Kitabu İlmi'l-Musiki alâ vechi’l-Hurûfât adlı eser üzerine çalışma yapan diğer bir isim ise SOAS (School of Oriental and African Studies) University of Londan'da emekli Ortadoğu Müzikoloji Profesörü Owen Wright'tır. Çalışmasını 2000 yılında yayımlayan Wright, "Demetrius Cantemir: The Collection of Notations" adlı kitabının ikinci cildinde Kitabu İlmi'l-Musiki'nin birinci bölümü üzerine "şerh/açıklama" yazmıştır.
Kitabın isminden de anlaşılacağı üzere Wright, "Nota Koleksiyonu"nun kısaca Kitabu İlmi'l-Musiki'nin Kantemir'e ait olduğunu beyân etmektedir. Altı yüz sayfalık ikinci cildin "prelude/giriş" bölümünde diğer kaynaklarda olduğu gibi "Osmanlı Tarihi" kitabından alıntılar yaparak Kantemir'in musikişinas hocaları ve öğrencileri ve onların ricaları üzerine bir musiki risalesi yazdığı bilgisi tekrarlanmıştır.
Owen Wright'ın Kantemir'in "küçük musiki risalesini" kime ithaf ettiği konusundaki bazı tespitleri dikkat çekmekle birlikte mezkûr eserin Demetrius Cantemir'e ait olup olmadığı konusunda bir tespitte bulunmadığı, bulunamadığı anlaşılmaktadır. Mevcut bilgilerle, özellikle de E. Popescu-Judetz'in çalışmalarına yapmış olduğu atıflarla yetinmiş, yetinmek zorunda kalmış ve Kitabu İlmi'l-Musiki'nin müellifinin neden Demetrius Cantemir olarak karar verdiği bilgisine yer vermemiştir.
Rauf Yekta Bey'den Owen Wright'a kadar olan gelişmeyi özetleyecek olursak:
Rauf Yekta Bey ile başlayan Kantemiroğlu kimdir? Sorusuna cevap arayışları, Nayi Mustafa Kevseri'ye ait Kevseri Mecmuası'nda harf notası ile kaydedilmiş "Nihavent Peşrev" ile başlamıştır.
Rauf Yekta Bey, Rahip Toderini'nin Türklerin Edebiyatı adlı kitabından Osmanlı Tarihi" adlı kitabın müellifinin Kantemiroğlu/Demetrius Cantemir olduğunu öğrenmiş ve Osmanlı Tarihi kitabındaki Cantemir'in "musiki sanatı hakkında Türkçe küçük bir kitap yazdım ve halen padişah bulunan II. Ahmed'e sundum" notu ile karşılaştıktan sonraki arayış, yazdığı kitabın ortaya çıkarılması olarak yön değiştirmiştir. Ayrıca "Türklerce hiç bilinmeyen ve benim icadım olan musikiyi notalarla ifade etme yöntemi" cümlesi ile bir nota icat ettiğini öğrendikten ve Rahip Toderini'nin kitabından "Cantemir'e ait Ta'rîf-i ilm-i mûsikî alâ vech-i mahsûs başlığı olan bir nüsha gördüm" cümlesinden hareketle kısmen bazı çıkarımlarda da bulunmuştur.
Hüseyin Sadettin Arel'in kapak sayfasında sadece Nayi Ali Dede'ye ait bir mühür bulunan "Kitabu İlmi'l-Musiki alâ vechi’l-Hurûfât" başlıklı nüshayı bir sahaftan satın alması ile Rauf Yekta Bey'in de aradığı Demetrius Cantemir'e ait nüshanın hatta müellif nüshasının bu eser olabileceğini bildirmişlerdir (1912). Kısaca Rauf Yekta Bey'in 1892 yılında başlayan "Cantemir ve Eseri" arayışı 1912 yılında belirsizliğe rağmen sonlandırılmıştır. Sonraki çalışmalarda da Kitabu İlmi'l-Musiki alâ vechi’l-Hurûfât'ın müellifi kimdir sorusuna cevap aranmadığı görülmüştür. Günümüze kadar da yapılan tüm çalışmalarda ve özellikle Osmanlı/Türk musikisi tarihi ya da literatür tarihi kitaplarında mezkûr eserin kısaca Kantemiroğlu Edvarı olarak tanımlanması kaçınılmaz olmuştur.
Kitabu İlmi'l-Musiki alâ vechi’l-Hurûfât adlı eserin müellifi belli değildir. Çünkü eserin üzerinde hiçbir sayfasında değil Cantemir/Kantemiroğlu, "Sernayi Ali Dede" mühründen başka bir iz dahi yoktur. Cantemir'e ait olduğu belirtilen küçük bir risale dışında başka bir musiki eseri de yoktur. Başka bir ifade ile bir tarafta Nayi Ali Dede mührü bulunan bir nüsha diğer tarafta "Der beyan-ı Edvar-ı Kantemiroğlu" yazılı bir nüsha. Bir tarafta iki ciltten oluşan büyük bir eser diğer tarafta küçük bir risale ki tam da Cantemir'in bahsettiği "little book" ölçülerinde.
Sözün özü tüm bu bilgiler içerisinde tek güvenilir nüsha vardır ki bize göre bu da "Der beyan-ı Edvar-ı Kantemiroğlu" yazılı nüshadır (1806 tarihli İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi T 1856 numaralı nüshanın içinde istinsahtır).
Bir müzikolog olarak önerimiz Kitabu İlmi'l-Musiki alâ vechi’l-Hurûfât adlı eserin müellifi için gerekiyorsa "Kantemiroğlu'na atfedilen" cümlesinin kullanılmasıdır. Çünkü eser "Dimitrie Cantemir/Kantemiroğlu'na aittir" ya da "Kantemiroğlu'na ait değildir" diyebilmek için daha kesin bilgilere ihtiyaç vardır. Özellikle dikkat çekmek istediğimiz bir konu ise şudur: mevcut bilgileri kullanmadan önce doğru olup olmadığını sorgulamamız, sorgulamaktan ve Tedkik ve Tahkik'ten de vazgeçmememiz gerekir.
Bir sonraki yazımızda ise Kitabu İlmi'l-Musiki alâ vechi’l-Hurûfât adlı eserin içeriğinde dikkat çeken cümleleri ve bu cümleleri kuran ismin neden Dimitrie Cantemir olamayacağını sorgulayacağız, vesselam.