Geleneksel Türk müziğinde 20.yy ilk çeyreğinde Ali Rifat Çağatay şefliği ile başlayıp GTM eğitiminin yasak olduğu yıllarda dernekler/cemiyetler kanalıyla sürdürülen GTSM (geleneksel Türk sanat müziği) geleneği ne yazık ki günümüze geleneğin devamı halinde gelmiş bulunmuyor. Herkes biliyor gibi görünse de neyin ne olduğunu bilmiyor. Zevkinin dalgasında sallanıyor.
En kötüsü de bu.
Yani ne olduğunu bilmemek. O klasikçi geçinen müzisyenlerin çoğunun para uğruna bunların çalışmalarına katılmaları ve buralardaki pespayeliklere göz yummaları.
Evet, bugün tüm Türkiye'de sayıları hemen 5000'i bulan amatör GTM koroları "H.S. Arel'in meftun olduğu TM geleceğinden" çok uzak görünüyor.
Keza, bestecilik, orkestra da öyle.
Toparlanacağı gelişeceği yerde geriliyor.
Herhalde bu dönem tarihe GTM'nin ya gerileme ya da başkalaşma dönemi olarak geçecek.
Bir güç bize ait, bizi birarada tutan hemen her değerimizi yozlaştırıyor sanki.
Aklımıza CİA'nin "söz sahibi olmak istediği ülkede geri zekalıları yönetici olarak atanmasını destekleme" manasındaki "pruning strateji" geliyor.
* * *
Koro söyleme geleneği müziğin en önemli devam unsurlarından.
Almanya'da 1980'lerde 30.000'e yakın koro bulunuyordu. Koral olmayan diğer 20.000 müzik grubunu çıkardık. Aslında hepsi 50.000 civarında idi. 1980'lerde.
Koro geleneği bizde de devam ediyor.
En azından devam ettiği hususunda memnunuz.
Fakat ya içeriği?.. Tabii ki tümüyle müzik olmamalı, sosyalleşme de var.
Bizde niye müzik 5. plana düşmüş görünüyor?
Geleneksel Türk müziği halkta bu şekilde, bu yapıda benimseniyor, karşılık buluyor demek de mümkün tabii ki.
* * *
Geçen gün Antalya'da 4 koroyu yönettiğini söyleyen bir kişinin koro çalışmasından çekilmiş kısa bir görüntü izledim. "Havam yerinde oynamadan duramam, bu gece benimlesin hayatta bırakmam" diyorlardı.
Neydik ne olduk. Nerde o GTM'ni büyüklük böbürlenmeleri içinde öğretmeyen, öğretmediği için de havalarından yanına yaklaşılmayan, şimdi de artık kimsenin takmadığı o klasik Türk müzikçiler. (Yakınmamız klasik Türk müziğinin değerine değil, kendini söz sahibi addedip de klasik Türk musikisini bu hale getirenlere.)
Onlar ki çöktüler.
Kendi sonlarını hazırladılar.
Şimdi 50 seyircili konsere neredeyse platin plak verecekler.
Bunları iyi tesbit etmek, daha fazla verimsizliğe sebeb olmalarına izin vermemek gerek.
* * *
Türkiye'de GTM korolarını yönlendirebilecek yeterlik ve olgunlukta bir sistem kurulamadı. Korolarımız bir anlamda sahipsiz, başıboş kaldı. Kendini beğenmiş, kendini şef zanneden narsist kişilerin eline düştü. TM Konservatuarlarında şeflik bölümü veya yüksek lisansı yok.
Hoş, bestecilik bölümü var da ne işe yarıyor?
* * *
Bir kıpırdanma var Ankara'da.
GTM ile ilgili hep takdir edilesi işlere imza atan Kanuni Tahir Aydoğdu'nun öncülük ettiği koroları çatısı altında toplamayı amaçlayan, bir o kadar da seçici olan TÜRK MUSİKİSİ FEDERASYONU.
İstanbul tanıtım toplantısı 16 Ekim 2016'da Maslak Turing salonunda yapılacak.
GTM korolarının durumu ve geleceği ve birleşmeleri hakkında fikir teakkilerinde bulunulacak.
Bu kez sempozyumlardaki sonuçsuz konuşmalar gibi olmayacak.
Çünkü konu spesifik. Türk müziğinde geleneksel müzik koroları.
* * *
Tahir Aydoğdu gerçekleştirdiği GTM ileri düzeydeki çalışmaları ile kendini kanıtlamış sanatçımızdır.
Bu nedenle O'nun varlığı konunun doğru yönünü, gelecek açısından önemini ciddiyetle ifade ettiğini düşünüyorum.
Türk Musikisi Federasyonu, çalışmalarını İstanbul'da sürdüren musiki derneklerini ve korolarını bu toplantıda aralarında görmek istiyor.
Biz katılacağız. Fikirlerimizi ifade edeceğiz
Geleneksel Türk müziği adına sanat tasası duyan şef ve amatör korolarımız temsilcileriyle buluşacağız.
Ve
Müziğimizin toplumu ilgilendiren önemli bir sorunu olan "KORO SÖYLEME" birinci elden gündeme taşınacak.
Fakat söylemeden edemedik. 23 yıldan bu yana İstanbul'da yılda bir kez bir ay boyunca önemli koroları İstanbullu müzikseverlerle buluşturan İstanbul Türk Müziği Dernek ve Vakıfları Dayanışma Konseyi (MÜZDAK), "İstanbul Türk Müziği Günleri" var. Kendilerini kanıtlamışlardır. Türk Musikisi Federasyonu İstanbul toplantısına çağrılmamışlar. Bu çağrılmayışta klasikçi olarak tabir edilen İstanbul TM Vakfı'nın etkisi olduğu söyleniyor. Çünkü bu toplantı mekanını (Maslak Sanayi Sitesi'nde bulunan Türkiye Otomobil ve Turing Kurumu) TM Vakfı ayarlamış.
Bunları aşmak gerek. Çünkü artık herkes bu alanda müzikle ilgisi olmayan canbazından, gerçek müzisyenine, gerçek sanatçısına ve en önemlisi gerçek müzik amatörüne/meraklısına değin birbirini artık tanıyor.
Bunları gözönünde bulundurmak gerekiyor.
* * *
Dört yıl önce Ankara'da kurulmuş bulunan Türk Musikisi Federasyonu amatör koroları bünyesinde toplamak amacıyla ilk kez İstanbul'da toplanıyor.
16 Ekim 2016 Pazar günü saat 14.00.
Turing Kurumu'nun Fazıl Kaptanoğlu Cad. Sanayi Sitesi yanı No.2 İstanbul/Seyrantepe'deki bina salonunda.
Tel: 212 282 81 40