Kurulların görevleri arasında "Cumhurbaşkanı tarafından verilecek görevleri yapmak ve Cumhurbaşkanı'nın programına uygunluk açısından Bakanlıklar kurum ile kuruluşların uygulamalarını izleyip Cumhurbaşkanı'na rapor sunmak" bulunuyor.
Kurullar en az 3 üyeden oluşuyor. Bakanlar, kurum ve kuruluşların üst yöneticileri ile ilgili politika kurulunun başkan vekili koordinasyon toplantısı düzenleyebilecek. Toplantıda alınan kararlar Cumhurbaşkanı’na sunulacak.
Kurullar, doğrudan Cumhurbaşkanı ile çalışacak, Cumhurbaşkanı’nın talimatlarını yerine getirecek. Kurullar, her türlü bilgi ve belgeyi, bakanlıklar ve kamu kurum ve kuruluşlarından talep edebilecek. Kurulda, üyelerin dışında sınırsız personel çalıştırılabilecek. Kurul üyelerine ek ödemeler yapılabilecek.
Üniversite öğretim elemanları dahil, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar Cumhurbaşkanı tarafından üç yıl süreyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde görevlendirilebilecek.
Devlet Tiyatroları ve Devlet Opera Balesi'nin tüm faaliyetleri hükümet tarafından atanacak 11 kişi tarafından koordine edilecek. Henüz netleşmese de aynı uygulamanın diğer devlet sanat kurumlarında da uygulanması bekleniyor.
Bakanlıklarda hiyerarşik olarak bakanlardan sonra bakan yardımcıları gelecek. Bakan yardımcılarını genel müdürler, daire başkanları takip edecek. Bakanlıklarda sadece 15 müşavir görevlendirilebilecek.
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt kendileriyle ilgili olarak 703 sayılı KH kararname uygulamalarına açıklama yaptı:
“Kapatılmıyoruz, Cumhurbaşkanlığı’na bağlanıyoruz. Bakanlığımız da dahil olmak üzere tüm bağlı ve ilgili kurumlara ilişkin yeni düzenlemeler yapılmaktadır. Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğümüzün kapatılması söz konusu değildir. Görevimizin başında olduğumuzu bütün çalışma arkadaşlarıma bildiririm.”
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yeni bir düzenleme yapılana kadar, teşkilatı kaldırılmış olan kurumlar eski hükümlere göre görevlerini yapacak.
Musiki Dergisi olarak bilgiler netleştikçe aktarmaya devam edeceğiz.
09 Ekim 2018 tarihli haber:
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu Üyeleri 08 Ekim 2018 tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından atandı:
- Alev Alatlı
- Havva Hümeyra Şahin
- Hülya Soydan
- Dr. İskender Pala
- Mehmed Özçay
- Murat Bardakçı
- Orhan Gencebay
- Rasim Özdenören
- Dr. Ümit Meriç
Alev Alatlı
1944’de, İzmir’de dünyaya geldi. Ankara’da başladığı ilkokulu, babasının mesleği dolayısıyla ülkenin muhtelif okullarında tamamladı. Ortaokuldan sonra da babasının ateşemiliter olarak Tokyoya gönderilmesi Alev Alatlı’nın da Tokyo macerasını başlattı. Lise’yi Amerikan Kolejinde bitirdi. Daha sonra Türkiye’ye döndüler ve Alatlı üniversiteyi de Ortadoğu Teknik Üniversitesi Ekonomi-İstatistik bölümüne girdi.
Üniversite’yi bitirdikten sonra yüksek lisans yapmak üzere Amerika’ya gitti. Daha sonra doktorasını Felsefe üzerine verdi. Alatlı bu dönemde ilgi duymaya başladığı Düşünce Tarihi ve İlahiyat üzerine Türkiye’ye döndüğünde 5 yıl araştırmalar yaptı. Bu dönemde İstanbul Üniversitesi ve DPT’de görev aldı. Daha sonra Universty of California, Berkeley’in Türkiye’de yürüttüğü bir psiko-dilbilim projesinin İstanbul ayağını üstlendi. Cumhuriyet Gazetesi ile ortak “Bizim English” isimli, Türkçe temelli bir İngilizce öğretim dergisi çıkardı.
