Sultan Abdülaziz'in, cariyesi için Ermeni saz ustası Baron'a yaptırdığı İstanbul kemençesinin peşinden 4 yıl koşan ve Haziran'da kemençeyi satın alan Bostancı, kemençenin Osmanlı sarayından Kanada'ya uzanan yolculuğu.
Emine Bostancı Hollanda'da, Rotterdam Konservatuarı Dünya Müziği Bölümü'nde yüksek lisans yapıyor.
Emine Bostancı:
“Cemil Bey üzerinden aslında bizim bütün musiki kültürü şekilleniyor. 'O nasıl bir kemençe çalıyordu acaba?' diye düşünürken, biraz araştırma yaptım ve Baron isminde bir ustanın enstrumanlarını çaldığı bilgisine ulaştım. O zamandan itibaren, 'Keşke Cemil Bey'in çaldığı gibi bir kemençem olsa' diye dua ederdim. Bundan 4 sene önce kemençe yapan bir abimize 'Kanada'da iki tane Baron kemençe var ve bunlar satılmak isteniyor' diye bir haber geldi. Biz tabii çok heyecanlandık. Özellikle ben çok heyecanlandım. Çünkü Baron kemençe benim hayalimdi. Gövdesi fildişinden yapılan kemençelerin sahibine fiyat teklifi gönderdik. Şu an bende olan kemençe, aslında Abdülaziz Han'ın cariyesi için yaptırdığı bir kemençeymiş. Yani saraydan çıkma bir kemençe. Daha sonra Cemil Bey'in öğrencisi, çok değerli bir kemençeci olan Fahire Fersan'a geçiyor ve ne hikmetse bazı maddi zorluklardan dolayı 1960'lı yıllarda Iraklı, petrol zengini birinin oğlu Faruk Fettah, gelip bu kemençeleri ve çok değerli Türk musikisi enstrümanlarını alıp Kanada'ya yerleşiyor. Fettah'ın elinde çok ciddi bir Türk musikisi enstrümanları koleksiyonu bulunuyor. Bir müze çalışması doğrultusunda bütün enstrümanların getirilmesinin planlanıyor. Tırnak kemençesi", "armudi kemençe", "klasik kemençe" adlarıyla da bilinen enstrümanı fiyatı yüksek geldiği için ilk başta alamamıştım. Satın alana kadar sürekli o kemençeyi düşündüm rüyalarımda bile onu gördüm.
Sonrasında kemençeyi almak için birikim yapmaya başladım. Bütün meblağı toplayana kadar hiç kimseye bahsetmedim. Kemençe orada duruyor mu bilmiyordum ama ben bir şekilde biriktiriyordum. Biliyordum, o benim olacaktı. Nitekim bu Haziran ayında tamamladım ve kemençeleri sordurdum. Adamla tekrar iletişim kurduk ve adam bu sefer iki katı fiyat teklif etti. Biz tabii üzüldük. Daha sonra ben bu olayı Mehmet Güntekin'le paylaştım. Onun da tevafuk Kanada'da yaşayan, Türk müziğinden çok iyi anlayan (Musiki Dergisi Yazarı) İlhami Gökçen adında müzikolog bir arkadaşı varmış. Faruk Fettah'ı da tanıyormuş. Tamamen kısmet.
Yaklaşık iki ay pazarlık yapıp Fettah'ı ikna ettik. Mehmet Bey'in bir öğrencisi Toronto'dan dönüyormuş, kendi odasındaki yastığı söküp onları pamuğa sararak getirdi. Normalde hiç olmayacak bir şey. Biz 'Aldık, peki nasıl gelecek' diye düşündük çünkü. Bizim gitmemiz çok zor, taşımasını bilen biri olması lazım. Tarihi eser, üzerinde fildişi var el koyabilirler ama iki gün içinde geldi kemençeler. Onları hem asli vatanına döndürmüş olmaktan hem böyle zarif bir hatıraya sahip olabilmekten çok büyük bir mutluluk duydum. Kemençeye, toplamda 4 yıl süren bir maceranın sonunda kavuşabildim. diğer kemençe ise Mehmet Güntekin'dedir.
Kemençenin yaklaşık 150 yaşında. Mukayyet olmak çok zor. Benim için çok büyük bir sorumluluk. Benden önce Fahire Hanım çalmış bunu. Fahire Hanım çok çok değerli bir sanatçı. Elimi her değdirdiğimde bir şey olur mu diye korkuyorum. Evde bırakamıyorum. Nazar değer diye korkuyorum ama sonuç olarak çok keyifli. Akşam oturup evde çaldığım zaman, gerçekten Fahire hanım beni dinliyormuş gibi bir köşede çok büyük keyif alıyorum. Benim için çok büyük onur verici bu yaşta böyle bir şeye sahip olmak. Onun için o meblağı biriktirirken de çok keyif aldım. Hep motive ettim kendimi.
Bu topraklarda doğmuş biri olarak, bu kültüre ait bir şeye hizmet etmekten çok onur duyuyorum. Ben de çok küçükken şu anda gençlerin dinlediği şeyleri dinliyordum ama yavaş yavaş kulağımı, fikirlerimi, sanat algımı başka bir yönde eğittim ve bunu bence herkes yapabilir. Gerçekten insanlar bu müziği anlayamıyor. Anlamalarını bıraktım saygı bile duyamıyor. Gerçekten biz bu kültürü sahiplenir ve bu kültüre layık olmaya çalışır, bunun üzerine bir şeyler koymaya çalışırsak bence o zaman entelektüel bir boyuta ulaşabileceğiz."
Rotterdam Klasik Türk Müziği Korosu'nun şefliğini yapan ve şu anda bir film müziği üzerinde çalışan Bostancı, kemençenin Hollanda'da çok ilgi gördüğü Kemençeyle ona yakışır nitelikte projeler yapmak istediğini belirtiyor. (1)
___________________________
(1) Musa Alcan “Bir saray kemençesinin 150 yıllık yolculuğu” 22 Eylül 2017
http://www.mynet.com/haber/guncel/bir-saray-kemencesinin-150-yillik-yolculugu-3272726-1