Osmanlı ilk nota yayıncısı Hacı Emin Bey (1845-1907) notaları hakkında bir haber ilk kez Musiki Dergisi'nde yayınlandı…
09 Ocak 1887 tarihli Tarik Gazetesi'nin dördüncü sayfasındaki ilan şöyle:
"Osmanlı bestekaran ve musikişinasanından sermüezzin hazret tacidarı izzetlü Refet Bey Efendi ile Şevki Bey ve merhum Hacı Arif Bey'in ve sair meşhur bestekaranın mahsul tab üstadaneleri olan şarkıları, bu kere notacı meşhur Hacı Emin Bey tarafından piyano ve sair alat-ı musikiye için perime (eski) notaları üzre alınarak Zartanyan Efendi Matbaası'nda mükemmel ve nefis bir suretde birinci numerodan beda ile (başlayarak) peyderpey tab olunmak üzeredir.
Merkez tevzi Bağçekapusunda Sultan Hamamı civarında mumaileyh (anılan, adı geçen) Zartanyan ve Bab-ı Âli Caddesi'nde Mihran Efendiler kitaphaneleri ile sair kitabcı dükkanları ve kıraathanelerde fiat maktuasıyla füruht (satış) olunmaktadır…" (Bulgu ve Osmanlıca'dan çeviri: Cahit Işık) (*)
* * *
Bu ilanı gazeteye veren kişi geleneksel Türk müziğinin ilk notalarını yayınlayan Notacı Hacı Mehmed Emin Bey'den başkası değildi. Hemen hiçbir geleneksel Türk müzikçisinin nota bilmediği, daha çok uzun bir süre bilmeyeceği bir dönemde notanın önemini icraat yapacak düzeyde algılayan ileri görüşlü Notacı Emin Bey 1845 yılında İstanbul'da doğdu. Ona notanın önemini kavratacak müzik okuluna yani Muzıka-i Humayun'a İlkokul sonrası başlamış idi. Emin Bey burada ağırlıklı olarak batı müziğini öğrenmesi sonucudur ki Osmanlı döneminde ilk basılan notalar GTM'cileri değil, batı müziği bilenleri müşteri kitlesi olarak alıyordu.
Alıyordu, demek ki o dönemde bu notalardan para kazanılabilecek bir ortam var idi. Batı notası bilenler ve bunların içinde nota bedelini ödeyebilenlerin parasal alım gücü bu alanda bir ticari saha/ oluşturabilecek seviyedeydi.
Emin Bey bu ortamı görmesi sonucu nota basım/yayın işine girişti. İlk notalar meşhur eserlerin piyano eşliği yazılmış haliydi.
Notacı Hacı Emin Bey bu iş neticesinde daha zengin oldu mu bilmiyoruz ama müzik dünyamızda belki de en önemli hizmeti gerçekleştirmiş bu insanın hayatı, ailesi, sanat çevresi, düşünceleri hakkında yeterli araştırmalar yapılmadığını görüyoruz.
Ve Notacı Hacı Emin Bey ile günümüz Türkiye nota yayıncılarını (var mı ki?) mecburen karşılaştırıyoruz.
Sahi siz notalarınızı nasıl temin ediyorsunuz?
Yeri gelmişken sekiz yıl önce tanık olduğum günümüz Türkiye'sinde hemen kimsenin tanık olamıyacağı bir yaşantımı aktarmak istiyorum. Dünyaca kabul gören Estonyalı besteci Arvo Part'ın “4. Senfonisi”nin -Akbank Oda Orkestrası’nın 11 Haziran 2010 konseri için- İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı BİSED salonundaki provasında (09 Haziran 2010) yaptığı değişiklikler, bestecinin eserlerinin notalarını yayımlayan Universal’in editörü Durek Joseph tarafından bir sonraki baskıda düzeltilmek üzere not edilmişti.
Yani bestecinin konser gezileri sırasında, yapıttaki olası nota değişikliklerini anında tesbit etmek için onun yanında bulunmayı görev bilen nota yayıncısı...
* * *
Notacı Emin Bey zamanı 19.yy son çeyreğidir. Yani ortalama 150 yıl önce...
