Bu yazı bir kaç hafta öncesinden bahsettiğim müzikoloji üzerine bir deneme olacaktır.
İTÜ "1. Müzikoloji Çalıştayı Sonuçları" kitabı bu yıl sayın Doç.Dr. Gözde Çolakoğlu Sarı’nın çabalarıyla yayınlandı. Gözde Hanım başta olmak üzere emeği geçenlere teşekkür ederim. Sonuçlarına katılmamla birlikte eldeki verilere göre ifade etmek istediğim müzikoloji dersleriyle ilgili bazı düşüncelerim var. 1. Müzikoloji Çalıştayı’nın bende düşündürdüklerine biraz sonra değineceğim.
Şunun altını çizelim, “müzikoloji, müziği akademik metotlarla araştıran bilim dalıdır”. Bu tanım çerçevesi şu veya bu müziği demiyor, “müzik”i kastediyor ve araştırma alanı olarak “müzik”i gösteriyor. Hemen hemen her yerde müzik biliminin tanımını bu şekilde görüyoruz.
Bugüne kadar Müzikoloji Bilimi adına Türkiye’de hizmet etmiş herkesi saygıyla anıyorum.
Müzikoloji, sistematik müzikoloji, tarihi müzikoloji, disiplinlerarası müzikoloji olmak üzere üç ana bölüme ayrılır.
Sistematik Müzikoloji, müzikolojiyi ilgilendiren her hangi bir konunun “nasıl?” yapılması gerektiğini araştıran bütün konular sistematik müzikoloji konularıdır. Müzik nasıl olmalı? Müzik teorisi nasıl olmalı? Müzik analizi nasıl olmalı? Çalgı metodu nasıl olmalı? Müzik sesleri nasıl olmalı? Müzikoloji dersi nasıl olmalı? İcra nasıl olmalı? Müzik dönemleri nasıl olmalı? Eleştiri nasıl olmalı? Analitik müzikoloji nasıl olmalı? Müzik tarihi nasıl yapılmalı? Bilgisayarla müzikoloji nasıl olmalıdır? Müzikolojinin çalışma alanları nelerdir ve nasıl incelemelidir? vs.
Tarihi Müzikoloji, tarih tanımında yapıldığı gibi müziği ilgilendiren olay, yer, zaman, kahraman ile ilgilenir. Hem güncel ve çağdaş müzikoloji anlamında güncel müzik tarihini içerdiği gibi, hem de geçmiş zaman anlamında ne oldu? Nasıl oldu? Ne zaman oldu? Sebep ve sonuç ilişkileriyle eldeki malzemeyi değerlendirerek oluşan müzikoloji bilgisi içeren bilgiler, tarihi müzikolojidir. Müzik tarihi, müzik teorisi tarihi, makam tarihi, usul tarihi, çalgı tarihi, çalgı metot tarihi, müzik eğitimi tarihi, müzisyen biyografileri (müzikobiyografi), İncil müzikolojisi (Biblical müzikoloji), popüler müzik tarihi, kompozisyon tarihi, kitap veya konser tanıtımları, Ortaçağ müzik tarihi gibi. Veya yeni gelişmeleri nasıllık açısından değil, salt öneri ve yenilik adına ortaya konan çalışmalar da tarihi müzikoloji malzemeleridir. Material müzikoloji, emprical müzikoloji, computational müzikoloji, critical müzikoloji, feminist müzikoloji,karşılaştırmalı müzikoloji (contemporary müzikoloji), yeni müzikoloji (new müzikoloji) gibi. Güncel önerileri de barındırması özelliği, Tarihi müzikoloji’nin temel özelliklerinden biridir. Bunlar genel başlıkla “çağdaş müzikoloji” başlığı altında da toplanabilir gibi görünüyorsa da, bu takdirde hem sistematik müzikoloji, hem disiplinlerarasını içeren bir genel isim olur.
Disiplinlerarası müzikoloji, müzikoloji ve diğer bilgi disiplinler arası ortak çalışmalar, disiplinlerarası müzikoloji konularıdır. Bu çerçevenin başında Müzik Eğitimi gelmektedir. Eğitim Bilimi ve Müzikolojinin ortak alanıdır. Fakat genellikle Müzik eğitimini, “Uygulamalı Müzikoloji” başlığı altında ayıran müzikologları da görüyoruz. Bu nedenle biz de bunu ayrı başlık olarak ele alacağız. Diğer alanlarla ilgili müzikofizik, müzikososyoloji, müzikopsikoloji, müzikoarkeoloji, bilişsel (cognitive) müzikoloji, müzikofelsefe, müzik bilinci, müzik eleştirisi, müzik analizi, kültürel müzikoloji (müzik, kültür ve antropolji, müzikoantropoloji, sosyoloji, toplumbilim, özetle müzik-kültür-toplum ilişkisi), postkoloniyal müzikoloji vs.
