İşçi emeklisi, evli ve 3 çocuk sahibi emekli 60 yaşındaki Karaoğlu, Sait Paşa Caddesi üzerinde bulunan Kangal İşhanı'ndaki atölyesinde 40 yıldır Ud, tanbur ve çello gibi enstrümanların üretimini yapıyor.
Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Türkoloji Bölümü öğrencisi Volkan Taşkıranlı'nın ricası üzerine yaptığı dombra tınısının kalitesiyle Kazakistan'da da beğenilince imalat sayısını artırdı.
Mustafa Karaoğlu:
"Öncelikle sazın ne olduğunu, anlamak lazım. Hangi saz olursa olsun; ud ne demek, keman ne demek, nasıl yapılmış? Bunların ölçülerine çok dikkat edilmesi lazım. Dombrayı da bizim bir öğrenci arkadaşımız var. Onun tavsiyesiyle ben de merak oluştu. Onda bir dombra vardı. Çok hoşuma gitti. Biz de yaparız, diye uğraştık. Yaptık da. Şimdi 7-8 tane yaptım. Dombraya yoğun bir ilgi var. Kendimizin öz çalgısı, Türk sazıdır. Her müzisyenin evinde bundan olması lazım. Bizim kültürümüzde, benliğimizde dombra var. Dombrayı yapıyorum. Beğeniliyor da. Öğrenci arkadaşımız da bu aleti iyi çalıyor. Öğrenci arkadaşımız Volkan, yaptığım dombranın bir tanesinin sesini Kazakistan'a dinletti. Beğenildi. Yapmaya devam edeceğim. Bir dombrayı 1 haftada yapabiliyorum. Dombra, benim görür görmez sevdiğim bir saz oldu. Öğrenci arkadaşımız Volkan, aleti burada çalıyor. Ben de bu sırada imalatını yapmaya çalışıyorum. Çok güzel bir ortam oluşuyor. Sesi çalışırken, bana ilham veriyor. Sanki çok öncelerden de dinlemişim gibi hissediyorum. Ceviz ve kayın ağacından ürettiğim dombra yaklaşık 800 liraya mal oluyor.
Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Türkoloji Bölümü öğrencisi Taşkıranlı:
"Çocukken bu aletin sesini dinlemiştim. Sesi çok hoşuma gitti. Daha sonra bu enstrümanın yaptığı müziklerin tutkunu oldum. Daha sonra ise bunu edinme ihtiyacı hissettim. İlk defa 2013 yılında dombra aldım. Çalmaya çalıştım. Türkiye'de o zamanlar bunun eğitimi yoktu. Şu anda da pek yok. Kendimce çalmaya çalıştım. Daha sonra Kazakistan'dan dombralar getirtmeye başladım. Çalmayı öğrendikten sonra insanda kaliteli dombra edinme isteği doğuyor. Mustafa usta ile tanıştım. Ustam, enstrümanı gördü ve hoşuna gitti. 'Biz de yapabiliriz' dedi. Sağ olsun emekle ve istekle bu işe yöneldi ve bu enstrümanı yaptı. Yaptığı ilk enstrüman olmasına rağmen çok güzel bir tını ve kalite aldık. Dombra hevesi olan insanlara ulaştırıyoruz."