YAZKO yazarlar kooperatifinde görev aldı. 1984 yılında hep yapmak istediği bir işi yapmak için eve çekildi ve yazmaya başladı.Basılan ilk romanı “Yaseminler Tüter mi Hala?” Ocak, 1985’de çıktı. “Yaseminler Türer mi Hala?” Eleni olarak doğan, Naciye’ye dönüşen, Türk kocasına dört çocuk doğurduktan sonra Eski Hisar göçmeni bir Anadolu Rum’u ile evlenen bir kadının sahiciye yakın hikayesidir.
Havva Hümeyra Şahin
H.Hümeyra Şahin, 1998 yılında İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü’nü bitirdi. Marmara Üniversitesi’nde Osmanlı Bürokratik Modernleşmesi konusunda master yaptı. 2007-2008 yılları arasında eğitim amacıyla Londra’da bulundu. İtalyan Roma İşletme Okulu’nda Sanat ve Kültür Yönetimi alanında master programına girdi. Ulusal ve uluslararası projelerde içerik ve konsept danışmanlığı yaptı.
Çeşitli edebiyat dergilerinde deneme ve öyküleri yayınlandı. Lacivert adlı ilk öykü kitabı 2012 yılında yayımlandı. Aktif sivil toplum çalışmaları içinde yer aldı, Meridyen Derneği’nin başkanlığını yaptı. Halen Akşam gazetesinde köşe yazarlığı yanında, Cumhurbaşkanlığı Danışmanı olarak aktif görev yapmaktadır.
Hülya Soydan (Hülya Koçyiğit)
12 Aralık 1947; Kuzguncuk, Üsküdar doğumlu Hülya Koçyiğit, Türk sinema, televizyon ve dizi oyuncusu. 1991 yılında Devlet Sanatçısı seçilmiştir. 1991-1992’de kurucusu olduğu SO-DER’e başkan seçilmiştir. Bu görevi 4 yıl sürdürmüştür ve halen yönetim kurulunda görev yapmaktadır.
Ankara Devlet Konservatuarı’nda okurken, iki kız kardeşi de İstanbul Şehir Tiyatrolarında oynar. Kız kardeşi Nilüfer’i beğenen bir film yönetmeni film de oynaması için kardeşine teklif götürüyor. Koçyiğit’in annesi teklifi kabul ediyor ve Nilüfer, Hülya Koçyiğit’ten daha önce bir film projesinde yer almıştır.
Hülya Koçyiğit, yerli romanların sinemaya uyarlanması için çok çaba sarf etmiş ve Kerime Nadir, Muazzez Yahsin Berkant, Esat Mahmut Karakurt, Halide Edib Adıvar ve Peride Celal gibi sanatçıların eserlerinin sinemaya uyarlanmasında katkıda bulunmuştur. Romanlardan sinemaya uyarlanan filmler çok iyi neticeler elde etmiştir. Bir dönem roman kahramanlarını canlandırdıktan sonra, Kezban (1968), Kezban Roma’da (1970) ve Kezban Paris’te (1971) serisinde Kezban karakterini canlandırmıştır ve canlandırdığı roller arasında en büyük popüleriteyi Kezban karakteri ile yakalamıştır.
O dönem Fenerbahçe’de futbol oynayan Selim Soydan 1968’de ile evlendi. Bu evliliğinden Gülşah adında bir kızı dünyaya gelmiştir. Hülya Koçyiğit’in Neslişah ve Aslışah adlarında iki torunu vardır. Kızı Gülşah küçük yaşlarda birkaç sinema filminde rol almıştır. Koçyiğit bir süre şarkıcılık da yapmıştır.
