Yeni yıla müzikoloji ve sürrealizm, yani müzik felsefesi ile sürrealist bir giriş;
Bilindiği üzere sürrealizm, Türkçede “gerçeküstücülük” diye çevrilir. Realizm “gerçekçilik”, sürrealizm “gerçeküstücülük”. Burada sanatçının gerçeği “mimesis” tarzında yani doğal-gerçekçi tarzda değil, gördüğünü düşündüğü tarzda bir aktarımından söz ediyoruz, böylece sürrealist sonuçlar elde ediliyor.
Müzikte sürrealizm ya da müzikolojide sürrealizm ne zaman başlamıştır?
Doğrusu göreceli bir kavramdır. Gerçeküstücü anlatımın izlerini edebiyatta bulabiliyoruz. Hafız Şirazi’nin şiirsel anlatımı, yani metaforlarla dolu anlatım aslında edebiyat açısından bir gerçeküstücülüktür. Sembolist anlatım bir çeşit gerçeküstücülüktür. Mesela Türk ve Ortadoğu edebiyatında Sebk-i Hindi akımı yine böyle bir gerçeküstücü anlatımdır. Edebiyatta sürrealizmin bir sınırı yoktur. Tamamen sembollerden ibaret bir yazı yazarsanız her sembolü bilmek gerekeceği için tam bir sürrealist metin yazmış olursunuz. Ama dikkat sizi bir kişi anlamazsa bu sürrealist edebiyat neye yarar?Burada belirtilen tarihi sürrealizm anlayışından farklı bir sürrealist edebiyat yaklaşımı daha vardır: Batı edebiyatında AndreBreton’un kurduğu söylenen Marksist sanat akımı. Bu bakış açısıyla sürrealizmin tarihi XX. Yüzyıldan öncesine gidemez. Çünkü bu akıma göre “Marksist” bir yaklaşım zorunluluktur.
Tasavvufta Muhyiddin Arabi’nin yaşadığı deneyimleri anlatan yazıları bir gerçeküstücü metin olarak değerlendirenler vardır. Kitaplarında “yazdıklarımızdan her kes bir şey anlamaz, imanı fesada gidebilir” tarzındaki uyarılar bu ifadelerine dayanak gösterilir. AmerikadaMuhyiddin Arabi araştırmaları konusunda William Chittick önemli isimlerden biridir. Kitapları da Türkçeye çevrilmiştir. Mistisizm öğretileri bu anlamda bir gerçeküstücülük anlatımlarla doludur. Bu tür kitaplar okumak için değil düşünmek içindir, tekrar tekrar okumak ve okuduklarınızı düşünmenizlazım.Fakat bunları felsefedeki “gerçeküstücülük” ile anlatılıp anlatılmayacağını uzmanları karar versin.
Müzikolojide de bazı kitapların okumak için değil düşünmek için olduğuna örnekler vardır. Bu türlü eser yazanlardan biri Adorno’dur. Adorno’yu sürrealist müzikoloji yazarı olarak ilan etmeme müsaade edin. Adorno’nun müzik üzerine yazdıklarını okuyunuz, göreceksiniz tekrar tekrar okumak zorunda kalacaksınız. TheodorAdorno da XX. Yüzyılın bir sürrealist müzikoloğudur.
Resim sanatında gerçeküstücülük yani sürrealizmin edebiyattan çok daha sonra başladığı kabul edilir. Bunlar da XX. Yüzyıl ressamlarından oluşurlar: Chirico, Salvador Dali, Klee, Miro, Pablo Picassovs gibi.
Müzik felsefesinde katarsis (arınma), mimesis (doğallık) üzerine birkaç yazı ile 2017 yılını kapattım. Şimdi bir düşünelim. Felsefenin gerçeküstücü olarak değerlendirebileceği bir yapı müzikte de olmuş mudur?
Gerçeküstücülüğü, yukarda edebiyat sahasında yaptığımız gibi müzik tarihindeki uygulamalara uyarlarsak, bence karşımıza ilginç sorular çıkabilir. İnsanların elinde “doğal müzik” varken, neden “çoksesli müzik” yapma ihtiyacı ortaya çıkmış olabilir? Mimesisin doğal olduğunda bütün dünya hem fikir iken, zaman zaman siyasilerin el atması gibi, birileri müziğe el atıp, sürrealist/gerçeküstü bir müzik denemesi mi yapmak istedi? Doğada bulunmayan bir müziği keşfetmek için mi bütün bu çalışmalar yapıldı? Adnan Saygunniçin teksesli müziğin yasaklanmasına karşı çıktı? Şöyle dediği aktarılır “yapmayın beyler teksesli müziği yasaklayıp çobanları hapise mi atacağız, çoban çok sesli müzik yapmak için diğer köydeki çobanı yanına mı çağıracak?”Nereden nereye… Kısacası “çoksesli müzik” doğada bulunmadığına göre, gerçeküstücü müzik sayılır mı acaba?
On iki tonlu Klasik Müzikten yorulan Shonberg ve Th. Adorno “sürrealist müzik”in XX. Yüzyıldaki ilk öncüleridir denir. Onların yeni bir müzik keşfetme çabalarının bir ürünü olan “atonal müzik” bir sürrealist müzik çabası olarak görülebilir.Konuya aklımı kurcalayan sorularla devam etsem iyi olacak. Onur Akdoğu’nun “eleştiri” başlığı altında videosundan dinlediğim “deneysel müzik” bir sürrealist müzik midir? Bildiğimiz klasik müzik aletlerinden farklı bir yöntemle yapılan “elektronik müzik” bir sürrealist müzik midir?Yeni müzik biçimleri arayışları sürrealist müzik sayılır mı? Yoksa sadece sürrealist felsefenin argümanlarını kullanan müzikler mi sürrealist sayılır?
Çalgılarda sürrealist olabilir mi? Bilindiği üzere geleneksel kökenleri olan çalgılara bazen yeni bir çalgı eklenebiliyor. Çalgı yapımcıların bu çalışmalarının bir ürünü olan yeni çalgılardan bazıları sürrealist çalgı sayılabilir mi?
Mimesis’te sanat, uyum demekti; sürrealist sanat uyumsuzluk mudur? Mimesiste sanat yapmak vardı, yeni bir sanat yaratmak vardı. Sürrealist akımda, sanat yapmak yani kuralların belirlediği özgürlük sınırları çerçevesinde bir sanatın kurallarına uygun eser yaratmak, taklitle eş anlamlı olarak görülüp; “sanat yapmak” demenin, eş anlamlısı “sanat yaratmak”tır. Yani CinuçenTanrıkorur bir şarkı bestelerse bu mimesis bir sanat yapmaktır, ama seyr-i natık bestelerse sürrealist sayılır mı?
Benimkisi sadece sürrealist düşünceler. Bu konulara realist yaklaşım gerekir.
Müzik felsefesinde “yansıma” konusunda görüşmek üzere.