Müzik Eğitimi veya diğer rastlanan ifadesiyle “Uygulamalı Müzikoloji”, yukarda belirttiğimiz gibi aslında “eğitim bilimleri ile müzikoloji” arasında bir disiplinlerarası özelliği vardır. Fakat Müzikoloji içindeki özel konumu sebebiyle müzikologlarca ayrı bir başlıkla ele alınması uygun görülmüştür. Dolayısıyla Müzik Eğitimi ders kitapları yazan (Müzik eğitimi nasıl olmalıdır? konusu ele alınırsa sistematik müzikoloji ve müzik eğitimi araştırması yapılmış olur) her yazarın alana katkı sağladığı düşünülür. Yani bir müzik eğitimi ders kitabı sistem olarak Suphi Ezgi’nin nazariyatını eğitime taşıyabilir. Bu durumda Suphi Ezgi’nin yazdığı özgün ve özel görüşlerini aslında “sistematik müzikoloji” çatısında değerlendirirken, aynı zamanda “müzik eğitimi” kitabı da yazmış olur. Örneklemek gerekirse İ. H. Özkan’ın kitabı genel itibariyle müzik eğitimi kitabıdır. Çünkü sistem Suphi Ezgi’ye aittir. Bunun gibi çalgı metot kitapları teorik (sistematik müzikoloji anlamında) anlamda özel ve özgün bir yönleri yoksa genellikle eğitim amaçlıdır, müzik eğitimi kitabıdır. Bu tip yayınlar eğitim yönüyle özgündür. Temel müzik eğitimi kitapları ve eğitim amacıyla yazılmış bütün kitaplar bu alanda değerlendirilir. Tartışılan konulardan biri Müzik Eğitimi, müzikoloji alanıiçinde midir? Evet, müzik eğitimi müzikolojinin araştırma alanlarından biridir. Disiplinlerarası müzikoloji özelliği taşır. Eğitim bilimleriyle ortak bir alandır.
Davet edildiğim ama Amerika’da olduğum için katılamadığım Doç.Dr. Gözde Çolakoğlu Sarı’nın çabalarıyla yayınlanan İTÜ 1.Müzikoloji Çalıştayı’nınbende uyandırdığımüzikoloji dersleriyle ilgili düşüncelerime gelince:
Müzikoloji Bölümlerinde, öncelikle aynı ders amacı taşıyan derslerin farklı adlarla anılması dikkatimi çekti ve bu olabilir diyorum. “Müzikoloji” dememiş de “Müzik Bilimi” demiş; “Araştırma Teknikleri” dememiş de “Araştırma Yöntemleri” demiş. “Müzik Teknolojileri” dememiş de “Ses Teknolojileri” demiş. “Müzikolojiye Giriş” dememiş de “Sistematik Müzikolojiye Giriş” demiş; “Tarihsel Müzikoloji” dememiş de “Tarihi Müzikoloji” demiş; “Çalgı Bilimi” dememiş de “Organoloji” demiş. “Koro” dememiş de “Toplu Seslendirme” veya “Toplu Uygulama” veya “Birlikte Seslendirme” veya “Eşlik demiş (Önerim Çoksesli Müzik eğitimi programlarında görülen “Koro” dersi karşılığı Türk Müziği programlarında “Eşlik” olabilir). Bu farklılıkların bazen sadece Türkçesini kullanmaktan kaynaklandığı görülmektedir. Ortak terminolojinin gelişmesi için aynı kelimenin çok fazla karşılığını ileri sürmek aşağıdaki örneklerde görüleceği gibi işi zorlaştırmaktadır.