Prof. Dr. İskender Pala
İskender Pala 8 Haziran 1958 tarihinde Uşak’ta dünyaya geldi.
İlkokul’u Uşak Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nda bitiren Pala, lise eğitimini Kütahya Lisesi’nde tamamladı. Lise mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okumaya hak kazandı.
Doktora çalışmasını ise “Aşkî, Hayatı, Edebî Şahsiyeti ve Divânı” başlığı altında mezun olduğu İstanbul Üniversitesi’nde yaptı. Divan edebiyatı dalında 1983 senesinde doktor, 1993 senesinde İstanbul Üniversitesi’nde doçent, 1998 senesinde da Kültür Üniversitesi’nde profesör oldu.
İskender Pala okuma hayatına Peyami Safa’nın eserleri ile başladığını söylemektedir.
Ömer Seyfeddin, Refik Hâlid, Reşat Ekrem okunduktan sonra, Osmanlı tarihi ve edebiyatla tanışması Erzurum ve İstanbul’daki üniversite yıllarına tevafuk etmiş.
Bir dönem Hilmi Yavuz ile TRT’de “Şairane” isimli programı sunan Pala, TRT 2’de “Divançe” programını hazırladı.
Mehmed Özçay
1961 yılında Trabzon’un Çaykara ilçesinde doğan hattat Mehmed Özçay ilk ve orta tahsilini 1980’de Gerede’de tamamladı. 1986’da Erzurum Atatürk Üniversitesi İlâhiyât Fakültesi’nden mezun oldu. 1982’de orada tanıştığı Erzurum’lu hattat Fuad Başar’dan sülüs ve nesih hatlarını meşketti. 1986’da İstanbul’a gelerek kendisine bu san’atta rehber olan M.Uğur Derman’la tanışması, hat zevkını, bilgi ve ufkunu genişletmesine vesile oldu.
İslâm Tarih San’at ve Kültür Araştırma Merkezi’nin (IRCICA) düzenlediği milletlerarası hat yarışmalarının ilk ikisine (1986 ve 1989) katılan Özçay bu müsabakalarda başta sülüs-nesih dalında birincilik olmak üzere muhtelif dallarda altı ödül kazandı. 1986’da yazmaya başlayıp 1991’de tamamladığı ve 1992’de ilk baskısı yapılan bir mushafı bulunmaktadır ki, bilhassa nesih hattını ilerletmesinde bu mushafın önemli bir yeri vardır. Ayrıca Yasin-i Şerif gibi eserlerinin yanında bir çok levhalarının da san’at baskılarını gerçekleştiren Özçay yirmi beş yıllık san’at hayatından seçtiği eserlerini 2007 yılında Arapca ve İngilizce iki ayrı nüsha olarak basılan “Göz Nuru” adlı kitabında neşretti.
Milletlerarası hat yarışmalarında juri üyelikleri de yapan Özçay, yurt içi ve yurt dışında bir çok sergiye iştirak etti. Bilhassa celî yazılarında kullandığı renkli ve şeffaf mürekkeplerle bütün kalem hareketlerini ortaya çıkararak eserlerine yeni bir boyut kazandırmış; ilk defa uyguladığı celî sülüs ve celî nesih renkli karalamalarla da klasik karalama geleneğine yeni ve farklı bir tarz ilave etmiştir.Mehmed Özçay’ın yurt içi ve yurt dışındaki muhtelif müze ve koleksiyonlarda, celî sülüs, sülüs, nesih, icâze ve celî dîvânî hat nevîleriyle yazdığı 300’ü aşkın eseri bulunmaktadır.
Murat Bardakçı
25 Aralık 1955’te gazeteci İlhan Bardakçı ve Nemika Bardakçı’nın oğlu olarak doğan Murat Bardakçı, 1978 yılında Ankara Üniversitesi Ekonomi Bölümünden mezun oldu ancak ilgi alanı tarih olduğu için tarih konusunda uzmanlaştı.
