Yakın geçmişin Bülent Ersoy, Muazzez Abacı, Mustafa Sağyaşar gibi gazino solistleri 11 Nisan'da buluşarak eski gazino günleri nostaljisini yaşatacaklar.
Müzik okumuş her müzisyenin Türk Musikisi Ansiklopedisi'nden tanıdığı tarihçi yazar merhum Yılmaz Öztuna'nın babası Muhiddin Öztuna da gazino işletmecisiydi. Öztuna gazino kelimesini "içki içilerek Türk musikisi dinlenilen yer" olarak tanımlasa da kelimenin "kumarhane" ve askeriyede "cafe, restaurant" manasında da kullanıldığı bilinir.
Gazinolar Türk müziğinin piyasa yani halk boyutunda kendini kanıtlamış, zirvede bulunan sanatçıların sahne aldığı eğlence mekanlarıdır. Eğlence dediysek oynamalı değil. Oturmalı. Hatta çatal/bıçak seslerinin bile çıkarılamadığı mekanlar. Ve o gazino mekanları ki afişlerinde "Program fasl-ı şahane ile başlar" yazıyordu. Ben hayatımda bir kez, 1979 yılında gittim. Yenikapı Gar Gazinosu. Assolist Bülent Ersoy idi ve henüz cinsiyet değiştirmemiş olsa da değiştirmenin eşiğindeydi. Öğrencilik yıllarımda İzmir Fuarı zamanı bir aylık süre için faaliyete geçen "Fuar Ekici Över, Akasyalar, Lunapark gibi gazinoların tahta sandalyelerinde program izlediğim de olmuştur. "Gazinoların kalesi İstanbul, arenası ise İzmir Fuarı'ydı" demek hiç de yanlış olmaz. İstanbul gazinoları sezon kadrolarını her yıl ağustos ayında düzenlenen İzmir Enternasyonal Fuarı'ndaki ilgiye göre belirlerlerdi.
Her gazinonun star kapma telaşını Kemal Sunal Şabaniye ve Katma Değer Şaban filmlerinde ne güzel anlatır. O gazinolarda solistlere eşlik eden müzisyenlerin çoğunluğu şimdi unutulmuş olsalar da yakın müzik tarihimiz ilgilenenleri ve yaşı 50 üzerinde olanlar tarafından hala bilinir. Buralarda hiyerarşik manada Başsolist, solistaltı, solist ve uvertür olmak üzere dört seviyede solistler sahne alır, çıkış sırası Fransızca açımlık anlamına gelen uvertür solist ile başlardı.
O zamanlar, içeriği gazino mantığıyla hazırlanan "Bir Başka Gece, Bizden Size" gibi TV programları adeta yıldızlar geçidiydi. Bu programlar sayesinde gazino evlere gelir gibi olurdu. Ve o yıldızlara gerçekten hayranlık duyulurdu.
İlk Müslüman-Türk alaturka gazinosunun sahibi Dervişzade İbrahim Bey'dir. Osmanlı aristokratı İbrahim Bey'in 1928'de açtığı, Cumhuriyet müzik tarihimizde adı geçen gazinonun ismi ise meşhur Sarayburnu Gazinosu'dur.
İstanbul'un diğer ilk gazinolarından (1900 başları) biri de Arkadi Gazinosu'dur. Galata'da faaliyet gösteriyordu. Arap Enver isminde eski bir komiser tarafından işletilen gazinoda daha sonraları Ekim Devrimi'nden kaçan Beyaz Ruslar ilk defa tombala oynatmışlardı. Arkadi Gazinosu'nun rakibi ise Pangaltı'da yine aynı yıllarda açılan Dimitri'nin gazinosu idi. Dimitri'nin gazinosunda cuma ve pazar günleri ikindiden gece yarısına kadar dönemin ünlü sanatkarlarından Akripas ve Misak efendiler sahne alıyordu...
