Geleneksel Türk müziği (GTM) camiasında, bu müziğin yaşamasında büyük payı olan dernek ve cemiyetlerin hakkını -ayrıca- verdiğimizi belirttikten sonra günümüzde GTM amatör korolarının içinde bulunduğu durum üzerine dikkat çekmek istiyoruz.
Tam bilimsel bir tesbit yapılmamış olsa da (22 adet müzikoloji bölümüne hatırlatmak isteriz) bugün Türkiye'de ortalama 5000 dolayında GTM amatör korosu faaliyetini sürdürüyor.
Kendi yağlarında kavrulup kendilerine ve yakın çevrelerine konserlerini veriyorlar.
"İzleyicilerimiz mutlu, biz mutluyuz, sana ne oluyor?" diyenler de vardır mutlaka, hatta ben de öyle düşünüyorum.
İnsanlar kendi aralarında toplanırlar, çalışacakları bir yer bulurlar, bir de başlarında sallanacak hatta oynayacak -son günlerde Edremit/Altınoluk Korosu konserinde ve Antalya'da dört koro çalıştıran bayanın yaptığı gibi- yaşandığı gibi- birini dikerler, oldu mu sana koro?..
Oldu tabii ki. Kime ne?
Birileri de bunlara "hobi korosu" "keyif korosu" hatta daha da ileri giderek "laylaylom korosu"vs gibi isimler takabilir.
Sözün burasında iki çelişki beliriyor. Başlığının içinde sanat olan bir müziğin icrasında sanat olmaması birinci çelişki. Her toplanan 5-10 kişinin oluşturduğu gruba, topluluğa "koro" denmesi ikinci çelişki.
Hatta bazıları daha da ileri gidiyor "klasik Türk sanat müziği korosu" diyor.
TSM diye tabir edilen müzikte hemen herkes kendi anlayışına göre bir kavram algılaması geliştirmiş görünüyor.
Kaleyi beklediklerini söyleyenler, uygulayanlar yok mu?
Var. Hak ediyorlar da…
Ama içinde bulunulan durumda onların da payı var. Öğretmemekle, öğretiyor gibi yapmanın sonuçları bunlar. Onlar ki yüzlerce öğrenciye el verdiler. Keyif/hobi koroları çalıştırdılar.
Bu Türk müziği korolarındaki yozlaşma meselesini öyle uzakta aramamak lazım.
İçimizde…
Kimseyi suçlamama terbiyesiyle gelinen durum.
Şimdi genel manada geleneksel Türk müziğinin oranı %10'un bile altında gibi. Batı müzikçilerinin içinde bulunduğu durumdan bir farkları kalmadı. Alın TRT Müzik Kanalı örneği. TRT tek kanal olduğu on yıllar boyunca GTM yayını yaptı.
Gelinen durum oldukça âşikâr.
O kaleyi bekleyenler takıntılarının, anlayamadıkları, derinliğine varamadıkları "klasik" saplantılarının kurbanı oldular.
Tutmadılar, tutundular.
Halkın gönül telini titretmekten uzaklaştılar.
Peki, 5000 amatör korodan 10 koro çıkmaz mı?
Çıkar, daha fazla çıkar.
Ama yukarıdaki tabloyu görüp batı müzikcisi korolar, festivallerinde GTM amatör korolarını dışlamakla ön yargılı davranıyorlar.
Biz bu 5000 koro içinde iyiyi seçecek, meydana çıkaracak bir mekanizma, sistem arıyoruz.
Burada Sn. Tahir Aydoğdu'nun öncülüğünü yapmasıyla kurulan Türk Musikisi Federasyonu akla geliyor ki yukarıda anlatıları tersyüz edecek düşünceleri haiz olduklarını görüyoruz.
. . .
Günümüz Türkiyesinde özellikle kültür/sanat alanında "slogan söylemli, içi boş havalı laflar" çok söylenir oldu.
Hamaset, tam yok oldu derken kültürde, sanatta yeniden hortladı.
İletişimsizlik ve kendi içine, dar çevreye kapanma amatör koro uğraşanlarının eş/dost/akrabaları ile doldurdukları konser salonları o müziğin kalitesi hakkında bir fikir vermiyor. Çünkü seyirci müziğe değil eşe, dosta geliyor.
Şefliğin yozlaşmasıyla müziğin yozlaşması arasında bir bağ var sanki.
Denetleyen bir mekanizma da kurulamadı. Gerçi TRT'de hala beste ve icra açısından görev yapan "denetleme kurulu" var ama onun da işlevi kalmadı gibi.
Bu müzik denetimi kabul etmez bir hale geldi.
. . .
Ne desek, ne etsek gene işin içinden çıkamıyoruz.
Her bir TM sorununu yazdığımızda birilerinin sayfasından / gönlünden dışlanıyoruz.
. . .
Bizimki de zor zenaat ve-s-selam.
. . .
Son bir not:
Artık kimse hatice ile ilgilenmiyor.
Netice ile ilgileniyor...