Itri'nin Türk müzikolojisinin önemli isimlerinden biri olduğunu herkes kabul eder, teravih düzenlemesine katkısı segah tekbir ve salat-ı ümmiye, segah Mevlevi ayini ve besteleriyle Klasik Türk Müziğine damga vurmuştur. Bestekar ve hanende Mustafa Itri Buhurizade, aynı zamanda iyi bir muamma ustası idi. Uluslararası sanat müziğimizin klasik dönemine ait en önemli hanende bestecilerinden biri olan Itri benim için uzun zamandır bir araştırma konusu idi.
Halen perşembe günleri saat 13.00'ten itibaren devam eden Özgen Gürbüz tarafından yapılan TRT Nağme Tarihsel Akışı İçinde Klasik Türk Müziğimiz programında Itri ve Klasik Türk Müziği hakkında yeni bulgularımı dinleyicilerle paylaşmıştım. Yaklaşan Ocak ayının son veya şubatın ilk haftaları “Itri haftası” olarak kutlanmalıdır. Fakat önce Itri Muamması üzerinde biraz duralım.
Muamma sanatı, yani edebi dille yapılmış şiir tarzında bilmece/bulmaca sanatının Türk edebiyatındaki adıdır, genellikle edebiyatçıların birbirleri arasında yüksek kültüre dayanan bir elit eğlence türüdür.
Muamma sanatı hakkında DİA'da yani İslam Ansiklopedisinde etraflıca bilgi veren bir madde vardır.
Bu sanatın ustaları arasında Nabi, Naili gibi bir çok ustadan söz edilir.
Bu sanatı iyi anlamak ve çözmek için kelime oyunları ve ebcet hesabını iyi bilmeniz, çözümünü yakalayabilmeniz için edebi bilgi yanında zamanın edebi kültürünü de bilmeniz gerekmektedir. Genellikle bu konuda yardımcı olmak için kitaplar da yazılmıştır.
Türk müzikolojisini yakından ilgilendiren tarafı, bazı şair bestecilerin de bu muamma sanatıyla ilgilenmiş olmalarıdır. Nabi ve Itri gibi. Biri edebiyat diğeri müzik ustası bu iki kişi özellikle saray ve yüksek edebi zümre içinde birbirlerine edebi ve müzik alanında yardımcı olmuşlardır. Nabi muamma sanatını Itri'ye de öğretmiştir. Fakat ne yazık ki muamma alanında yazılmış olan kayıtlarda kimin hangi muammayı ortaya attığına dair bilgiler kaydedilmemiştir. Günümüze gelen muammalar arasında hangilerinin Itri'nin muammaları olduğu tespit edilememektedir. Nabi'nin muammalarını Divan'ında bulabiliyoruz.
Mustafa Itri Buhurizade'nin adına yazılmış bir muamma şiir var ki bu güne kadar kimse çözememiştir. Ne tarihin usta edebiyatçıları ne de günümüz edebi ustaları bu konuda bir fikir ileri sürmemişlerdir. Bu durum da Itri muammasının bugüne kadar çözülememiş olduğunu söyleyebiliriz.
Nâbî’nin Itrî’nin adı için yazdığı “muamma” şiir, diğer bazı şair ve besteci arkadaşlarının adlarına yazdığı muamma şiirler gibi Divan'ında yer almaktadır. Şerif, Musli, Mehmed, Ahmed, Ama Kadri, Çömlekçizade Recep, Siyahi Ahmed gibi zamanın ünlülerine yazdığı muammalara Divanında rastlamaktayız. Itri için yazdığı muamma şiir bir beyitten oluşmaktadır.
Itri muamması “Bir tîr bana eder kifâyet/ Verdim iki tîr ber gümâna” şeklinde bir beyittir. Nabi şiirin başlığına iyi ki “Itri” diye yazmış, yoksa kimse bunun Itri ile ilgili olduğunu anlayamazdı. Genellikle lugaz da denen türlerinde muamma olan kelime için ip uçları verilir. Bu beyitte böyle bir durum görülmüyor, anlaşılmıyor.
Muamma hakkında yazılmış modern araştırmalara baktığımızda da Nabi'nin Itri adına yazdığı muammanın heniz çözülememiş olduğu anlaşılmaktadır.
Beytin anlamı: Bence bir tîr/ok yeterlidir ama, şüphe üzere iki tîr verdim. Bu beyitteki “tîr” ile Itrî arasında bir ilişki olduğundan şüphelendim, fakat varsa da ben çıkaramadım. Fakat muamma üzerinde çözüm için uğraşmaya devam ettim.
Mustafa Itri Buhurizade hakkında araştırmalarımı her ne kadar bir eseri yayınlamakla sonlandırmış olsam da hala yeni şeylerin bulunması mümkündür. Geçen bir güfte mecmuasını incelerken yeni bir şiirine rastladım. Bu şiir, bu güne kadar yayınlanmayan şiirlerinden biriydi.
Itri muamması konusuna geri dönelim.
Mustafa Itri Buhurizade Panoraması (2015, e-kitap, online sipariş için moorebooks.de) kitabımda bu muammaya ve çözümüne yer verdim. Itri'nin şiirleri ve edebi yönüyle bazı yazılarda da bu şiire yer verildiğini ve çözümü için çaba harcandığını biliyorum. Fakat bu muammanın çözümü başka hiç bir yerde yer almamaktadır.
Nabi'nin bu muammayı yazdığı zamandan, yaklaşık 1665'lerden 2015'lere, bugüne gizli kalmış bu sırrı çözebildim mi bilmiyorum, edebi çevrelere, buradaki çözümümü ve muammayı uzmanların görüşlerine arz ediyorum.
Muammanın çözümü için şu çözüm fikrini önerdim, önerdim diyorum çünkü bu çözüm yukarda yayınlandığı belirtilen Itri kitabımda yer aldı.
Nabi'nin muammasındaki son kelime, Osmanlı Türkçesindeki yazım imlasıyla hem “keman” hem de “güman” okunabiliyor, her iki kelimeyle şiirin anlam bütünlüğü yakalanabiliyor. Yani beyte “Bence bir tîr/ok yeterlidir ama, bir kemana iki tîr/ok verdim” şeklinde de anlam verilebilir. Öyle anlaşılıyor ki bu beyt Nabi'nin şiirdeki gücünü gösteren beyitlerden biridir. Fakat kelimenin doğrusu “kemân” değil, “gümân” olması gerekir. Bence bu beyitteki “gümân’ın Arapçası olan “şek”, ebcet hesabıyla 320 eder; baştaki “ber” üzerinde anlamını taşımakla beraber aynı zamanda “bir” kelimesi gibi değerlendirip “güman üzerine bir” anlamıyla, 320'yi “1” ile topladığımızda oluşan 321’den “tîr” kelimesinin ebcedi olan 610’nu çıkarırsak, sonuç 289 eder. Böylece “Itrî” kelimesinin ebcet hesabı karşılığı olan 289’u bulmuş oluruz.
İşte Nabi'nin Itri muammalı beytinin çözümü bence budur.
Türk müzikolojisinin, Batı müzikolojisinde karşılığı bulunamayacak ilginç konuları olduğunu zaman zaman belirtiyorum. Bu konu iki alanın birbirinden farklı problemler de içerdiğini gösteren farklı yönlerinden biri daha. Hiç bir Batı Müziği bestecisinin edebi muamma sanatıyla uğraştığını sanmıyorum.
Yeni yılda uyandığınız her gününüzün size fırsat sunan bir “muamma” olduğunu unutmayın.
Hepinize iyi seneler.
Recep Uslu