GÜ TMDK öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Vasfi Hatipoğlu, Beylik Aranağme ve Çeşitlemeleriyle Türk Müziği Keman Alıştırmaları (Ankara 2017) adıyla bir kitap yayınlandı.
Yazar, bu kitabı yayınlamasındaki amacını girişte “örgün Türk müziği keman öğretim kitabı ile orta düzey üzerindeki keman icracı ve öğrencilerinin Türk müziği fasıl geleneğinde önemli bir yeri olan “Beylik Aranağmeler” yolu ile teknik becerilerinin geliştirilmesi” olarak belirtmiştir.
Hatipoğlu’nun Türk Müziği Keman eğitimcilerine yönelik bir çalışmasını dikkatle takip eden kişilerde meydana gelecek gelişmelere de dikkat çekmektedir. Bu kitabı alan ve eğitimini takip eden kişilerde “yay teknikleri kullanımının, süsleme teknikleri kullanımının, konum geçişlerine ve farklı akortlarda icra hakimiyetin, tartım çeşitliliğine yönelik hakimiyetin gelişeceğine işaret edilmektedir.
Eserin ortaya çıkışındaki sebepler arasında ise öncelikle keman eğitiminde böyle bir kitaba gördüğü ihtiyaca katılmamak mümkün değil. Bu konuda tespiti “Türk müziği keman öğretim kitaplarının sayısal bakımdan azlığı” ve “toplam yedi Türk müziği keman öğretim kitabı”nı tespit etmesine bağlamaktadır. Bu konuda uzman birinin değerlendirmesine katkı sağlamak üzere “Müzik Bibliyografyası-1” (2016) adlı kitabın sunduğu bilgileri de iyi değerlendirmek gerekir. Bu kitap Türkiye’de yayınlanan “Türk müziği ve Türk musikisi” alanlarında yazma, basma kitapları içermekte olan çok geniş bir bibliyografyadır. Müzik üzerine eğilmiş bir bibliyografya olması sebebiyle mutlaka her araştırmacının görmesi gerekir. Okuyuculara ve keman eğitimcilerine bibliyografi bilgisinde katkı sağlayacaktır. İTÜ TMDK öğretim elemanlarından Zeynep Barut’un aranağmeleri derleyen kitabından yararlanmış olduğunu bibliyografyasında belirtmiştir. Bununla beraber Vasfi Hatipoğlu hocanın keman alıştırmaları kitabı bu müzik literatürüne bir yenisini daha katmıştır.
Hatipoğlu kitabının girişinde kemanın Türk müziğine 18. Yüzyılda girdiğine değinir. Gerçekten de müzik tarihimizde bilinen öncü ve ilk kemancılardan biri, hatta sarayın desteklediği ve müzisyenler arasında kadro verdiği ilk kemancılardan biri Hızır Ağa’dır. Eğitimini Ama Corci’den almıştır. Ama Corci saraya davet edildiğinde İstanbul kahvehanelerinde keman yaygınlaşmış veya yaygınlaşmaya başlamıştı. Çünkü Osmanlı müzisyenleri, İstanbul’a gelen-gidenler vasıtasıyla Avrupa müziğini, müzik çalgılarını takip ediyorlardı. İstanbul’da, 1747’nin hemen öncesi yıllarda Ama Corci bu çalgıda epey şöhret elde etmişti. Bu yüzden saraya ders vermek üzere davet edildi. Yaklaşık on civarında eseri günümüze gelebilen Hızır Ağa’nın saz eseri bestelerinde kemanın önemli bir rol aldığını düşünmek gerekir. 1757’li yıllara tarihlenen kayıtlara geçmiş olan ünlü hicaz karabatak peşrevini o devrin kemanıyla bestelemiş olması mümkündür. Ve günümüzün keman eğitimcileri, eserlerinde kesinlikle onun eserlerine yer vermeleri gerekir. Türk müziğinin günümüze kadar eseri gelen nadir ve öncü kemancılarından biri olmasına karşı yapılabilecek en saygın davranış bu olur. Hayatı ile ilgili ayrıntılı bilgi veren tek kitap 2009’da yayınlanmıştır.