Ekrem Karadeniz’le teori, teori tarihi ve ses sistemi üzerine çalıştı. Fahire Fersan ve Vecdi Seyhun’dan yararlandı, ilgi alanını daha sonra musıkî tarihine yöneltti. Abdülbaki Gölpınarlı’dan şarkiyat kaynakları ve metodolojisi alanlarında büyük ölçüde faydalandı.
Bu arada Türk ve İslam müziği tarihiyle ilgili kitap, belge, fotoğraf, film ve ses kaydı gibi arşiv malzemeleri topladı ve geniş bir nota koleksiyonu oluşturdu. Türk müziği tarihiyle ilgili çok sayıda araştırması yayınlanmıştır ve yayınlanmaktadır.
Dönemin sadrazamı Talât Paşa’nın özel arşivinden faydalanarak 1915 Ermeni Olaylarını konu alan “Talât Paşa’nın Evrak-ı Metrukesi” adlı kitabı yazmıştır.
2006 yılında Kanal D’de yayınlanan ve 4 bölümden oluşan “Son Osmanlılar” belgeseliyle tanınmaya başlandı. 2008 yılında Kanal 1’de başladığı Tarihin Arka Odası programına Mart 2009’dan beri Habertürk televizyonunda Erhan Afyoncu ve Pelin Batu ile birlikte devam etti. Daha sonra Mart 2011 tarihinde Pelin Batu programdan ayrıldı.
Haberturk.com’da yazan Bardakçı, 1 Mart 2009’den beri Gazete Habertürk’te pazartesi, çarşamba ve cuma günleri köşe yazıları, pazar günleri ise tam sayfa olmak üzere haftada dört kez yazmaktadır. Ayrıca 30 Mayıs 2010 tarihi itibariyle Habertürk Tarih dergisini hazırlamaktadır.
Orhan Gencebay
Orhan Gencebay ya da gerçek adıyla Orhan Kencebay (d. 4 Ağustos, 1944; Samsun, Türkiye) Türk besteci, ses sanatçısı, şair, enstrümanist, aranjör, müzik yapımcısı, müzik direktörü ve aktördür.
Müziğe 6 yaşında, Rus konservatuvarı mezunu ve aslen Kırım göçmeni eski bir opera sanatçısı olan klasik batı müzisyeni Emin Tarakçı’dan keman ve mandolin dersleri alarak başladı. 7 yaşında bağlama ve Türk halk müziği dersleri almaya başladı.
10 yaşında ilk beste çalışması olan Kara Kaşlı Esmerdi Kim Bilir Kimi Sevdi isimli eseri yaptı. 13 yaşında Türk Sanat Müziği ve tambur eğitimi almaya başladı. Ortaokul ve lise yıllarında Samsun, Edirne ve İstanbul musiki cemiyetlerinde yaylı tambur, THM cemiyetlerinde ise bağlama çaldı.
Samsun ve İstanbul’da halk evlerinin kuruculuğunu yaptı. Kendi açtığı müzik dershanelerinde öğretmenlik yaptı. Çocukluk yıllarında en çok etkilendiği kişi zamanının bağlama üstadı Bayram Aracı’ydı. Gencebay’a o yıllarda bu nedenle küçük Bayram diyorlardı.
İlk profesyonel bestesi “Ruhumda Titreyen Sonsuz Bir Alevsin”i 14 yaşında yapan Orhan Gencebay, 16 yaşından itibaren caz ve rock müziği ile ilgilenmeye başladı, batı nefesli sazlardan oluşan orkestralarda tenor saksofon çaldı. İstanbul’a gelerek, Türkiye’nin ilk konservatuarı ve eski adı Dârülelhan olan İstanbul Belediye Konservatuvarı’na girdi, bir süre icra heyetinde bulundu.
