, İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu’nun Şeb-i Aruz CRR konseri, Arif Sağ’ın,Sabahat Akkiraz’ın, Belkıs Akkale’nin, Musa Eroğlu’nun CRR konserleri, 10.yıl Müzdak Ödülleri AKM konseri unutulmazlar arasındaydı.
Ödül dediniz, kimlere ödül veriliyor. Siz de "Türk Müziği Hizmet ve Onur Ödülü" aldınız…
AY: Her yıl Müzdak olarak 6 kuruluş/kişi/sanatçı/program/yayınevine ödül veriyoruz. Bu konuda seçiciyiz. Festival’e katılan bütün kurumlar şahsıma plaket vermek istiyorlar, ben yıllardır istemiyorum. Sadece her yıl,değişik dernek/vakıfların adıyla “Türk Müziği Hizmet ve Onur Ödülü” verilmesine evet diyerek işi tatlıya bağladım.
Bu seneki festival hakkında?..
AY: 15 Konser yapıldı. TSM ve THM alanında 24 konuk sanatçı görev aldı. Sahne üzerinde 750 kişi (koro/topluluk-çalgı) yer aldı. Dinleyici sayısı 7500 amaçlanmıştı ama, 5.000'de kaldı. 19 Mayıs tatili, etkinlikleri olumsuz etkiledi. Kartal; seyirci açısından toplulukları mahcup etmedi. Uluslararası sempozyuma 80 bildiri geldi, bilim/sanat kurulu 44 bildiriyi kabul etti, 43 bildiri sunuldu. 2017/Türk Müziği'ne Hizmet Ödülleri ve 2017/En İyi THM/TSM Programlarına ödüller çeşitli etkinliklerde takdim edildi.
Üzüldüğünüz şeyler oldu mu?..
AY: Elbette olmaz olur mu? Bir sene çalışıp, ülkemizin alanında özgün ve tek Türk Müziği Festivali’ni yapıyorsunuz. Seyirciler arasında tüm alan mensuplarını, arkadaşlarınızı görmek istersiniz değil mi? Heyhat…İTÜ TMDK, Haliç Ün. Konservatuarı, Okan Ün. Konservatuarı v.b. öğretim elemanları, devlet koroları/toplulukları sanatçıları yoktular… M.Ü. Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü öğretim elemanları, kendi bünyelerinde yer alan, yan salondaki sempozyuma ilgi göstermedi.
Festivalde yer alan koro ve topluluklar birbirlerinin konserlerine destek vermedi.
Türk müziğini sevdiğini söyleyen/koşturan, ama, festivale katılmayan diğer ilçe topluluk/koro üyeleri, müzikseverler; konserlere gelmedi.(Takım tutma burada da başlamış)
Şöyle bir görüş var, her sanatçı arkadaşım benden; festivalde yer vermemi, ödül takdim etmemi, kurullara almamı v.b. istiyor, bunu bazıları bana söylüyorlar.
Oysa, festivalin bir amacı ve gidişi var…Burada gerçekler yatıyor. Etkinliklerin ayrı, sempozyumun ayrı, ödüllerin ayrı kurulları var..
Kendileri olmayınca, o etkinliği, alanları/meslekleri müzik olmasına, müzik etkinliklerini takip etmelerinin gereğine rağmen ilgi göstermiyorlar…Mesela; sempozyum başvurularını bilim/sanat kuruluna gönderiyoruz. (Biz sıradan/çok sayıda bir kurul oluşturmuyor, sayıyı çok az tutuyoruz.) %50 kabul gören bildirilere kabul yazısını gönderiyoruz. Her konuda eleştiriye açığız.
Basından destek gördünüz mü?
AY: Basına bir kırgınlığım var…Festival haberi, sosyal medya hariç 18 sitede yayımlandı.
Festival haberlerine köşe/müzik yazarları ilgi göstermedi. Yer veren; A.Sarı’ya/Musıki Dergisi, B.Ayvazoğlu /Karar, Pervin Kaplan/Habertürk, B.Ayeri/Yeniçağ, E.Tezerdi’ye/Karar, Oğuz Çetinoğlu/Önce Vatan teşekkürler…
Manevi/Milli kültür, Türk müziği diye yazanların bir satır dahi yazmamaları düşündürücüydü. Sponsorsuz yapılan 24.İstanbul Türk Müziği Festivali'ni hiç görmeyip, büyük sponsorlarla hayata geçirilen 45.İstanbul Müzik Festivali hakkındaki yazıların ve haberlerin çoğunlukta olması, ülkemiz sanatının gelişmesi ve yazılı/görsel basının durumu açısından bir ikilemdi.
Bu sene;TRT Müzik ve TRT İstanbul Radyosu yapımcıları/programcıları -TRT Ana sponsor olmasına rağmen- gereken hassasiyeti göstermedi.
Son söz...
Her şeye rağmen, ülkemize/İstanbul’a tek ve alanında özgün Türk Müziği Festivali kazandırdığım için çok mutluyum.
Kan değerim yine düştü, ama, ülkem ve Türk Müziği için helal olsun…