Osmanlı/Türk musikisinde "dört" denildiğinde ilk akla gelen "anâsır-ı erba'a (dört unsur: ateş, hava, su ve toprak)" olmaktadır. Nâyi Mustafa Kevserî de hemen hemen tüm yazılı kaynaklarda yer verildiği gibi dört unsur'a ve dört unsurun makam karşılıklarına yer vermiştir. Hatta önceki yazımızda Kevserî tarafından dört unsura benzer olarak kabul edilen dört makam (yegâh, dügâh, segâh ve çargâh makamı) isimlerinde değişikliğe gidildiği, yegâh, aşiran, ırak ve rast makamlarına dönüştürüldüğünü görmüştük[1].
Nâyi Mustafa Kevserî mecmuasının ilk sayfalarında, anâsır-ı erba'anın dışında bir başka dört rakamına daha yer verdiği görülür. Kevserî, daha önce herhangi bir eserde karşılaşmadığımız, musikinin dört kavli'nin anlatıldığı bir bilgiyi not olarak kaydetmiştir. Bâkî, Mevlânâ ve Sultan Selim Han'dan bazı beyitler ile birlikte kaydettiği bu bilgi de iki mısradan meydana gelen nazım parçaları şeklinde yazılmıştır[2]. Bu nedenle olsa gerek başlık içerisinde "nazım" şeklinde yazıldığı bilgisi de verilmiştir. "Der Nazım Zabıt-ı Musiki" başlıklı bu on mısralı beyitte önem sırasına göre dört makam sıralanmıştır. Nâyi Mustafa Kevserî'nin aktardığı bu bilgiye göre ilmi musikinin dört kavli vardır ki hiç birisi unutulmamalı, devamlı hatırda tutulmalıdır:
Der Nazım Zabıt-ı (İlmi[3]) Musiki[4]
Musiki dört kavldir[5] der ehli fenn,
Her birin unutma, tut hatırda sen.
Rast kavlî ibtidâ, sâni Neva,
Sâlisinin ahsen-i kavlî Sabâ.
Râbincidir Irak amma güzel,
Cümlesinden Sûzinâk bî-bedel.
Musikiye tâlib olan ey pür,
Heb usûlatın ser-â-pâ zabıt ider.
Vezni şartı ögreden kâmil gerek,
Nutku darbı olmayan gûyâ eşek.
Temmet (Kevserî, v. 5a).
Mezkûr yazıya göre sanat ehillerinin musikiye dair dört sözü vardır ve hiç biri unutulmamalıdır. Dört makam vardır ve bu makamların ilki rast, ikincisi nevadır. Makamların en güzeli olan saba makamı üçüncü sıradadır. Dördüncüsü ırak makamıdır fakat en güzeli, eşsiz ve etkili olanıdır. Bu beyitte "etkili", "yakıcı" olarak çevirdiğimiz suzinak sözcüğü, "suzinak makamı" olarak da kabul edilebilir. Bu durumda şairin, dolayısıyla Kevserî'nin suzinak makamını cümle makamların en güzeli ve eşsiz olanı olarak kabul ettiği söylenebilir.
Makamların önem sırası verildikten sora yazıda musiki talebelerine de tavsiyelerde bulunulmaktadır. Bu tavsiyeye göre musiki baştan ayağa öğrenilmelidir ve bu öğrenme iyi bir öğretmenle mümkün olabilir. Öğretmen musiki veznini, kurallarını öğreten düzeyde kâmil olmalıdır; nutku olmayan (ünlü manzum sözler söyleyemeyen), usul vuruşlarını yapamayan öğrenciye dahi öğretebilmelidir.