Emin Bey hakkında yazan hemen herkesin "ilk müzik eğitim kitabı (Nota Muallimi-1884", "Tarihçe-i Fenn-i Musiki - 1894) batı müziğine ve piyanoya uyarlanmış GTM notaları" deyimlerinden başka söyliyeceği bir bilgiyi elde edemediği ortaya çıkıyor.
Oysa yukarıda bilginize sunduğumuz gazete küpürü gibi daha niceleri, satıraralarında keşfedilmeyi, yani müzikologlarımızı bekliyor.
Peki yukarıdaki Tarik Gazetesi'nin 09 Ocak 1887 tarihli nüshasının dördüncü sayfasındaki ilanı kim bulup çıkardı dersiniz?
Yapı ve Kredi Bankası emekli bölge müdürü Sn. Cahit Işık... Bulduğu iki paragraf da olsa müzikoloji dünyamızın kendisine bir teşekkür borcu doğmuştur.
Müzikbilimimize böyle birinci derece kaynaktan hizmet eden birçok müzikoloji mesleği dışından kişi bulunmaktadır.
Ya içindekiler?
Birinci derece kaynak ismini -o kaynağı görmediği halde- görmüş gibi kaynakçasına alan müzikbilim uğraşanı, eğitim göreni sayısının neredeyse %99'a yaklaştığını bilmem söylememe gerek var mı?
Kimi müzikoloji bölümü hocaları öğrencilerine şimdilerde illa kaynakça diye şart koştukları duyuluyor. Çünkü gururla anlatıyorlar. O kaynakçaların kaynağının aslında görülmemiş kaynakça olduğunu, onlar da biliyorlar mıdır, kaynak intihalciliğinin peşine düşüyorlar mıdır?
Müzikbilim dünyamızın son zamanlarında kaynak hırsızlığı önü alınamaz boyuta ulaştı. Asıl, 1. derece kaynak görülmediği halde görülmüş gibi kaynakçaya konulmaktadır.
Müzikoloji çalışma alanında yetkin eleştirmen, edisyonkritikçi de olmayınca, yetiştirilemeyince Türkiye müzikbilim dünyasında meydan bu kaynak intihalcisi çakallara kalıyor.
Müzikoloji'nin aslı/temeli 1.(birinci) derece kaynakların hizmete sokulmasıdır.
Kaynak intihalciliğine gözyummama üniversitelerimizin yaygın uygulama alanına henüz girdirilmemiştir.
Çünkü o hocanın birikim/bilgi seviyesi, bu sahtekarlığı tesbit edecek yeterlikte değildir.
Gözyumma, görmezden gelmenin vebali gelecekten alınmış borçtur.
YÖK'ün bu konudaki şikayetler hakkında titizliğini biliyoruz.
Hatta 1.derece kaynaktan öğrendiğimiz bir tezde tez yöneticisi, öğrencisinin kaynaklarını aslında hiç görmemiş olduğunun tesbit edilmesi üzerine "hoca" adeta damgalanmış duruma düşmüş, birçok işten el çektirilmiştir.
Yinelemeliyiz ki "müzikolojinin temeli 1.derece kaynak bilgileri"dir.
Gerisi günü kurtarmaktır.
. . .
"Gerisini ve günü kurtarmak" alışkanlığında olanların eline mi düştük ne?..
* * *
_______________________________________________
(*) Teşekkürler Sn. Cahit Işık.
Notacı Hacı Emin Bey kimdir?
Emin Bey 1845 yılında İstanbul'da doğdu. Ona notanın önemini kavratacak ilk müzikokuluna yani Muzıka-i Humayun'a İlkokul sonrası başlamış idi. Emin Bey burada ağırlıklı olarak batı müziğini öğrenmesi sonucudur ki Osmanlı döneminde ilk basılan notalar GTM'cileri değil, batı müziği bilen Türkleri müşteri kitlesi olarak alıyordu.
Mehmed Emin Türk müziğinde usulleri geleneksel şeklini de muhafaza ederek notalar ile göstermiştir. Türk müziğinde kullanılan usuller ile Batı müziğinde kullanılan usullerin benzer olanlarını dahi geleneksel yapısını bozmadan vermeye çalıştı. Batı müziği usullerini verirken asıl amaç batı müziği usullerinin öğretilmesi değil, Türk müziği usullerinin nota müzik yazısı ile gösterilmesi idi. Geleneksel müziklerimizi notaya alma çalışmaları yaparken, özellikle Callisto Guatelli'nin armonilediği piyano eserlerinin de yayınını yapmıştır.
