Ülkemiz bunca sorunu bir arada yaşarken bu kaotik ortamda “çalgı yapımında kullanılacak ağaçlar” konusu niye önem taşısın diye içinizden geçirebilirsiniz. Doğru; ülkemiz oldukça zorlu günlerden geçiyor, fakat bizler şimdiden geleceğin planlamasını yapmak ve toplumsal yapıda hiçbir alanda boşluk yaşanmaması için çaba harcamak zorundayız.
Bildiğiniz gibi, ülkemizde artık orman sayılabilecek alanlar çok azaldı. İktidara yakın olan bazı kaynaklar son 30 yılda orman varlığının az miktarda arttığı kanaatini yaymaya çalışsalar da gerçek bunun tam tersidir. Doğal ya da insan eliyle bilinçli olarak çıkartılan yangınlarla, keçi otlatmayla, doğal tahribatla, artan nüfusa yer açmak bahanesiyle, rant elde etmek amacıyla, devletin kasasına giren para miktarını artırmak niyetiyle, kayıtlara geçmeyen yok etme vakalarıyla ormanlarımız ve ağaçlarımız giderek azalmaktadır.
Türkiye, sıcaklık ve yağış miktarları bakımından halen orman yetiştirilmeye müsait bir konumdadır. Ancak, uzun yıllar devam eden tahribat sonucu bugün en iyimser bir ifade ile orman alanlarımız ülke yüzölçümünün % 27.6’sı kadar kalmış bulunmaktadır. (Bkz. https://tr.wikipedia.org/wiki/Türkiye%27deki_ormanlar) Bunların % 49.9’u da verimsiz orman alanı olarak nitelendirilmektedir. (Aynı kaynak).
Ülkemizde sürdürülen yanlış politikalar nedeniyle geleceğe ümitle bakamadığımız açık bir gerçektir. Günümüzde kullanılan çalgıların çok büyük bir bölümü ise ağaçlardan yapılmaktadır. Her ne kadar teknolojinin gelişimiyle birlikte artık çalgı yapımında plastik ve metal gibi ürünlere bir yönelim görülmekteyse de bu malzemelerin kullanımı son derece düşük bir orandadır ve genel olarak son kullanıcıların ağaç ürünlerden vazgeçmeye yanaşmadıkları da ortadadır.
İyi ve kaliteli bir çalgının yapımı için o çalgıyı yapan ustanın el becerisi ve bilgisi önemliyse de malzeme kalitesinin ve niteliğinin de belirleyici olduğu kabul edilen bir gerçektir. İyi malzeme elde edebilmek için ağacın iyi seçilmesi ve dikkatli bir kesim yapılarak malzemenin dokusuna hasar verilmemesi ilk şarttır. İyi malzeme sağlayan ağaçların bir bölümüyse göreceli olarak soğuk koşullarda, yüksek rakımlarda ve yavaş yetişerek damarlarını oluşturmaktadır. Dolayısıyla çalgı yapımcısı yavaş gelişmiş, yıl çeperlerinin sıkı olduğu ağaçları seçmek durumundadırlar.
Bu seçimin iyi yapılması yeterli değildir. Kesim yolu ile elde edilecek levhaların hasar görmemesi, dikkatli taşınması da gerekmektedir. Hayat şartlarının her bireyi ciddi bir geçinme zorluğuna yuvarladığı günümüzde çalgı yapımcıları levhaların kurumasına pek özen göstermemektedirler. Levhalar rüzgar üfleyen fanların ya da vantilatörlerin karşısına konulmakta, hatta bazı yapımcılar sıcak hava üfleme yoluna giderek levhaları son derece hızlı kurutma yoluna gitmektedirler.
Bu konuda uzman bir kişi tarafından iyi seçilmiş ve dikkatlice kesilmiş levhalar doğal kurumaya bırakılmalı, hatta bu kuruma işlemi bir sonraki nesile dahi aktarılmalıdır. İtalyan keman yapımcılarında kuruma işleminin sonraki nesillere bırakıldığı ve yapım sürecinde oldukça yavaş ilerlendiği herhalde boşuna değildir.
Doğal olarak kurutulmuş malzeme yine hassas eller tarafından özenle işlem görmelidir. Bu zorunlu yavaşlık ile geçinme zorlukları birbirine tezat oluşturmaktadır. Diyelim ki her şey olumlu gitti ve titiz bir yapımcı bu malzemeleri elinin mahareti ve beyninde yer etmiş bilgi donanımıyla işledi. Bizler yine de gelecekten endişeliyiz. Nedeni ise, gelecek kuşakların çalgı yapımında kullanabileceği kalitede malzemenin kalmayacağı endişesidir.