Müziğe 6 yaşında, Rus konservatuvarı mezunu ve aslen Kırım göçmeni eski bir opera sanatçısı olan klasik batı müzisyeni Emin Tarakçı’dan keman ve mandolin dersleri alarak başladı. 7 yaşında bağlama ve Türk halk müziği dersleri almaya başladı. 10 yaşında ilk beste çalışması olan Kara Kaşlı Esmerdi Kim Bilir Kimi Sevdi isimli eseri yaptı.
13 yaşında Türk Sanat Müziği ve tambur eğitimi almaya başladı. Ortaokul ve lise yıllarında Samsun, Edirne ve İstanbul musiki cemiyetlerinde yaylı tambur, THM cemiyetlerinde ise bağlama çaldı. Samsun ve İstanbul’da halk evlerinin kuruculuğunu yaptı.
İstanbul’a gelerek, Türkiye’nin ilk konservatuarı ve eski adı Dârülelhan olan İstanbul Belediye Konservatuvarı’na girdi, bir süre icra heyetinde bulundu.
Rasim Özdenören
Türk öykü yazarlarının önemli isimlerinden Rasim Özdenören, 1940 yılında Kahramanmaraş’ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini Kahramanmaraş, Malatya, Tunceli gibi Güney ve Doğu şehirlerinde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni ve İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’nü bitirdi. Mezun olduktan sonra Devlet Planlama Teşkilatı’nda uzman olarak çalıştı. Bir ara araştırma amacıyla ABD’nin çeşitli eyaletlerinde, 1970-1971’de iki yıl kadar kaldı. Dört yıl sonra, 1975’de Kültür Bakanlığı Bakanlık Müşavirliği görevine geldi ve aynı bakanlıkta bir yıl da müfettişlik yaptı.
1978’de istifa ederek ayrıldığı devlet memurluğuna bir süre sonra tekrar döndü. Çok Sesli Bir Ölüm ve Çözülme adlı hikayeleri ayrıca TV filmi yapılmış, bunlardan ilki, Uluslararası Prag TV Filmleri Yarışmasında jüri özel ödülünü almıştır. Özdenören öykülerinde, değerlerinden koparılmış ve modern kentlerin varoşlarında kıstırılmış bireyin / ailenin acılarını, yalnızlıklarını gündeme getirerek yanlışa yönlendirilmiş ülke insanının yaşadığı çarpılmayı / kültür şokunu kuşatıcı ve derinlemesine bir yaklaşımla öyküleştirmiştir.
Prof. Dr. Ümit Meriç
16 Aralık 1946’da İstanbul Üsküdar’da doğdu. Yazar ve düşünür Cemil Meriç’le, Tarih-Coğrafya öğretmeni Fevziye Menteşoğlu Meriç’in kızıdır. Çamlıca Kız Lisesi’nin ardından, İstanbul Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nü bitirerek 1969’da aynı bölüme asistan oldu. Kurumlar Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanlığı ve Sosyoloji Bölüm Başkanlığı görevlerinde bulunan Meriç 1999’da kendi arzusu ile emekliye ayrıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin çeşitli sosyal doku araştırmalarına, İstanbul tarihî yarımada kentsel dönüşüm projelerine uzman olarak katıldı. 2010 İstanbul Avrupa Kültür Merkezi Projesi’nde danışmanlık yaptı. Fevziye Hazal Yazan’ın annesi olan Ümit Meriç’in yayımlanan eserleri şunlardır: Cevdet Paşa’nın Toplum ve Devlet Görüşü, Babam Cemil Meriç, Türkiye Kanatlarınızın Altında, 21. Yüzyılın Eşiğinde Sosyoloji Konuşmaları, Dualar ve Aminler, İçimdeki Cennete Yolculuk, Seyyahların Aynasında Şehirlerin Sultanı İstanbul, Ebediyetin Huzurunda Ahmet Hamdi Tanpınar (S. Karışman’la birlikte), Işık Batıdan da Gelir.