Yıllar önce müzikoloji alanında gördüğüm önemli bir eksiklik idi.
Bir bilgi alanında yapılanlar hakkında mutlaka bir bibliyografya yayınlanması, insan gücünü doğru alanda kullanmak için nerdeyse modern bilgi anlayışının olmazsa olmazıdır.
Müzikolojide araştırma yapmaya başladığım zaman nerede ne gibi konular yapılmış, aynı şeyleri tekrarlamamak, yapılanları tekrar yapmamak, yapılanlardan fikir almak için böyle bir bibliyografya bilgisi öğrenmek istedim. Bulamadım.
Türkiye Bibliyografyasının müzik bölümü çok kısırdı.
Bundan yıllar önce, her bilimde olduğu gibi öncelikli problemin bu olduğunu düşündüm ve müzik bibliyografyası yapmağa karar verdim. Önce akademi camiasında çalışılan bilgileri toplamaya başladım ama, bu çalışmalar daha çok yapılanları veriyordu, yapılacakları göstermiyordu. Yapılması gerekenler hakkında fikir verecek daha geniş bir bibliyografyaya ihtiyaç vardı ve kaynaklar yani yazmalar ve belgeler üzerine çalışmaya başladım.
Bir Türk müziği bibliyografya kahramanı olarak değerlendirdiğim Mustafa Yeşil’i o zaman tanıdım. Musiki Mecmuası’nda yazdığı Türk müziği bibliyografyası yazısını bir kaç sayı sonra neden yarım bıraktığını hep merak ettim, çok uzun yıllar sonra,yaklaşık on yıl sonra tesadüfen başka birinin anılarında rastladığım bir hatırayla öğrendim. Üzücü bir hikaye.
İlk Türk müziği bibliyografya çalışmamı zenginleştirmek amacıyla gittiğim IRCICA (İslâm Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi) adlı bir kuruluşun kütüphanesinde bir süre çalıştım. Aynı kuruluşun arşivinden yararlanmak istediğim zaman tanıştığım Prof. Dr. Ramazan Şeşen benden çalışmamın bir kopyasını istedi. Böylece elimdeki malzemenin ilk ürünlerini IRCICA kuruluşuna bırakmış oldum. Osmanlı Musiki Literatürü Tarihi adlı yayınladıkları kitapta bolca teşekküründen anlıyorum ki bu yayının ortaya çıkmasında benim bibliyografyam tetikleyicilerden biri olmuş.
İTÜ TMDK’da resmen göreve başladığım ilk yıl elimdeki malzemeden Müzikoloji ve Kaynakları projesini yaptım. Konservatuvarın bu ilk projesi üniversite tarafından desteklendi ve daha sonra bu proje kitap olarak İTÜ Vakfı tarafından yayınlandı.
Bibliyografya çalışmasına devam ettim. Artık okulda herhangi bir konuda kaynak isteyen bana soruyordu. Zamanla bende bu okulun bir dokümantasyonu olması gerektiği fikri doğdu ve gönüllü olarak bu oluşumun çekirdeğinde yer aldım. Ancak çabalarımın sonunda gördüm ki bu iş benim gönüllü olmamla olmuyor. Sunduğum projelere “hayır” diyenlere rağmen, bu oluşumu resmen kütüphaneye çevirdik ve İTÜ Ercüment Berker kütüphanesi oluştu. Projelerime “hayır” diyenler bu özel müzik kütüphanesinde başrolde yer aldılar. Açılışta bir konuşma yaptım. Konuşma metnimde gerçeklere yer verdim. Ancak dinleyici konsepti gereği bazı bölümleri atladım, bazı bilinen gerçekler elimdeki metinde kaldı. Kütüphanenin açılışı çeşitli dergi ve gazetelerde haber yapıldı. Hemen hemen hiç birinde adım geçmemektedir. Ancak konuşma metnimi ricayla elimden alan muhabirin, konuşma metnime dayanan yazısının yer aldığı bir tek gazetenin haberi, olayların perde arkasını yayına taşımış oldu.
