Son dönemde sosyal medyada entelektüel olmanın şartlarıyla ilgili bir yazı sıkça paylaşılır oldu. Yazıya ilişkin bir iki cümle eleştiri yapmadan evvel iyice okumakta yarar var:
Entellektüel olmak...
"Üniversitede, en çok sevdiğim hocanın odasındaydım.
Bana, “Ne olmak istiyorsun? “dedi.
“Entelektüel olmak istiyorum.” dedim.
“Senden entelektüel olmaz” dedi.
Şaşırmıştım, sonra, kırılgan bir ses tonuyla;
“Dersinizi geçmeme rağmen sürekli dersiniz deyim. Okulda en çok okuyan, araştıran ve tartışmalara giren, hep benim?" dedim.
“Senden Entelektüel olmaz”dedi.
Çok kızmıştım!
"Doç. tezlerin konularını bile ben öneriyorum" dedim.
Prof. gülümseyerek geriye yaslandı.
"Senden çok iyi bir araştırmacı olur. Ama entelektüel olmaz. Nedenine gelince, sana entelektüel olamazsın dediğimde, bana bir Entelektüel gibi “Niçin olmaz?" diye sormadın, aksine alındın ve hiddetlendin. Yazarlık bilgi işidir. Entelektüellik bilgi değil, davranış biçimidir. Bir insanın entelektüel olması için en az 3 kuşak ailesinin okuması gerekir. Okulun önüne bak. Hepsi son model araç dolu ve hocalara ait. Her sene model yenilerler. Gerçekten böyle bir yenilenmeye ihtiyaçları var mı? Niçin bu şekilde yaşıyorlar. Çünkü o unvanlarla gördüğün hocalarının kariyerleri ne kadar yüksek olursa olsun, ruhları feodal bir köylü. Güçlerini topluma kabul ettirmek için böyle hava atmak zorundalar. Gerçek bir entelektüel asla bu güdüyle hareket etmez.
Entel feodal köylülere artık diploma ve unvan da yetmez.
Tıpkı paranın yetmediği gibi.
Bu viral yazıyı kimin kaleme aldığını bilmiyorum ancak özellikle de sanat ve akademik çevrenin sözüm ona “toplumsal eleştiri”de kullandığı bir aygıta dönüşmüş durumda…
Yazıya gelecek olursak;
-Entelektüel olmanın şartını üç kuşak okumuş bir aile mensubu olmaya bağladığı için son derece feodal, monarşik bir entelektüel tipi çizdiği için,
-Akademik bilgi sanki genetik olarak aktarılıyormuş gibi bir izlenim bıraktığı için,
-Entelektüel gelişimde sosyal çevrenin (okul, aile vb.) önemini abartıp kutsadığı, nature or nurture? tartışmasında nurture fetişizmi yaptığı ve böylece entelektüel bir bakışın zaten uzağında olduğu için,
-Babası az eğitimli bir küçük çiftçi olan Bourdieu örneğinin bile tek başına yıkabildiği kadar cılız olduğu için,
-Bu koşulu taşımayan kişilerin sınıfını şimdiden belirlemeye çalışan bir ön yargıyı güçlendirdiği için,
-Toplumsal sınıf ayrımını son derece belirsiz bir tanımla derinleştirdiği için,
-Kültürel kapitalin inşa sürecini yetenek, zekâ, azim gibi bireysel potansiyellerden uzak tutarak, entelektüel sermayeyi ırkçı bir zihniyetle fildişi kuleye kapattığı için,
-Celal Şengör'den tırtıklama olduğu için,
-Fikir ve teknoloji alanında geride kalan ancak kültür, felsefe vb alanlardaki geçmişi ile kibrini ayakta tutan Avrupa merkezci, oryantalist ve özellikle de Anglo-Sakson ve Frankofon akademik hegemonyayı pompaladığı için,
-Bon pour l’orient "doğuya yeter-Avrupa'da değil, az gelişmiş doğu topraklarında geçerlidir" damgası taşıyan diploma ruhunu hortlattığı için,
-Dedesi entelektüel olmayanların moralini bozacağı için,
Hatalıdır.