Bilmek için bilimle, bilgiyle uğraşı ne güzel bir uğraşıdır. Buna bir de teşvik ve ödüllendirme eklenirse güzel kelimesi ikiyle çarpılmış olur. Müzik ve bilimiyle uğraşanların teşvik edilmeleri gerektiğinin en önemli temel sebebi, toplumun kültürünü yansıtması, toplumun kimliğinin oluşmasına yardımcı olması, toplum kültürünün bir parçası olması ve kimliğini temsilde en kolay kabul edilebilir araçlardan biri olmasıdır.
Yüzyıllardır bu böyledir, tıpkı okuma yazma oranının teşviki gibi müziğin de teşvik edilmesi gerekir.
Geçen hafta İstanbul Medeniyet Üniversitesi Türk Musikisi Bölümü ilk panelini İMÜ Göztepe yerleşkesinde gerçekleştirdi. İMÜ Rektörü Prof. Dr. İhsan Kahraman ve yardımcıları, Sanat Tasarım Mimarlık Fakültesi Dekanı ve öğretim elemanları, Bölüm yardımcıları ve Anabilim Dalı başkanları, yabancı misafirlerin de katıldığı panel dinleyiciler tarafından büyük bir ilgiyle izlendi.
İşte bu bir ödüllendirmedir. Bir üniversitenin müzik bilimiyle uğraşan bilim adamalarına sahip çıkıp onları ağırlaması bir ödüllendirmedir.
Müzikoloji ve Organoloji Özelinde Türk Musikisi başlıklı Panelde Yrd. Doç. Dr. Recep Uslu başkan olarak yer alırken, Yrd. Doç. Dr. Deniz Tuncer Müzikoloji ve Türk musikisi, Yrd. Doç. Dr. Seda Tüfekçioğlu Organoloji ve Türk musikisi, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Feyzi ise Müzikoloji ve Müzik tarihinde ödüllendirme konusunda yapılan son araştırmalar hakkında bilgi verdiler.
Yrd. Doç. Dr. Deniz Tuncer, dünyada ve Türkiye’de Müzikolojinin kuruluşu ve gelişimi, Müzikolojinin alt dalları, Kerman ve Dahlhauss gibi önemli teorisyenlerinden, görüşlerinden, Türkiye’de “Müzikoloji” başlıklı ilk yayından, Müzikbilimi denilmesinin de bir sakıncası olmadığından ve Müzikolojinin Türk musikisi ile ilgisine değindikten sonra Müzikolojide akımlar konusuna kısaca değindi. Başlıklara taşıdığı akımlar arasında Pozitivist gibi eski akımlar yanında Oryantalist ve Yapısalcılık dikkat çekici idi.
Yrd. Doç. Dr. Seda Tüfekçioğlu, Organoloji’nin tanımı ve müzikolojinin bir alt dalı olduğuna değindikten sonra, Organoloji’nin alt dallarının nasıl anlaşılması gerektiği konusunda bir öneride bulundu. Ona göre Organoloji’nin alt dalları:
1-Sistematik Organoloji, 2-Çalgıların Morfolojisi, 3- Çalgıların Tarihi
şeklinde bilinmelidir. Türkiye’de Organolojinin gelişimi için yapılan çalışmalarla, Türk musikisi organolojisi alanının Cafer Açın gibi ünlü organologlarından ve yaptıklarından söz etti. Ali Tan (Ney Kitabı, Kültür Bakanlığı yayını), Ayhan Sarı (Türk Musikisi Çalgıları kitabı), Gözde Çolakoğlu-Sarı (Kemençe Kitabı, morebooks.de), Seher Tetik-Işık (Santur) gibi bazı akademisyenlerin organoloji çalışmalarına dikkat çekti.
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Feyzi, Müzikoloji ve Müzik tarihi arasındaki ilişkiden söz ettikten sonra Türkiye’de ilk müzikolog olarak nitelenen kişinin Rauf Yekta olduğunu, Suphi Ezgi ve diğer öncü müzik nazariyatçılarından söz etti. Müzik tarihçilerinden Nazmi Özalp ve Yılmaz Öztuna’nın önemine rağmen, akademik müzik tarihçiliğinin ise henüz gelişmemiş olmasından yakındı. Müzisyenlerin “hami” ya da bugünkü ifadeyle “patronajlığını” yapmanın öneminden söz etti. Müzik yazarlarının bazen ödül almak için aynı kitabı bir-iki padişaha sunduklarını, özellikle Haşim Bey mecmuasını örnek vererek konuya giriş yapan Feyzi, Türk müziği tarihinde ödüllendirmenin özellikle Tanzimat döneminden itibaren “nişan verme” şeklinin Fransızlardan örnek alındığını, önceleri belirli bir değeri olan nişanla ödüllendirmenin zamanla sadece manevi değeriyle verilmeye devam edildiğini, sonunda Cumhuriyetle kalktığını anlattı. Yrd. Doç. Dr. Ahmet Feyzi, Atatürk Üniversitesi Güzel sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü öğretim üyesidir.
