19. Milli Eğitim Şurası’nda Türk Müziği değerlendirildi mi?..
Evet sayın Göktan Ay değerlendirildi.
İTÜ Müzikoloji Bölümü Öğretim Üyesi, aynı zamanda Yeni Şafak Gazetesi yazarı Yalçın Çetinkaya köşesinde yazdığı yazı üzerine ilgili Şura'ya TM temsilcisi olarak çağrıldı ve TM üzerine düşüncelerini Şura'ya bildirdi.
Sn. Çetinkaya'nın Yeni Şafak Gazetesi'nde yazdığına (2) göre: "Türk mûsikîsinin ana okulundan ortaokul son sınıfa kadar kesintisiz zorunlu ders olması, ayrıca Liseden itibaren, yani çocuğun ana okulundan orta okul son sınıfa kadar, yani dokuz yılda kulağına kendi ses cevheri ve makamlar iyice yerleştikten sonra batı müziği eğitimi de verillmesi" kabul edildi.
Uygulamalarının ne olduğu/olacağı konusunda ise henüz fikir sahibi değiliz. 1979'dan beri TM öğretilmesi var ama onu öğretecek öğretmeni yetiştirecek eğitim fakültesi müzik bölümü yok. TMDK mezunlarına formasyonu bir verip, bir almakla bu işin olmadığı gibi basit bir gözlem ve sonuçları (3) ne yazık ki hala görülemedi ki hala TMDK mezunlarına formasyon önerisi öngörüsüzlüğü yapılabiliyor.
Bu konuda yıllardır kaleme gelenler, yazıya dökülenler var. Bunların hepsi diğer yanda dururken, bir gazete yazısı sn Bakan'a okutturuluyor ve yazının yazarı temsilci olarak MEB Şurası'na çağrılıyor.
Eh, "bir elin nesi var" misali son zamanlardaki KKÇ akımı gibi kendin kendini çalarsan mutlaka eksik birşeyler kalır.
Sn Çetinkaya gazetede yazdığı “Sayın Nabi Avcı’ya sekiz adımda mûsikî inkılâbı yapma teklifi” yazısının sayın MEB Bakanımıza ulaştırılması sonucu Şura'ya davet edildi.
Türkiye'deki müzik kültürsüzlüğünün ana probleminin kaynağının orta öğrenim kurumlarımıza müzik öğretmeni yetiştiren üniversitelerimiz eğitim fakülteleri müzik eğitimi bölümlerindeki -kırılmaya dahi çalışılmayan- statüko olduğunu yıllardan beri başta yazarımız Dr. Ayhan Sarı olmak üzere dile getirmeye çalışırız.
Yazınızdan anlıyoruz ki siz ve yakınlarınızdaki meslekdaşlarınız da davet edilmemişsiniz...
Haberi olmayan, davet edilmeyen sadece siz değilsiniz.
Devlet katındaki hemen tüm musiki/müzik toplantı ve yönetmelik çıkarımları gibi bizim de çevremiz kişi ve dolaylarında bir haberimiz, dolayısıyla bir dahlimiz olmamıştır.
Her zamanki gibi "Ne olacak, 19. Milli Eğitim Şurası TM eğitim hayatımıza nasıl yansıyacak?" diye beklemekteyiz.
Hem de son önemli değişiklik olan 1979'dan beri...
* * *
Çağrılmıyoruz.
TM temsilcisilerinin çağrılmayışını artık dert etmiyoruz.
Bu yönetmelik düzenleyicilerinin baş aktörleri, belediyelerin kaldırım yenileyicileri gibi.
O kaldırımın üstünde vatandaş yürüyor ama kaldırım yenilemesi yaparken bırakın vatandaşı, kaldırım ergonomistlerine dahi sormuyorlar. Kimi yerde üç arabalık kaldırım varken araba yolu bir şerite düşüyor, kimi yerde araba bile geçmezken kaldırım bir yayaya göre ayarlanıyor.
Sıradan vatandaşın ve "kaldırım mühendislerinin" fikri çok da önemli olmuyor.
Onlar ki:
Yaya ve araç akıcılığı arasındaki oranı dikkate almadan kaldırımı esnafın isteğine göre değiştirmekten ayrı bir haz alıyorlar, ummadık yerde trafiği tek şeride düşürüp durmasına sebeb oluyorlar.
Şimdi diyeceksiniz ki: "Kaldırımın müzik eğitimiyle ne alakası var?"
Haklısınız...
_____________________________________
(1) Göktan Ay -13 Aralık 2014 tarihli- yazısı için bkz:
http://www.internethaber.com/19.-milli-egitim-surasinda-turk-muzigi-degerlendirildi-mi-17045y.htm
(2) Yalçın Çetinkaya -30 Kasım 2014 tarihli- yazısı için bkz:
http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/yalcincetinkayapazar/mill%C3%AE-egitim-s%C3%BBr%C3%A2sinda-muzik-egitimini-konusmak-2006255
(3) Ayhan Sarı -12 Aralık 2011 tarihli- yazısı için bkz:
http://www.musikidergisi.net/?p=2001