Çocukların performans ve gelişim düzeylerini editlenmiş videolar ile arttıran ve bu işlerden pek de anlamayan yönetici/veli kitlesinden bu yolla alkış alan öğretmenler uzaktan eğitimci midir yoksa eğitime mi uzaktır?
Birçok saha gibi eğitim sistemimiz de Covid-19 pandemisine hazırlıksız yakalandı. Evlere kapanma ve karantina süreçlerinde birçok insan etkinliği online yürütülürken eğitimcilerin hep duyduğu ancak her nedense biraz da mesafeli yaklaştığı uzaktan eğitim modelleri ilk başvurulan can simidi oldu. Bu da esasen uzaktan eğitimin kendisine ne kadar uzak olduğumuzu gösterdi ve can havliyle ona yakınlaşma zorunluluğunu doğurdu. Pandemi ekonomik nedenlerle geçildiği aşikâr olan normalleşme sürecinde bize eşlik etmediğinden, yani kendi normalinde/seyrinde devam ettiğinden, önümüzdeki eğitim-öğretim döneminde de yüz yüze eğitimi tehdit eder boyutta. Bu da birçok alan gibi eğitim camiasını da tedbirler almaya itiyor. Örneğin, YÖK pandemi vesilesiyle programlardaki uzaktan eğitim ile verilebilecek ders oranını arttırdı. Kurumlardaki insan hareketliliğini azaltacağı için bulaşın yayılımına ket vuracak bu tedbir getirdiği çeşitli ekonomik tasarruflar nedeniyle de geçilmesi gereken bir aşamayı gösteriyor. Değişen dünyada evden/uzaktan çalışma, yersiz-yurtsuzluk, mekânsızlık gibi kavramlar anahtar rol oynuyor ve oynayacak. Ancak devlet bürokrasisinin bu değişime o kadar da hızlı ayak uydurduğu söylenemez. Devletler kendi otoritelerini inşa ettikleri ve sürdürdükleri “buluşma ve bir araya gelme” yerleri olarak binalarının temsil güçlerini mekânsız üretim modellerine hemen devredecek gibi görünmüyor. Fiziksel yapılar üzerinden de tesis edilen devlet otoritesinin ana aygıtlarından biri de eğitim şüphesiz. Okullar da aynı şekilde devlet gücünün ve disiplininin fiziksel bir mekânı olarak bu değişimden payını alıyor. Uzaktan eğitim bu alışılagelmiş fiziksel mekân bağımlılığını ortadan kaldırdığı gibi eğitim sistemlerini uzun vadede sınavdan müfredata, değerlendirmeden disiplin anlayışına birçok açıdan değişime zorlayacaktır.
Bu bağlamda konuyu müzik eğitimine getirdiğimizde zaten uzun süredir alarm veren anlayış değişimden kaçamayacaktır. Müzik teorisinden müzik dersine geçmek için onlarca yıl kaybeden müzik eğitimi anlayışımız modernite-gelenek çatışması içinde de oldukça vakit kaybetmiş ve bu sürede çocukların ve gençlerin müzik dünyalarından oldukça uzaklaşan tuhaf bir elitist anlayışa bürünmüştü. Müfredatlardaki resmi söylemin içine gömük çocuk ve gençleri korumaya yönelik, popüler kültürün tüm kötülüklerine (?) kalkan olmuş müzik eğitimi, toplumun ve günün koşullarını görerek uygulamalarını gerçekçi hale getirmiş çok sayıda müzik öğretmeni ile de bağını koparmıştı. Tüm bu çatlak ve yapıcı yıkımlar yetmezmiş gibi bir de Covid-19 pandemisi baş gösterdi. Bu süreçte uzaktan eğitim olanakları eğitim sistemimizin büyük sınavlara ve testlere odaklı karakteri nedeniyle beden, resim ve müzik gibi insanlaştırıcı derslere öncelik vermedi. Müzik dersleri konusunda öğretmenlerin münferit girişimleri ve bir iki istisna dışında bir uzaktan eğitim eylem planı ortada görünmedi. Henüz bu şok atlatılmadı ancak saat işliyor. Müzik eğitimi sistemimiz önümüzdeki eğitim-öğretim dönemi beklenen sonbahar atağı nedeniyle okulların tekrar açılmamasına hazır mıdır? Müzik öğretmenleri ve alanda çalışan akademisyenlerin uzaktan eğitim içeriği ve teknoloji kullanımının çeşitliliği açısından eylem planları nedir? Uzaktan eğitimde konservatuar ve sahne sanatları gibi “uygulama” gerektiren konular için bir planlama var mıdır? Müzik eğitimi teorikleştirilerek müziğin tabiatı olan “pratik”ten yani çalma, söyleme gibi edimlerden ne kadar uzak kalacaktır? Orkestra ve koro gibi performanslar bilgisayarda editlenmeye devam edecek midir? Çocukların performans ve gelişim düzeylerini editlenmiş videolar ile arttıran ve bu işlerden pek de anlamayan yönetici/veli kitlesinden bu yolla alkış alan öğretmenler uzaktan eğitimci midir yoksa eğitime mi uzaktır?
Bu ve benzer sorular aslında mevcut ve ufuktaki sorunların bir kısmıdır. Çok da aktif olmadığımız bu günler çözüm üretmek için kafa yorma zamanıdır.