"Nutku darbı olmayan gûyâ eşek" cümlesi kâmil öğretmen öğrenciye, "gûyâ eşek" olsa başka bir deyişle söz söyleyemeyen, musiki vuruşlarını yapamayan dahi olsa musiki öğretebilir şeklinde de yorumlanabilir. Cümle bize bu yorum ile Mesnevi'nin bin dört yüz yirminci beyitini hatırlatmaktadır:
"…insandan, öküzle eşek bile bilgi sahibi olur, akıllanır, hüner elde eder. Serkeş at, rahvan bir hale gelir, alışır. Ayı oynar, keçi de selâm verir. Köpeğe insanın huyu geçer, nihayet çoban olur, av, avlar yahut sürüyü korur…" (Mesnevi, 2014, 258)[6].
Kevserî Mecmuası'nda Mesnevi'yi hatırlatan cümlelerin yanı sıra zaman zaman bazı sayfalarda Mesnevi'den beyitler de görülür. Nâyi Mustafa Kevserî'nin Mesnevi'den bazı beyitleri seçerek mecmuasına kaydetmiş olması, hatta bazı beyitleri öne alması dikkat çekicidir. Nâyi Mustafa Kevserî mecmuasına Mesnevi'den hangi beyitleri kaydetmiştir? Bir sonraki yazımızda bu konuyu ele alacağız, vesselam.
[1] Bu konuya ilişkin daha detaylı bilgi için "Nâyi Mustafa Kevserî'nin İcatları" adlı köşe yazımız incelenebilir.
[2] Her beyti kendi arasında kafiyeli nazım şekline mesnevi, ilk beyti kafiyeli, sonraki beyitlerin birinci mısraları serbest, ikinci mısraları ilk beyitle kafiyelenen şekillere gazel ve kaside denir ( https://islamansiklopedisi.org.tr/beyit).
[3] T 1856'da "ilmi" sözcüğü de eklenmiştir. Bu nedenle parantez içinde göstermeyi tercih ettik.
[4] ﺩﺮ ﻧﻅﻡ ﻀﺒﻂ ﻣﻮﺴﻴﻘﻰ
ﻣﻮﺴﻴﻘﻰ ﯩﻮﺮﺕ ﻘﻮﻠﯩﺮ ﺩﻴﺮ ﺍﻫﻞ ﻓﻥ
ﻫﺮﺑﺮﻴﻥ ﺍﻮﻨﺘﻣﻪ ﻁﻮﺕ ﺧﺎﻁﺮﯩﻩ ﺳﻥ
ﺮﺍﺳﺕ ﻗﻮﻟﻰ ﺍﺑﺘﯩﺍ ﺛﺎﻨﻰ ﻧﻮﺍ
ﺛﺎﻟﺛﻳﻨﻥ ﺍﺤﺴﻥ ﻗﻮﻟﻰ ﺻﺑﺎ
ﺮﺍﺑﻌﻨﺠﻳﯩﺮ ﻋﺮﺍﻕ ﺍﻣﺎ ﻛﻮﺯﻝ
ﺠﻣﻟﻪﺳﻨﯩﻥ ﺳﻮﺯﻨﺎﻚ ﺑﻰ ﺑﯩﻝ
ﻣﻮﺴﻴﻘﻰ ﻃﺎﻟﺏ ﺍﻮﻟﺎﻥ ﺍﻯ ﭙﺭ
ﻫﺏ ﺍﺻﻮﻟﺎﺗﻥ ﺳﺭﺍﭙﺎ ﻀﺑﻃ ﺍﻴﺪﺭ
ﻮﺯﻥ ﺷﺭﻃﻰ ﺍﻮﻛﺭﺪﻥ ﻛﺎﻣﺎ ﻛﺭﻙ
ﻧﻃﻕ ﻀﺭﺑﻰ ﺍﻮﻟﻣﻳﺎﻥ ﻛﻮﻳﺎ ﺍﺷﻙ
ﺘﻣﺖ
[5] (ﻗﻮﻝ) "kol", "kul" ve "kavl" olarak okunabilmektedir. Burada ise "kavl" okunması gerektiği ve "söz" kastedildiği anlaşılmaktadır.
[6] Mevlâna Celâleddin Rûmî (2014). Mesnevi-i Şerif (Tercüme: Veled Çelebi İZBUDAK). Ankara.