Bu sırada daha da genişlettiğim bibliyografyamı gören bir arkadaşımın tavsiyesi ile Kitabevi Yayınevine gittim. Onlar da bana inceleme kurulu için bir kopya bırakmamı istediler ve bir kopyada bu yayınevine bıraktım, hatta bir yayın anlaşması yaptık. Bir ay sonra yayınevinin uygun görmediği gerekçeleri belirtilmeksizin bana iletildi. Ardından çalışmaya devam ettim. Eski yazılar, Arapça ve Farsça kitap ve makalelerden oluşan eserler, 1928 sonrası kitaplar ve makaleler olmak üzere bibliyografya iki cilt oldu. Pan yayıncılıkla görüştük, müsait olmadıklarını ifade ettiler. Taksim’de sahaf ve kitap yayınevi Simurg sahibi İbrahim Yılmaz ile görüştük ve incelemek için bir kopya istedi. Üç ciltlik bibliyografya metnini ona incelemesi için verdim. Hala cevap gelecek, bugüne kadar ne cevap geldi ne de yayınlandı. Bu görüşmeden yıllar sonra, 2012’de Simurg yayınevi kapandı.
Pek çok gazete haberleri bibliyografyası, kayıtlara geçmemiş yazma ve basma yeni kaynaklar ile müzik bibliyografyası genişlemeye devam etti. Bu üç cilde ulaşan bibliyografyayı, Müzikoloji Bölüm Başkanı olarak göreve başladığım Gazi Üniversitesi'ne proje olarak sunmak istedim. Rektör, üniversiteye para kazandırmayan projelerle ilgilenmediğini belirtti (2012). Proje istediğim gibi yapılırsa, uluslararası/enternasyonal/international olmaya çalışan bir üniversite için çok önemli bir prestij getireceğini anlattım. Rektör’ün teklifi "bunca yıllık emeğin karşılığını istemezsen düşünürüm" oldu.
Bir makale yayını dolayısıyla 2014 yılında Yeni Türkiye Yayınevi'ne gittim. Hasan Celal Güzel, sempatik yaratılışlı eskimeyen milletvekili, genç dinamik. Daha önce bir proje dolayısıyla tanışmıştık. Bir kopya bırakmamı, söz vermediğini ama bir yıl içinde bu konuda önemli bir sonuç alabileceğini, ancak ticari sonuç beklememi söyledi. Bir kopya da oraya bıraktım. Ancak hala bir cevap yok, sanırım gelmeyecek.
İşte Türkiye’de yayınlanmış Türk müziği ve Batı müziğini ilgilendiren bütün kitap ve makale yayınlarını, dergi ve gazete yazılarını, müzik belgelerini, müzik yazmalarını, müzik kaynaklarını başvuru eseri haline getirmeyi amaçlayan bir Müzik Bibliyografyası’nın başına gelenler. 1994’ten 2015’e kadar süren macera. Amin Maalof’a söylesek, Yüzüncü Ad veya Semerkand kitaplarında yaptığı gibi yeni bir roman yazacaktır.
Şundan eminim Türk müziği bibliyografyasında Mustafa Yeşil bir kahramandır. Başka Türk müziği bibliyografyası kahramanlarının olduğunu da biliyorum. Eleştirilere rağmen. Onur Akdoğu bir müzik bibliyografyası kahramanıdır. Müzik bibliyografyası derslerinde kitabından söz ettiğimiz ancak mevcudu kalmadığı için satın alamadıkları kitabın yazarı M. Salih Ergan.
Yıllar önce müzikoloji alanında gördüğüm önemli bir eksiklik idi. Bütün elektronik imkanlara rağmen hala Türk müzikolojisi alanında bu eksiklik mevcuttur.
Türkiye’de müziğin sponsorları, projelere destek vereceğini söyleyen, proje arayan resmi makamlar ve kuruluşlar, neredesiniz, çağrım sizlere.
Recep USLU