Beste Bulut:
"23 Mayıs 2017 günü Adana Havalimanından , İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanına yolculuk gerçekleştirdim. İstanbul'a inip bagajlarımı aldıktan sonra , çellomu teslim almak üzere kayıp eşya bürosuna gittim ve gördüğüm manzara karşısında şoke oldum. Çellomun dışındaki koskoca polyester çalgı kutusunu kırmakla kalmayıp, çellomu kutunun içerisinde ikiye bölüp sapıyla gövdeyi birbirinden ayırmışlar, bunu yapanın bir insan olabileceğini düşünmüyorum. Koskoca Türk Hava Yollarının yan firması olan Anadolu Jet gibi büyük bir şirket, zar zor aldığım çellomu paramparça etmiş durumda.
. . .
Ben bir müzik öğrencisiyim. Canım pahasına koruduğum, zor şartlarda elde ettiğim enstrümanımı Adana’da Uçağın aşağıdaki kargo bölümüne Hardcase ile birlikte, kırılabilir eşya olarak teslim edip , kontuardaki görevlilere de "lütfen dikkatli taşıyınız" şeklinde uyarıda bulundum. Hem de üzerindeki ‘’kırılabilir’’ ibareleriyle birlikte. Görevlilere de bunun bir enstrüman olduğunu, dikkatli taşınması gerektiğini aksi takdirde kırılacağını söyledim. İstanbul’a inip de enstrümanımı teslim aldığımda hayatımın en büyük şokunu yaşadım. Enstrümanımın dışındaki koskoca hardcase i bırakın , içindeki çellomu tanınmayacak hale getirilmiş şekilde buldum…
Enstrümanıma zarar verilmiş ve ikiye bölünmüş. Bu nasıl insafsızlıktır, bu nasıl bir muameledir…
Koskoca Türk Hava Yollarının beni sınav haftasında sokmuş olduğu bu durum, hem maddi hem manevi olarak çok yıpranmama sebep oldu.
Amacım bu şirketin ve diğer havayolu şirketlerinin değerli eşyaları taşıma ve kargolama konusundaki duyarlılığını kınamak ve farkındalık yaratmak.
Siz kırsanız da devam edeceğiz, vursanız da…"
Havalimanı işletim şirketlerinin uçak bagaj taşımalarında -enstrumanların valiz olmadığını anlayacak bilinçte değil de anlamayacak bilinçte eleman istihdam etmesi nedeniyle, enstruman ile valizi birbirinden ayıramayan havalimanı bagaj görevlileri enstrumana da valiz muamelesi yapıp atması neticesinde, sayısı hiç de azımsanmayacak müzisyen mağduriyet hadiselerinin yaşanmakta olduğunu gözler önüne seriyor. Örneğin Kültür Turizm Bakanlığı viyolonsel sanatçıları arasında benzer "felaketi" yani çellosunun kırılması tam 13 kez yaşayan müzisyenlerimiz bulunuyor. O sanatçımız ki bu felaketlerden sadece bi tanesinde tazmi alabilmiş. O da çalgısının değerini değil, çalgısına bagaj muamelesi değeri biçilerek... Konu haberimiz üzerine Musiki Dergisi'ne gelen mesajlarla daha iyi anlaşılıyor. Belirtmeliyiz ki havayolu seyahati sırasında uçak içine alınmayan enstrumanların bagajda kırılma "felaketi" sayısı azımsanmıyacak derecede fazla...