Ve aynı dönemin meşhur Emperyal Bahçesi. Kemani Tatyos efendi cuma, cumartesi ve pazar günleri incesazı ile programa çıkıyordu. Karaköy'ün anacaddesi üzerinde köprü başında bulunan ve daha ziyade basın mensuplarının mekanı olan Filip'in gazinosu ile Beyazıt'da Kadripaşa Hanı'nın içinde bulunan çalgılı Fiks Gazinosu bu yılların başka gözde mekanları. Ama en ünlüsü Alkazar Amerikan Gazinosu. Halk arasında Amerikan Tiyatrosu denirmiş oraya, çünkü burada pandomim gösterileri olurmuş. Rum, Ermeni ve Yahudi oyuncular bozuk Türkçeleriyle tuhaflıklar yapıp halkı güldürürlermiş.
1917 devriminden sonra İstanbul gazinolarında dans devri başlıyor. Beyaz Ruslar tango, fokstrot, çarliston gibi dansları özellikle gazinolarda tanıtmaya başlıyorlar. Bu tarihten sonra da zaten gazinolar alaturka ve batı müziği müziğinin çalınıp söylendiği, akrobasi, hokkabazlık, cambazlık ve revü gösterilerinin yapıldığı yerler haline geliyor.
1918-1922 yılları arasında açık kalan Eftalipos Gazinosu dönemin en ünlü birinci sınıf gazinolarından. Siyah havyardan şampanyaya kadar herşey mönüsünde hazır. İstanbul'un işgali sırasında gazino Fransız ve İngiliz askerlerinin uğrak yeri oluyor. Türkler içeri alınmıyor, girseler dahi servis yapılmıyor.
1926'da Büyükdere'de Beyaz Park Gazinosu açılıyor. Anadolu yakasının en büyük ve lüks yeri ise Çubuklu Gazinosu.
1950'li yıllarda Taksim Kristal Gazinosu ile Tepebaşı, Cumhuriyet, Taksim Belediye, Maksim, Yenikapı Mim Çakır, Bebek Belediye, Maçka Küçükçiftlik Parkı ve Kazablanka Gazinoları çok ünlü oluyor.
Kazablanka Gazinosu 1968'e kadar İstanbul'un en popüler yerlerinden biriydi. Kuruluşu 1945 yılı olan Kazablanka, birçok ilki gerçekleştiren mekandır. Örneğin fiks mönüyü ilk getiren, gazete ilanına ilk başlayan Kazablanka'dır. Anlar ailesi tarafından işletiliyordu. Dede Hamdi Anlar işe ilk olarak Taksim'de Camlı Köşk Gazinosu ile başlamıştı. Orası istimlak edilince yerine oğlu Mahmut Anlar Kristal Gazinosu'nu açmıştı. İnönü orada konuşma yapınca 1957'de Demokrat Parti gazinoyu yıkmış dolmuş durağı yapmıştı. Sonrasında ise kışlık olarak Kazablanka'yı, yazlık olarak da Küçük Çiflik Park Gazinosu'nu açtılar. Ama 1967'de ‘‘Şahane Kadın’’ Sevim Çağlayan ile sonradan 60 ihtilalini yapacak olan bir subay arasında bir kavga çıkınca, Küçükçiftlik'in ruhsatı iptal edilivermişti. Bir iki yıl içkisiz halk ve kadınlar günleri ile idare etseler de işler eskisi gibi yürümemiş onlar da bu işi bırakmışlardı.
Gazino jargonlarına değinmeden olmaz:
Masası olmak: Programda yer alan assolistin zengin müşteri çekme ölçüsü. Pahalı olan ön masaları doldurma gücü.
Solistim: Programa çıkan dansöz ve komedyenlerin assoliste hitap biçimi.
Assolist repertuarı: Assolistin o gece söyleyeceği şarkılar. Liste halinde asılır. Onun şarkılarını okumak diğer şarkıcıları için yasaktır.
Keriz yapmak: Şarkının tiz bölümlerinde sesi yetmeyen (‘‘Sesi askıda kalmak’’ deniyor buna) şarkıcı, klarnetçiden kendisine destek vermesini istiyor. Böylelikle sanki sesi yetiyormuş gibi oluyor.