Vasfi Hatipoğlu, eseri yazarken sadece Türk Sanat Müziğini değil, Türk Halk Müziğini de dikkate aldığını şu cümlelerle belirtir: “ihtiyacın sadece Türk müziğinin ‘Sanat Müziği’ dalına yönelik olmayıp aynı zamanda ‘Halk Müziği’ icrasına yönelik de sorunlu bir öğretim alanı olduğu bilinmektedir.” Böylece kitabın Türk Halk müziğinde keman eğitimi ihtiyacını karşılamaya yönelik hazırlandığına dikkat çekilmek istenmiş.
Metot kitaplarında çeşitlemelere dikkat etmek keman icracısının yeteneğini ön plana çıkarır ve eğitimde etüt oluşturmanın temel prensibinden hareketle, Hatipoğlu kitabında bu konuya özen göstermiştir. Çeşitleme biçimini anlatırken yer verdiği Karolyi’nin tanımı “Çeşitleme biçimi, genellikle kolay kavranabilen bir ezginin (themanın, müzik parçasının), her birinde küçük ezgisel, tartımsal (…) değişikliklere uğratılarak tekrar sunulmasıdır” şeklinde özetlenebilir. Türk müziği literatüründe “çeşitleme” kelimesi yerine çok farklı terimlerin kullanıldığına ve akademik müzikoloji alanında diğer kullanımlar yerine özellikle “çeşitleme” teriminin kullanılması gerektiğine işaret eden bir makalem yayınlanmıştı. Hatipoğlu’nun çalışmasında bu özeni görebiliyoruz. Çeşitleme konusunda verdiği bilgileri ise “saz icracılığı” açısından önemli bilgi aktarımı müzikolojinin öncülerinden Onur Akdoğu’nun verdiği bilgilerden oluşmuştur. Kısa ve özet. Hatipoğlu’nun kitabı çeşitlemelerle yay teknikleri (legato, detache, staccato), süsleme teknikleri (çarpma, tril, alt ve üst mordan, glissando, grupetto gibi), parmak konumları ve geçişlerini öğrenmek isteyenler için ve öğretmek isteyen keman eğitimcileri için elbette yardımcı bir kitap, yol gösterici bir kitap, faydalı bir kitap.
Hatipoğlu kitabında Türk müziğini esas alan örneklerin makamları ve usulleri için şöyle der: “Kitapta, acemkürdi, bayati, bayatiaraban, bestenigâr, ferahfeza, hicaz, hicazkâr, hüseyni, hüzzam, karcığar, kürdilihicazkâr, mahur, muhayyer, nihavend, rast, sabâ, segâh, suzidil, şedaraban, şehnaz, şevkefza, uşşak, zirgüleli suzinak olmak üzere yirmi üç farklı makamda; türk aksağı, sengin semai, devrihindi, düyek, müsemmen, aksak, ağır aksak, curcuna olmak üzere sekiz farklı usulde bestelenmiş yirmi yedi beylik aranağme üzerinde bolâhenk akortta iki farklı çeşitlemelere” yer verilmiştir ve “oluşturulan çeşitlemeler keman icrasında karşılaşılan aktarma güçlüklerinin geliştirilmesi için ‘süpürde’ ve ‘kız ney’ akortlara aktarılmıştır. Süpürde ve kız ney akortlara aktarılmış çeşitlemelere, ‘bolâhenk’ akortta oluşturulmuş çeşitlemeden farklı yay teknikleri ve konum geçişleri uygulanmıştır” der. Bu alıntı kitabın içeriği için yeterince bilgi vermektedir.
Hazırlanmış ve ortaya konmuş, yayınlanmış bu değerli çalışması için genç keman eğitimcisi GÜ TMDK Çalgı Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Vasfi Hatipoğlu’nu tebrik eder, başarılar dileriz. Şüphesiz daha öncesinde yayınlanan “beylik aranağmeler” konusunun önemini işlediği makalesini de okumanızı öneririz (Turkish Studies, Sayı 11/19, 2016, s. 417-442).
Şimdi müzikolojik bir başka probleme bakalım. Ne dersiniz, ünlü bestekâr Mustafa Itri Buhurizâde ile Üç Hilal arasında bir ilişki var mı?