"Yaşayan İnsan Hazineleri Ödül Töreni" Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un yaptığı konuşma ile başladı.
İnsanlık bugün küreselleşen dünyada popülizme dayalı olarak sürekli değişen, hızlı üretilen, aynı hızda tüketilen bir kültürün yozlaştırıcı etkisini tecrübe ediyor. Türk milletinin kültürü, binlerce yıllık tarihimiz kadar derin bir görgünün, yaşanmışlıkların, ihtiyaç, arayış ve çözümün şekillendirdiği muazzam bir hazinedir. Bizim hayatımızın içinde doğmuş, bizimle birlikte gelişmiş ve olgunlaşmıştır. Farklı kültürlerle olan münasebetlerimizde benimseyip, aldığımız kültür dallarında dahi özgünlüğe ulaştığımız, adımızla anılan yeni tarz ve türler çıkardığımız aşikardır. Bu tür bir güç, ancak gerçek anlamda kültürel kimliği olan milletlere mahsustur. Dolayısıyla hepimiz, sahibi olduğumuz kültürün değerini bilmekle ve onu korumakla sorumluyuz. Bu sorumluluk onu bize emanet eden geçmişimize vefa borcumuz, geleceğimiz olan çocuklarımıza karşı yerine getirmekle yükümlü olduğumuz asli görevimizdir. Kültürün merkezinde insan bulunuyor. Kültürü meydana getiren de yaşatıp geliştiren ve nesilden nesle aktaran da insan. Dinlediğimiz bir türküde, bir sanat müziği eserinde onların ezgisini, nağmesini duyarız. Çalınan bağlamanın asıl bam teli, kavala, neye biçim veren el, dile getiren nefes yine onlardır. Kah acı, kah sevinçle yoğrulmuş duygu dünyamızın estetiği, onların elinde çini olur, ebru olur. Bu insanlar, milletimizin değerlerinden hayat bulan edep ve adabın yazısız fermanlarıdır. Ondandır ki kendilerini yaşayan insan hazinesi olarak görmekteyiz.
Türkiye 2006'da UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Sözleşmesi'ne taraf olmuş. Yaşayan İnsan Hazineleri, somut olmayan kültürel mirasın belli unsurlarını yeniden yaratmak ve yorumlamak açısından gerekli bilgi ve beceriye, yüksek düzeyde sahip kişilerdir. Bu insanların bilgi ve becerilerinin devamlılığının sağlanması, geliştirilmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması ise muhakkak ki somut olmayan kültürel mirası korumanın en etkili yoludur.
Bu unvan verilirken kişinin en az 10 yıldır ustalığını icra ediyor olmasından mesleğini devam ettirecek çıraklar yetiştirmesine kadar önemli ölçütler aranıyor. Öyle ölçütler ki bilgisi ve deneyimini, bunları işine aktarma becerisini, bu sayede ortaya koyduğu ürün ve eserlerin sahip olduğu istisnai değeri ve öğretme kabiliyetini teyit etmiş oluyoruz. Bugün ödül alacaklarla birlikte, 2008'den başlayarak bu unvanla taltif edilmiş insanlarımıza baktığımızda, aradığımız kriterler de hazine ifadesinin içinin ne kadar dolu olduğu da net bir şekilde anlaşılmaktadır. Aslında sürekli unvanı vermekten bahsetsek de şunu açıkça belirtmek gerekir ki Yaşayan İnsan Hazinesi bizlerin verdiği değil, hayatları ve eserleriyle bizzat onların var ettiği bir unvandır. Kültürün yaşatılmasında bir ömürlük emek sarf eden ustalara, onların nezdinde tüm insan hazinelerine şükranlarımısunuyor, ebediyete intikal edenleri rahmet ve saygıyla anıyorum. Sizler Türk milletinin kültür hafızası olarak, kimliğimizin çok değerli unsurlarını gelecek nesillere aktaracaksınız. Kendimiz kalabilmek yolunda her daim arkanızda olmaya, sizinle birlikte yürümeye devam edeceğiz. Himayelerinde gerçekleştirdiğimiz bu ödül töreni vesilesiyle her daim sanatın ve sanatçının yanında olan, gerçekleştirdiğimiz tüm çalışmalarda çok kıymetli desteklerini bizlerden esirgemeyen Sayın Cumhurbaşkanımıza en derin şükranlarımı arz ediyorum."
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca verilen "Yaşayan İnsan Hazineleri" ödülüne layık görülenler:
"Çanakkale Seramiği" İsmail Bütün
"Aşıklık Geleneği" Ali Rıza Ezgi ve Maksut Koca
"Sipsi Yapımı ve İcrası" Halime Özke ve Mehmet Bedel
"Kemençe Yapımı" Hasan Sancak
“Eşme Kilimi Dokumacılığı” merhume Ümmü Balyemez
"Bitki Yetiştirme ve Ağaç Aşılama" Orhun Güven
"Damal Bebek Yapımı" Fidan Atmaca
"Telkari Sanatı" Subhi Hindi Yerli
"Ebru Sanatı" Ahmet Hikmet Barutçugil
"İpek Böcekçiliği ve Dokumacılığı" Hasan Büyükaşık
Abdallık Geleneği, Davul Yapımı ve İcrası" Adem Göçer
"Çini Sanatı" Hamza Üstünkaya
"Alem Ustalığı" Mahmut Efeoğlu