Faça masa: Sahnenin dibindeki, en ön masalar. Buralarda oturmak herkesin harcı değil, bir servet ödemeye razı olmak demek.
Sahnesi iyi olmak: Sahnede bol bol espri yapan, müşterilerle diyaloğu iyi olan şarkıcı.
Fiks ama serpme: Fiks mönü parası ödeniyor ama mezeler ordövr tabağı şeklinde değil de ayrı ayrı meze tabaklarında alınıyor, sofra zengin görünüyor.
Arabada bekleme: Sahneye geç çıkmak makbul ya, (esaslı müşteri geç geliyor), sırası önde olan, geç kalma numarası yapıyor arabasında bekleyerek, böylelikle sahne boş kalmasın diye sırası daha geç olan ama kuliste bekleyen sanatçı sahneye çıkmak zorunda kalıyor. Ertesi gün kıyamet kopuyor.
Çiçek gönderen listesi: Assoliste çiçek gönderen müşterilerin hangisinin önce okunacağının listesi.
Orta halli ailelerin gazinolardan uzaklaşması ve televizyonun her eve girmeye başlamasıyla başlamasıyla gazinoların da sonu göründü.
Ünlü Gazinocu Fahrettin Aslan'ın oğlu Sacit Aslan sonu şöyle anlatıyor:
‘‘O gazinolar dönemi 1975'de bitti. 1975'e kadar gazinolarda çıkan solistlerin sanatı ön plandaydı. Şimdiyle kıyaslanırsa skandalları yok denecek kadar azdı. İşlerine hakim insanlardı. Müşterinin ödediği fiyat ile prodüksiyon orantılıydı. Ailenin rahatsız olmadığı programlar vardı. Sonra bu büyük sanatçılar ya vefat etti, ya işi bıraktılar ve yeni gelenler o düzeyde yetişmedi. Sanatları yetmediği için skandallarla işi yürütmeye kalktılar. Bir kadının ancak yatak odasında giymeye cesaret edebileceği kıyafetlerle sahneye çıkmaya başladılar! Gelen aklıbaşında kadınlar hem kendi adlarına hem eşleri adına rahatsız olmaya başladı. Sonra bu açılıp saçılan kadınlar öyle adamlar buldular ki gazino müşterisi olarak, hayali ihracatçı, kaçakçı sonradan zengin olma... Onlar gelince aileler gelmez oldu. Zengin müşteri getiriyorum diye kendini assolist sanan bu kadınlar astronomik fiyatlar istemeye başladı. Gazinocu da verdi bu paraları. Verince de parasının müşteriden çıkarmaya kalktı. Ve gazinolara kaçakçılardan başkası gelmez oldu.’’
Kazablanka'nın eski sahibi Yüksel Anlar ise şöyle diyordu:
‘‘Gazinoculuk bizim yapamayacağımız pis birtakım işlerin paravanı oldu. Onların şarkıcılara verdikleri o kadar parayı mümkün değil müşteriden çıkarmak çıkaramazsınız. Sonra televizyon girdi devreye. Sadece müzik dinlemeye gelirdi insanlar eskiden. O sanatçılar televizyona çıkmaya başlayınca o sanatçılar gelmemeye başladılar. Sonra gazino programları artık çok geç başlıyor Herkesin işi gücü var. Zeki Müren 23.00'de çıkar, 24.00'de inerdi sahneden.’’
Neden bu kadar uzun bir giriş yaptık. Çünkü yakın geçmişin gazino solistleri 11 Nisan 2015 Cumartesi akşamı İstanbul Bostancı Merkezi’nde gazinonun eski günlerini yad ettirecekler.
Programda sadece Muazzez Abacı'nın önce, Bülent Ersoy'un ise assolist olarak yani en son sahneye çıkacağı belli.
Diğer solistler İnci Çayırlı, Kutlu Payaslı, Mustafa Sağyaşar, Ayşe Taş, Neşe Can, Ali Şenozan, Zekai Tunca'nın sahne sıraları ise belli değil.
Konser Ankara ve İzmir’de de tekrarlanacak.