Gökmen Özmenteş

Öncelikle başlığın ironik olduğunu belirtip, yazıyı okumadan önce şu linke tıklayarak ilgili videoyu izlemenizi tavsiye ederim. 

https://www.youtube.com/watch?v=Sk2yoOY8CTU&feature=share

Videonun düşündürdüklerini maddeler halinde şöyle özetlemeye çalıştım:

1. Klasik müziği sevdirme ülküsü sadece bizde değil, dünyada da var. Orada geleneği koruma, devam ettirme adına yapılıyor, bizde ise inşa etme adına. 

2. Bu uğurda son zamanlarda "ciddi", "ana akım" ve "klasik gelenek" dışında tamamen pazarlama stratejileri dahilinde bir takım girişimler var.

3. Bu girişimler klasik müziğe azalan ilgiyi arttırma üzerinden kurgulansa da aslında klasik müzik camiasında daha fazla para kazanmak isteyen sanatçıların ve onlarla işbirliği içindeki yapımcıların bir ortaklığı. 

4. Bu ortaklık kendisini "elit" "kaliteli müzik" dinleyen ve "ayrıcalıklı" olarak etiketleyen ancak kanımca lünpen kitlenin cebindeki paraya göz diktiğinden esasen müzik endüstrisi içindeki klasik müziği değil "psuedo-çakma klasik müziği" temsil etmektedir. 

5. Her ne kadar önceliği şov olsa da klasik müziğe yönelik ilgiyi arttırma stratejisi olduğu da açıktır, çünkü ana damar kanadından ciddi bir tepki gelmemektedir. Bunu "normal" karşılayıp "yozlaşma paniği" içinde olmadıkları da görülmekte. 

6. Sahne şovları, kadın/erkek cinselliği içeren konser performansları ile giderek yaygınlaşan bu yeni pop-klasik konserler ve kayıtlar ciddi klasik müzik organizatörleri ve plak yapımcılarınca değil, pop müzik sektörü tarafından yürütülmekte. Çünkü dinleyici "elit" kesim bu konserlere ciddi para döküyor. Talep varsa arz neden olmasın.

7. Bu "çekici" şovlar ile hazcılık üzerinden tavlanan pseudo elit kitle, ki kültürel iktidar sahipleridir kendileri, kapitalizm tarafından dönüştürülmekte, kültürel iktidarları ellerinden alınmış olsa bile yaratılan iktidar sahipliği ilüzyonu içinde gönüllerini eğlemektedirler. 

8. Videoda Hauser'in Campell'a bakışları, süzüşleri ve tutku dolu beden dili bu şovun planlı içeriği. Bir çok pop konserinde bile göremezsiniz bu flörtü...

Mümkünse iftardan sonra izleyin...