On sekizinci yüzyıl Osmanlı/Türk musikisi denildiğinde şüphesiz ilk akla gelen eser Kitabu İlmi'l-Musiki alâ vechi’l-Hurûfât [Kitabu İlmi'l-Musiki] adlı eserdir. Kantemiroğlu Edvarı olarak bilinen mezkûr eserin müellifi gerçekten Dimitrie Cantemir midir?
Bu sorunun cevabının bir müzikolog olarak, "Dimitrie Cantemir/Kantemiroğlu'na aittir" demenin "Kantemiroğlu'na ait değildir" demek kadar zor olması gerektiğini düşünüyorum. Aynı şekilde Kantemiroğlu'na ait olup olmadığını net bir şekilde ortaya koymak da zordur. Çünkü net bilgiler yoktur. Hâlbuki sorunun herkes tarafından bilinen bir cevabı da vardır. Bu yazımızla başlayan ve diğer tüm yazılarımızda ele alacağımız konu öncelikli olarak kabul gören bilgilerin doğruluğunu incelemek olacaktır. Amacımız doğru cevabı bulmak kadar mevcut bilgiyi de sorgulamaktır.
Bu sorunun tam anlamıyla cevabı olmasa da asıl problemin altının daha iyi çizileceği düşünüldüğünden aşağıda linkini vereceğim şu makaleyi de incelemenizi tavsiye ediyorum:
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/748745
Mevcut bilgiler:
1. Kitabu İlmi'l-Musiki'nin müellifi Dimitrie Cantemir'dir ve müellif nüshası İstanbul Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü Kütüphanesinde bulunan ve Hüseyin Sadettin Arel'in armağanı olan nüshadır. Anlaşılacağı üzere Kitabu İlmi'l-Musiki bir süre Hüseyin Sadettin Arel'de bulunmuştur. Kantemiroğlu Edvarı'nın üzerine ilk çalışmalar da doğal olarak H. Sadettin Arel ve Rauf Yekta Bey tarafından yapılmıştır. Kolayca tahmin edilebileceği gibi mezkûr nüshanın Kantemiroğlu'na atfedildiği ilk yıllar ve ilk isimler…
Kitabu İlmil Musiki Neden Kantemiroğlu'na atfedilmiştir?
Kitabu İlmil Musiki'nin müellif nüshası olarak kabul edilen kitabın üzerinde Nayi Ali Dede'ye ait mühür dışında herhangi bir isim yoktur. Kitabın hiçbir yerinde Kantemiroğlu ismi ya da bu ismi niteleyen bir ibare de yoktur. Hatta daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi Kitabu İlmi'l-Musiki'yi istinsah eden Kevserî Mecmuası gibi yazılı eserlerde de ismi geçmez. Aksine (yukarıda linkini verdiğimiz makalenin de konusunu oluşturmaktadır) Kantemiroğlu'na ait olduğu açıkça "beyan" edilen başka bir risale vardır. Bilgileri özetleyecek olursak:
1. Dimitrie Cantemir'in "The History of the Growth and Decay of the Ottoman Empire" isimli eserinde kendi icat ettiği bir müzik notası ile küçük bir musiki kitabı hazırlayarak Sultan Ahmet'e sunduğunu belirtmiş olması,
2. Kitabu İlmi'l-Musiki'de musiki kuramının tanbur üzerine kurulmuş olması ve bir de tanbur resmine yer verilmiş olması,
3. Kitabu İlmi'l-Musiki'de adı geçen bestekârların Dimitri Cantemir ile çağdaş olması… mezkûr eserin Kantemiroğlu'na ait olduğu sonucuna ulaştırmıştır. Yukarıda verilen üç madde dışında birkaç madde daha eklenebilirse de görüleceği üzere bilgiler doğrudur, fakat aidiyet için kesin veriler olamazlar, bir müzikolog bakış açısıyla ise asla olmamalıdır. Zîrâ:
1. Dimitrie Cantemir'in icat ettiği notanın ne ve nasıl olduğu belirsizdir. Kitabu İlmil Musiki'de kullanılmış olan harf notasının bir benzeri de Nâyî Osman Dede tarafından zaten kullanılıyordu. Üstelik Kitabu İlmi'l-Musiki'nin müellif nüshası olarak kabul edilen kitap, bir padişaha sunulamayacak kadar eksiklikler barındırdığı da kabul edilmektedir.
2. Dimitrie Cantemir'in tanburi olduğu gibi aynı yüzyılda yaşayan onlarca tanburi vardır. Kısaca Kitabu İlmi'l-Musiki'nin müellifi tanburi olarak kabul edilse dahi bu bilgi ancak çok zayıf bir veri olacaktır.
Kitabu İlmi'l-Musiki'nin neden Kantemiroğlu'na atfedildiğini ve mevcut bilgilerin neden doğru olmayacağını özetlemeye çalıştık. Daha önce de belirttiğimiz gibi eserin kime ait olduğunu, kime ait olup olmadığını net bir şekilde ortaya koyabileceğimiz bilgiler yoktur. Fakat Kantemiroğlu'na ait olduğunu söylemenin de zor olması gerektiğini tekrar vurgulamak istiyorum.
Bu haftaki yazımızda mevcut bilgiler üzerinden sorumuza cevap aramaya çalıştık. Bir sonraki yazımızda ise Kitabu İlmi'l-Musiki'nin içeriğinden hareketle sorgulamaya ve cevap aramaya devam edeceğiz. Rauf Yekta Bey neden hem harf notasının hem de mezkûr eserin Dimitrie Cantemir'e ait olduğunu düşünüyordu? İlgili yazılarını ele alacağız, vesselam.