Beğenmediğimiz konserin ve para ödeyerek özel muayenesine gittiğimiz doktorun faydasızlığı, muayene neticesi tesbitlerinden tatmin olmama durumunda ödediğim -bedeli değil- parayı geri isteme hakkına sahip olma konusunu düşünüyorum. Her ikisi de son zamanlarda yaşanan hadiselerden. Sanatçı mı yetişmiyor, artık doktor mu çıkmıyor mevzuu ayrı…
Daha zor mu beğenir olduk, hastalıklar mı daha çaresiz oldu; yoksa asılsız abartılmış, şişirilmiş sanatçı ve doktorların eline mi kaldık?..
* * *
Plastik sanatlarda bir resmi veya heykeli vs beğenirsek parasını veriyor ve satın alıyoruz.
Sinema filmine, müzik eserine internette veya gişede parasını ödüyor; seyrediyor veya dinliyoruz.
Geçenlerde İzmir’de bir mekanda bir grup konsere başlıyor. İlk şarkıda bir seyirci dışarı çıkıyor, beğenmedim diyerek parasını geri istiyor, sonrasında büyüyen tartışmalar, sertleşmeler…
Gelecekte bu tür davranışlar artar mı?
Sonuçta bir para çıkışı var.
En önemlisi de kapitalizm ile yönetiliyoruz.
Dolayısıyla kapital konuşuyor. Kapitali konuşturan maddi açıdan refaha ulaşıyor.
Kapital bu denli önemliyken vatandaş da parasını verip memnun kalmadıysa iade hakkına sahip olmalı.
Tüketici hemen herşeyde ödediği parayı alma hakkına sahip iken bu konularda değil, zaten şu anda öyle bir talebi de yok. Belki de bu konu henüz bilinç alanına girmedi.
Girdiği zaman daha da bilinçlenmiş olacağız.
* * *
Sanat hem soyut hem de görece. Zaten bu yüzden her sanatçının kendine özgü hayranları var. Bu hayran kitlesi sanatçının yapıtını da bu önbeğenili fikirlerine göre dinlemeye/izlemeye gider, yapıtını satın alırlar.
Geçen aylardan birinde D&R mağazasından, övgüsünü duyduğum, anlık dinlediğim bir keman sanatçısının konser kaydı CD'sini - tümünü dinlemek arzusuyla epey pahalı bir şekilde- 50TL (2015) ödeyerek sipariş etmiştim. Geldi. CD'nin jelatinini yırttım, cdçalarıma koydum ve başladım dinlemeye.
Dinledim, dinledim.
Beğenmedim. Anlamadım mı acaba dedim. Bir-iki kez daha dinledim.
Gene beğenmedim.
Ve CD'yi iade ettim.
Ciddi kuruluş bilinci yerleşmiş, bedeli iade ettiler.
* * *
Sanat yapıtlarının değeri, sanat yapıtına ödenen para gün geçtikçe artıyor.
Konserler, tiyatrolar da öyle.
Telif meslek birliklerinde dönen paradan belli değil mi? (Telif yasasının adil bir şekilde hala çıkmaması sorun olarak karşımızda duruyor.)
2000 öncesi mantığıyla olsa böyle bir iade düşüncesi aklımıza bile gelmezdi.
Bugün devir değişti. Para daha çok ön plana çıktı.
Hatta sanatın bile önüne geçti.
"Para sanatın önünde mi olmalıdır arkasında mı" günümüzde başka bir muamma?..
* * *
Sanatçı arkadaşlarımın hemen hiçbiri parasız iş yapmaz oldu. Haklıdırlar.
Para ön plana çıktı.
O halde beğenmediğimiz; konserin, tiyatronun, sinema filminin bilet bedelini geri almak hakkımız değil midir?
Sanata ödediğimiz parayı memnun kalmadıysak neden geri almayalım, almak hakkına sahip olmayalım.
* * *
Sanatçı telifim ödenecek mi, yapıtımın hakkını alabilecek miyim düşünceleriyle meşgul olmak zorunda kalmamalıdır. O sanatını para kaygısı gözetmeden üretmelidir. Tarihte çok örnekleri vardır. Sanat, parasal açıdan zengin sanatseverler tarafından desteklenir. Dünyada sık görülen öyle bir sistemi az da olsa sadece plastik sanatlarda olmak üzere Türkiye'de de görmekteyiz. Müzikte besteciye eser ısmarlamanın yerleştiğini söylemekten henüz uzağız.
* * *
Sanat gişelerde gelişmez.
Sanat gişelerde gelişecekse, onu satın alanın da iade hakkı gelişmek zorundadır.
* * *
O halde gişeye ödenen paranın da iade hakkı olmalıdır…
Ayhan Sarı