Hiç ummadığım diye başlayan ifadeler vardır ya.. Hani "ondan ya da senden hiç ummazdım dersin". O nedir biliyor musun? Maalesef benim ya da senin maruz kaldığımız "salaklığın" bir göstergesidir, yansımasıdır.
Sen ki aslında o "ummadığım" dediklerinin ne olduğunu bilirsin.
Mesela asıl düşüncen "kötü sesi var" şeklindedir ama "kendine özgü bir rengi var " dersin. Çünkü sempatin vardır. Aran güzel olsun istersin. Belki de beklentin öyledir.
Mesela asıl düşüncen "yaptıkları bi .oka benzemez" şeklindedir, "klasik üslup" dersin.
Sazını çalamaz veya şarkı söyleyemez, "besteleri güzel" dersin. Besteleri bişeye benzemez, yine de repertuarına alırsın, ıkına ıkına okur veya çalar bir de üstüne "yüreğine sağlık " dersin..
Ritm sayamaz, metronomu zayıftır, anlayışla karşılar-görmezden gelirsin ama o ilk fırsatta seni kötülemekten çekinmez.
Yaptığın her güzel projene dahil edersin, etmek istersin. o seni herhangi bir programına bile çağırmaz.
Sigaradan çöpe dönmüş sapsarı dişleri ve diş fırçasını senede bir kez gören ağzıyla, modanın göbeğinden almış olduğun ayakkabınla dalga geçer, sen ise külhanvari veya zevksiz ayakkabısına anlayış ve olgunlukla bakarsın..
Senin müzisyenliğini eleştirir, senin yarın bile olmayan ama sempati duyduğu veya kan bağı olan müzisyenleri virtüöz diye lanse eder..
"Hadsizdir" özgüvenli dersin, terbiyesizdir anlamazdan gelirsin, her yaptığı aynıdır. Bunu söylemek istemezsin ama o dünyayı yeniden keşfetmiş edasındadır.
Sessizliğinle onaylamış olursun.
Notanın "do" sunu bildiğini zanneder beste yapar, müziğin M'sini bilmez ama albüm yapar, desteklersin.
Müzikaliteden haberi yoktur Allah vermemiştir, morali bozulmasın ya da anlamaz da kırılır diye fikrini söylemezsin..
Önemli olduğunu düşündüğün birinin karısı olursa duayen ilan eder kaprisine göz yumar konserlerine çağırırsın.
Ya çok efendidir ya da çıkarları doğrultusunda samimi olmayan. Belki biraz yalaka. Ya sinsi ya uyanık..
Bilemezsin, belki de dünyanın en saf ve en iyi niyetli insanı.
Şu bir gerçek ki hatalısın..
Evet efendiliğinden, saygından, kırmamışsındır, üzmemişsindir..
Ve bir gün gelir ömrünü verdiğin yıllarca beklediğin şey için, dertleştiğin bu arkadaşım dediklerin sonuna kadar hakkın olanı senden alır.
Sessizce sedasızca en ufak birşey hissettirmeden hiç sayarak seni satar, yok sayar.
Gerçekte zaten hiç kıymetin olmamıştır.
Bunu sorguladığında pişmiş kelle gibi gülüp "hayırlısı olsun" der.
Baktığın zaman geçmişe tüm bunları resmedersin.
Ve "ummadığım kişiler" diye başlarsın cümlene.
Aslında herşey başından bellidir zaten...