İşte tam da bu nedenle öncelikle devlete, yani “T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı”na ve sonra özel girişimcilere, ardından da idealist kişiler ile çalgı yapımcılarına “çalgı yapımına özel ağaçlık alanlar oluşturma” çağrısı yapıyoruz. İdealist kişiler dedim; zira bir ağacın ideal boyutlara ulaşması inanılmaz vakit alır, dolayısıyla hızlı kar arayanların bu alana yatırım yapacağını düşünmek hayaldir.
Bu alanlar oluşturulurken dikkat edilmesi gereken konular:
1. Hangi çalgı için hangi tür ağaç gerektiği,
2. Türü saptanmış ağaçların hangi tür topraklarda daha kaliteli yetişeceği,
3. Bu ağaçların dikimi için alan tahsisi,
4. Bu ağaçların dikiminde kullanılacak fidanların dikkatli seçilmeleri (genetiğiyle oynanmamış olmaları, DNA yapılarının uluslararası şirketler tarafından haydutça değiştirilmemiş olmaları, bu fidanlar için özel laboratuvarlar ve üretim merkezleri kurulması, dikimlerinin uzman kişilerce yapılması, gerektiği süre kadar bakımlarının ehil ellerde yapılması, doğal yollarla yetişmeleri, suni gübreler kullanılmaması v.b.),
5. Dikim yapılan arazilerin -başta insan zararlısı olmak üzere- her türlü tehdide karşı özenle korunmaları,
6. Kesim zamanı geldiğinde ağaç kesimlerinin damar ve levha yapısını çok iyi bilenler tarafından dikkatle yapılması,
7. Kesilenlerin yerine tekrar ve hemen fidan dikilmesi...
Her ağaç farklı bir iklim ve toprak ortamında yaşar ve gelişir. Bu nedenle ağaçlık ya da ormanlık alan tahsisinde her kentte var olan üniversitelerin “Ziraat Fakülteleri”nden yardım ve fikir almakta yarar bulunmaktadır. Gelişigüzel yerlere yapılacak dikimler sonucu elde edilecek malzemeler, çalgı yapımı konusuna pek fazla katkıda bulunamayacaktır.
Fidanların yetişmesi sürecinde ise özellikle Türk halk ve sanat küğü alanlarında kullanılacak çalgılarımızın artık bir standarda kavuşturulması ve bu konuda bir mutabakat sağlanması zorunludur. Özellikle Türk küğü çalgılarını yapanların değişik boyut, uzunluk ve derinlikte gelişigüzel çalgı yapmalarının önüne geçilmelidir. Sayın Cafer Açın’ın hayli ileri noktalara taşıdığı çalgı yapımında ortak bir standarda ulaşılması, ağaçların kar hırsıyla erken zamanda kesilmelerinin de önüne geçecektir.
1950’li yılların sonunda devlet tarafından çalgı yapımcısı bazı isimlere verilen ağaç kesme serbestisi sağlayan belgeler ne yazık ki bunlardan bazılarınca kötüye kullanılmış, iş odunculara yakacak temini amacıyla bol miktarda ve denetimsiz ağaç katliamına kadar gitmişti. Bu hatalara tekrar düşmemek için özellikle çalgı yapımı için oluşturulmuş alanlardaki ağaçların kesiminde kontrol mekanizması sağlanmalı; vakti gelmemiş, gelişimini tamamlamamış ağaçların kesimine yol açılmamalıdır. Tam tersine son derece denetimli ve hedefli bir yöntem izlenmelidir. Yani bireylerin bu alanlardan kişisel menfaat temin etmeleri engellenmelidir.
Kısacası, gelecekte çalgı yapımında kullanılacak ağaçların çok azalacağı ya da eser miktarda kalacağı düşünülerek vakit kaybetmeden özel dikim alanları oluşturulmalı, her çalgı için son derece bilinçli bir şekilde uygun toprak ve mevsim koşullarında kontrollü ortamlarda ağaç seçilmeli, dikilmeli ve yetiştirilmelidir. Yetişen ağaçların ise dikkatle değerlendirilmesi zorunludur.
Gelecek kuşaklarımız için zaman yitirmeden tedbir alınmalıdır. İleride çalgı yapılacak malzeme kalmadan harekete geçelim.
Tuğrul Göğüş
Adana - 16.08.2016, Salı