Batı notası ile neşrettiği eserlerin bir kısmını Servet-i Fünûn ve Ma‘lûmât dergilerinin eki olarak çıkarmıştır
İlk matbaanın İstanbul’da notacı Hacı Emin Efendi tarafından 1876’da “batı notası” ile nota basımının gerçekleşmesi zaman ve önem bakımından ilginçtir.
Notacı Hacı Emin Efendi'nin "Nota Muallimi" adlı eserinde yer alan ve Leon Hanciyan'ın sözkonusu eser hakkındaki görüşlerini bildiren mektup şöyledir:
"Notacı İzzetlü Hacı Emin Beyefendi'ye. İzzetlü efendim. Zat-ı alileri gibi notanın gavamızına vakıf bir zatın eserini tashih, iktidar-ı acizanemin fevkinde bir keyfiyyet olmasına mebni emr-i alilerini bir teveccüh ve iltifat-ı mahsusa olarak telakki ve bu babda arz-ı teşekkür ile beraber hatır-ı kaşiraneme tebadür edebilmesi melhuz olan bazı ifadat ve ihtaratı emr-i valalarını infaza vesile ittihaz etmek meselesi dahi varid-i fikr-i acizi olmağla nota muallimini elime aldım. Suret-i tertibinin hakikat bir müstalimi muallime ihtiyacdan vareste edecek surette tarz-ı nevin üzre münderecat-ı dil-arasının uşşaki makamat-ı musikanın şevk-efzası olacağı cihetle pek dil-nişin oldığını görerek değil ihtarata şayan belki acizlerinin dahi istifademe cesban olması hasebiyle nazar-gah-ı istifade-i bend-ganeme vaz ile nihayetine kadar okudum. İş bu eser-i alü'l-ale muvaffakiyyetlerinden dolayı hassa-i acizaneme mürettib olan tebrike müsaraatla takdim-i cevaba mücaseret eder ve her halde bir kerre de saadetlü Rif'at Beyefendi'ye irsal lüzumunun mütevakkıf-ı rey-i alileri olduğunu arz ederim efendim hazretleri.
12 fi teşrin evvel sene 1302.
Nota ve musiki muallimi Leon Hanciyan. ".
Notacı Hacı Emin Efendi'nin "Nota Muallimi" adlı eserinde yer alan ve Rifat Bey'in sözkonusu eser hakkındaki görüşlerini bildiren mektup ise şöyledir:
"İzzetlü Hacı Emin Beyefendi'ye; İzzetlü efendim. Nota muallimi nam eser-i alilerini mütalaa eyledim. Leon Efendi'nin eşarı gibi hakikat bir eser-i bi-misal ve muallim-i fenn-i musiki hikmet-meal olduğu cihetle bu eser-i ilmiyye muvaffakiyyet-i behiyyelerinden dolayı zat-ı alilerini halisane tebrik eylerim. Çünkü notanın arzu-mendan fenn-i musiki içün bir delil-i rast-gu oldığının burhan-ı katısı şudur ki notaya aşina olan zevat bu rehber-i sıdk-küster ile yek-avaz olarak hicaz ve ısfahandan terennüm-saz oldukları nagamat-ı şevk-efzaları lezzet ve ferah-bahz-ı samia olur. İmdi eser-i alilerinizin işbu nota emr-i ehemmini bir suret-i mazbuta ve sehilede cami olarak hahiş-giram muallime ihtiyacdan azade kılacak suretde tertib ve tanzim edilmesinin ne derece muteber olacağı dairesine arz u beyandır. Zat-ı alilerini behre-i müsellemeleri eser-i valalarını tashihden müstagni edeceği bedihi olmağla beraber emr-i alilerine imtisalen kıraat ve mütalaa olunmuş ve şayan-ı arz ve ihtar bir şeye tesadüf edilememiş olduğu cihetle iade-i takdime müsareat kılındı. Ol babda irade efendimindir."