İstanbul Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü ve Kütüphane ve Dökümantasyon Daire Başkanlığı tarafından Prof. Fuat Sezgin hakkında anma düzenlendi. 27 Mart 2019. Anma konferansında FSM Üniversitesinden Prof.Dr. Mustafa Kaçar Amerikanın keşfi konusunu, İMÜ Bilim Tarihi öğretim üyesi Dr. Taha Yasin Arslan, Gülhane Müzesinde Bilim Aletleri üzerine konuşma yaptı. Kıymeti takdir etmenin yollarından biri değerli bilim adamlarını anmaktır. Fuat Sezgin’in hayatını her yerden okuyabilirsiniz. Onun hayatını ortaya koyduğu çalışma Bilim Tarihinde Müslümanların katkısını ortaya koyan dev bir eserin oluşumunu sağladı. Eğer bir yabancı ve taraflı olsaydı, çok büyük reklamı yapılırdı. Adını Edison’dan daha çok duyardınız. Taraflı olmaması, mevcudu ortaya koyması, delillerin göz önünde olması yaptıklarına hayır diyebilme cesaretini ortadan kaldırdı. Müslümanların da yok sayılan bir bilim tarihlerinin var olduğunu ortaya koydu. Bu bizde çeşitli sebepler ileri sürülerek yapılamadı. Siyasetin çirkin yüzü, yapılana karşı çıkmasıyla ünlüdür. Bununla birlikte kendi değerlerimize sahip çıkmasını bilmeliyiz, bu konuda hala zayıfız.
İnsan, bir eliyle yapıyor, diğer eliyle yıkıyor. Medeniyet, yapıcılık üzerine kurulmaktadır. Hiçbir terörist yapıcılığı sevmez. Yapıcılıktan şikayet edenlere dikkat edin, fitnenin başını çekerler. Neden benim olmasın kavgası yaparlar. Yapıcı olmak, insanlığın kurtuluşu demektir. Yapıcı ve barışçı olanlarla Polyannacı diye dalga geçerler, yalan ve iftirayı kendilerine meslek edinirler. Onlara kulak asmak farkında olmadan kendi kuyunuzu kazmak demektir. Hiçbir din terörizmi istemez, ama teröristler onların içinde gözükür.
Yeni Zelanda’da teröristler tarafından bir camide öldürülenler için Allah’tan rahmet dilerim. 50 kişi dile kolay. Tamda geçen yazımda BARIŞ için Türkiye’deki müzisyenleri UZAY YOLCULUĞUNA davet etmiştim.
Fuat Sezgin, kendisinden önce C. Brockelmann’ın yolundan gitmiş onun yarım bıraktığı işi devam ettirmiş, onun yapamadığını tamamlamış olarak da anılır. Birinin eseri GAL olarak tanınır, diğerinin ki GAS.
Benim dikkatimi çeken şey hem Brockelmann hem de Sezgin’in eserlerinde müzik bilimine yeterince yer verilmemiş olmasıdır. Maalesef her ikisinde de Müzik bilimi eserleri konusu zayıf. Sezgin’i bu konuda işleyen/uyaran kişilerden biri E. Naubauer, bir diğeri de E. Popescu-judetz’dir. Fakat yine de Aristo’dan beri matematiğin dört dalından biri sayılan müzik bilimi yazmaları, Bilim Tarihi içinde özel bir alanı hak etmektedir.
Yıllar önce İstanbul kütüphaneleri müzik yazmalarından oluşan bir kitabımı Kültür Bakanlığına göndermiştim. Nadir Müzik Eserleri Kataloğu. Önce basılacağına dair bir yazı geldi. Sonra ne olduysa saçma sapan bir yazıyla uğruna mide kanaması geçirdiğim çalışmanın basılamayacağı bildirildi (1999-2001). Fuat Sezgin adı bilinen kıymetini takdir edemediğimiz bir bilim adamı. Demek ki ülkede takdir edilmemiş adı bilinmeyen/duyulmayan daha nice bilim adamları var ülkede. Sitemim ülkemin idarecilerine. O eseri hala bastıramadım. Barışık olabiliriz ama dargınız.
Türkiye’de tarihini aydınlatacak kaynaklara hala sahip olmaması Müzikolojinin problemlerinden biridir. Müzik Biliminin Kaynakları gibi müzik zenginliğinin de barışa bağlı olduğunu müzikologlar çok iyi bilirler, aslı olmayan söylentilerle fitne çıkarmaktan kaçınırlar, eleştirirler ancak birbirlerine iftira atmaktan çok sakınırlar.
Barış dolu bir seçim diliyorum.