En çok da “Solfej” benzeri olarak görülen ders adları “Solfej-Nazariyat”, “Müzik ve Algılama”, “Müziksel Algılama ve Okuma”, “Müziksel İşitme-Okuma-Yazma”, “Solfej Dikte Teori”, “Müzik Teorisi ve İşitme Eğitimi” gibi çok çeşitlilik arz ediyor. Oysa her ne şekilde olursa olsun Türkiye’ye ders adı “Solfej” olarak girmiş, bu ders Çoksesli müzik eğitiminde müziği işitme, okuma, yazma anlamına geliyor, tabi ki solfej içinde nazariyat, teori dersleri de verilmelidir, ama bunu ders adına taşımanın bir anlamı yok, çünkü zaten ayrıca “nazariyat/teori dersi” olacaktır; eğer programda nazariyat/teori dersi olmazsa (ki buna imkan yok) ders adı da “solfej-teori” dersi olabilir. Türk müziği programlarında buna “Türk Müziğinde Solfej” denilmiş, “Müzikokuma”,olmadı “Makamokuma” gibi bir ad konabilir, Çoksesli müzik solfejinden daha ayırıcı bir terim olur. “Türk Müziğinde İşitme-Okuma-Yazma-Nazariyat” gibi dersin bütün özelliklerini ders adına taşımak terimler açısından işi zorlaştırmaktadır. Geriye kalan ayrıntılar öğrenciye dersin içinde verilir, verilmeli, her şeyi ders adı olarak aktaramazsınız, aktaracaksanız en fazla iki kelimelik çözüm bulunmalıdır.
Müzikoloji Bölümlerinde,benzer amaç taşıyan ders adları görülmektedir. Ders adlarının çağrıştırdıkları alanlara daha fazla önem verildiği anlaşılmaktadır. “Müzik ve Dans” veya “Müzik-Dans-Kültürel Teori” gibi; Bitirme Çalışması, Ödevi, Projesi, Stajı, Semineri ve Diploma Çalışması gibi. Fakat aynı anlama gelen iki kelimeyi bir derse vermenin bir mantığı yoktur: “Çalgı Bilimi (Organoloji)” gibi, ikisinden biri tercih edilmelidir. “Temel Müzik Terimleri” dersi yerine “Temel Müzik Kavramları” diye bir ders adı olmamalı, “kavram” ile “terim” farklı anlamlara gelmektedir, TDK’ya göre ikisi eş anlamlı değildir, “mefhum” anlamında olan “kavram” kelimesi “terim”kelimesi ile düzeltilebilir. Diğer taraftan Türkiye gibi her iki kültürün ortasında bulunan bir ülkenin Temel Müzik Teorisi kitaplarına makam teorilerinin temel işaretleri, temel konuları, temel terimleri de girmeli değil mi?
Müzikoloji Bölümlerinde görülen bazı birleşik ders adlarını yeniden ele almak anlaşılmayı kolaylaştıracaktır. Bunlardan bir kaç tanesine değinmek istiyorum. “Müzik Tarihi ve Edebiyatı” (hem “Müzik tarihi” hem de “Müzik Edebiyatı” aynı ders içinde?), “Karşılaştırmalı Müzik ve Sanat Tarihi”(“Karşılaştırmalı” kelimesine vurgu yaparsanız “Müzik ve Sanat Tarihinin Karşılaştırmalı Öğretilmesi” anlamına gelir ki bu durumda hem müzik hem sanat tarihi derslerinin bir arada bulunması doğru olamaz, ders ya “Karşılaştırmalı Müzik Tarihi” ve “Karşılaştırmalı Sanat Tarihi” gibi iki ayrı ders olmalıdır; diğer ihtimalle “Karşılaştırmalı Müzik” ve “Sanat Tarihi”ni birlikte ders işlemekle ilgili ise yine dersi ayırmalıdır. Çünkü siz derste bir konuyu anlatır,o dersi destekleyen ikincil konulara da yer verebilirsiniz, bunu ders adına özel olarak taşımak yersiz görünüyor), “Medya Estetiği” (Medyanın estetiği görsel bir anlam taşır, bu da mizanpaj, resimlerle süsleme, font ayarlaması vs konuları demektir; Medya Estetiği yoksa bir pazarlama eğitimimi veriyor? Yani yazdığınızı veya yarattığınız yapıtınızı, şarkınızı nasıl en güzel şekilde pazarlarsınız anlamında; salt “estetik” bir felsefi alandır; Bu şekilde ders adı Medya Felsefesi olamayacağı için değiştirilmelidir, diğer bölümlerde ders adı “Müzik ve Medya”dır).Bu konuya ilave olarak “Çalgı Bilimi ve Bakım Onarımı” dersi herhalde gözden kaçmış bir ders adıdır, dersin adı “Çalgı Bilgisi Bakım Onarım” olarak değiştirilmelidir. “Çalgı Bilimi” bilindiği üzere “Organoloji” dersidir.
Bazı Müzikoloji Bölümlerinde görülen bazı derslerin boşluk doldurma amaçlı olduğu görülüyor: Afet Kültürü, Yüzme, Masa tenisi vs. Bunlar için söylenecek bir söz yok, prosedür neyi gerektiriyorsa o yapılır.