Gelen bir soru üzerine Yrd. Doç. Dr. Deniz Tuncer, Türkiye’de müzik arşivciliğinde henüz istenen seviyeye gelinmediğini, İTÜ TMDK’da bir başlangıç yapıldığını (bu konuya daha önce bu köşede yayınlanan bir yazımda değinmiştim) ve KATÜ TMDK’da Doç. Dr. Abdullah Akat’ın yaptığı Karadeniz müziği arşivciliğinin digital müzik arşivciliğine öncülük edebileceğinden söz etti.
Müzik tarihimizde ödüllendirmenin daha eskilerden örnekleri verildi. Panel’in başkanı tarafından bestekar, müzik eğitimcisi, Sistemci müzik teorisyeni Abdülkadir Meragi’ye Celayirliler tarafından Bağdat’ta verilen “hat nişanları, yüzbin altın”, Timur tarafından Semerkant’ta “bağ-bostan ve mücevherlerle süslü hırka hediyeleri”, Abdülaziz Meragizade’ye verilen Edirne’de bir köyün gelirinin verilmesi, İstanbul’da makam icat eden Hızır Ağa’ya verilen bir “kese altın” gibi örnekleri hatırlatıldı. Üniversitelerin de müzik yapanlara konser, müzik bilimi yapanlara salon tahsis etmelerinin önemli bir teşvik ve ödüllendirme çeşidi olduğuna dikkat çekildi.
Sanat Okumaları başlığı altındaki İMÜ Türk Musikisi Bölüm faaliyetleri bu hafta, Amerikadan bir yabancı müzikoloğu ağırlayacaktır: Juan Castrillion. Müzisyen ve araştırmacı Juan Castrillion kendi yönettiği ve senaryosunu yazdığı “Rehavi (Muvakkitler)” başlıklı bir kısa filim tanıtımı yapacak, tarih 28.12.2016, yer İMÜ Cevizli Yerleşkesi.
Geçen yıl “akademik teşvik yasası ve müzikoloji” başlığına yer veren bu köşede, tam da olayın yıldönümünde Yrd. Doç. Dr. Ahmet Feyzi tarafından yine müzik ve bilimi yapanları ödüllendirmenin tarihinden bir parça, özellikle nişan vermenin örneklerle anlatılması da ilginç oldu.
Cumhurbaşkanlığı tarafından “Sanat Ödülleri”nin verilmesi kadar sivil toplum kuruluşlarının da Türk musikisine ve araştırmacılara destek vermesi çok önemlidir. Ankara’da faaliyet yapan Dilgüşa Musiki Derneğinin beni arayıp yazılarımı takip ettiklerini söylemeleri de ayrı bir teşvik.
Aralığın ikinci haftasında Itri adına müzik ödülü verilmesi organizasyonu üzerine geçen yıl yapılan farklı değerlendirmeleri hatırlarsınız. Bu derginin köşesine de taşınan konusa epey spekülasyon olmuştu. Bu yılın Itri adına verilen ödülleri henüz açıklanmadı. Aslında bu ödüllendirme için önerim, Itri’nin ölüm yıl dönümü olan, her yılın ikinci ayının ilk haftasında yapılmasıdır. Çünkü bu konudaki son görüşler özellikle şubat ayının ilk haftasında yoğunlaşmaktadır.
Itri hakkında yeni bulguların yazılan aktarımlarını makale ve araştırmalarda, yapılan radyo ve TV programlarında okumak ve dinlemek, yeni araştırmacıları bir ödüllendirme şekli değil mi?
Bununla birlikte patronajlıkta da, ödüllendirmede de zaman zaman aksamalar olmaktadır. Türk musikisinin gelişimi neredeyse yarıdan fazlasıyla teşvik ve doğru ödüllendirmelere dayanır.
Müzikbilim araştırmacısı Sn. Ayhan Sarı’nın editörlüğünü ve patronajlığını yaptığı musikidergisi.com’da geçen yıl son yazılarımdan biri “Itri’nin muamması” idi. Çözüm önerimi de yazmıştım. Ödülünü önceden aldığım ve bu teşvikle başladığım Itri araştırmalarından sonunda “Mustafa Itri Buhurizade Panoraması: Bir Klasik Müzik Ustası” (toplam 532 sayfa, satın alınabilecek web site: morebooks.de, 2016, e-book, ISBN 978-3-639-81013-4) adıyla bir kitap yazmış olsam da, Itri bende hala bir muamma, bilmiyorum benim gibi başka hisseden var mı?
Bu hafta yaşadığımız yılın son haftası. Bütün okuyucularıma ödüllendirmelerin devam etmesi umuduyla, nice sağlıklı, bol ödüllü seneler diliyorum.
Şimdi merakım acaba “Mustafa Itri Buhurizade hiç yılbaşı bestesi/besteleri yapmış mıdır?”