Müzikoloji Bölümlerinde görülen bazı derslerin içerikleri tartışılabilir: “Uluslararası Sanat Müziği” (hangi sanat, uluslararası sanat, ama hangisi: Dewey 1999 baskısına göre dünyada birden fazla sanat müzikleri olabileceği artık kabul ediliyor, sınıflandırmada ayrı ayrı yer veriliyor. Bu gelişme çerçevesinde hangi uluslararası sanat müziği bu dersin içeriği olabilir? diye sorgulanabilir. Eğer bu dersin içeriğinde hem Türk Sanat müziği hem de Dünya sanat müziklerinden söz ediliyorsa kabul edilebilir. Ama sadece bir müzik türünün sanatından söz ediliyorsa bu durumda ders adı değiştirilmesi düşünülmelidir: Çoksesli Sanat Müziği gibi; bu durumda ders teorikmi tarihsel mi olduğu prblemine dikkat etmek gerekir), “Çağdaş Müzik Tarihi” (aynı gerekçeyle hangi çağdaş müziğin tarihi? Bütün çağdaş müziklerin tarihi mi?), Müzik Ekolleri (Hangi müzik ekolleri?, popüler müzik ekolleri mi?, Türk müziği ekolleri mi? Dünya müzik ekolleri mi? Çoksesli Müzik ekolleri mi? Dersin içeriğinde hepsinden söz ediliyorsa problem yok, ama belirli bir türün ekollerinden söz ediliyorsa ders adının anlaşılması problemli).
Elimdeki İTÜ TMDK 1. Müzikoloji Çalıştayı’na bakarak genellikle müzikolojiyi temsil eden güzel derslerin var olduğu da görülüyor. Bu çalıştay müzikoloji bölümlerinin kendilerini kontrol ve geliştirme adına güzel fikirler verdiği düşüncesindeyim. Uygulamaları ve sonuçları görmek üzere umarım devamı gelir.Dikkat ettim “Usul Bilgisi” veya “Ritim Bilgisi”; “Türk Müziği Repertuvar Bilgisi” (THM ve TSM) gibi dersler diğer müzikolojilerde yer almıyor, oysa TMDK Müzikolojilerinde mutlaka olması gereken derslerden diye düşünüyorum.
Müzik Sağlık dersinin Müzikoloji öğrencilerine verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Müzikolog temel eğitimini aldığı bu alanda kendini geliştirip, müzik öğrencilerine, müzisyenlere müzik sağlık danışmanlığı yapabilir. Prof. Dr. Ayla Clark’ın yayınlanan iletisinde de belirttiği gibi “Müzik terapi” dersi daha çok anatomi, beyin, pedagoji, psikiyatrist ve psikoloji öğrenimi almayı,sonuçta bir ilaç yazabilme yetkisi kazanmış olmayı gerektirmektedir. Bu eğitim ise Müzikoloji bölümünde verilemeyeceği için müzisyenlerin sağlığı konusunda bir ders Genel Müzikoloji bölümünde daha yararlı olacaktır. Böyle sağlıkla ilgili bir derste eğer gerekli görülüyorsa, medikal müzik tarihinden kısaca bahsedilebilir.
Bazı Müzikoloji bölümlerinde “Müzik Hukuku” diyebileceğim “Telif Hakları” dersi var. Telif hakları sadece Müziği ilgilendirmiyor, içinde bir çok alanı ilgilendirecek ortak konular var. Çok güzel bir ders. Bazı yabancı konservatuvarlarda da bu ders var. Fakat bu tür derslerde öğretim elemanı sorunu yaşanmaktadır. Kendisini buna hazırlayan kişilerin kendilerini kabul ettirmeleri uzun sürebilir.
Şüphesiz en önemli sorunlardan biri de donanımlı olmak için kendini geliştirmek. Hem bilim, hem eğitici, hem müzisyen olmak üzere çok yönlü bir iş. Zor bir iş. Devlet teşviklerinin azlığı, yetersizliği. Akademisyenlere desteklerin zamanında verilememesi. Bu da bütün müzikologların ayrı bir yarası. Ancak temel esas birbirimize saygılı olmalıyız.
Yukarda adlarını yazdığım ders içeriklerinin birbirleriyle örtüşen ve örtüşmeyen taraflarının olduğunun farkındayım. Ancak bütün konuları ele almak burada mümkün olmadığı için, 2014 Müzikoloji Çalıştayı sonuçları içinde dikkatimi çeken bazı konuları dile getirmek istedim.
Yaralarına çare bulunmuş bir müzikoloji geleceğinde görüşebilmek ümidiyle.
Recep USLU