02 Şubat 2016’da İstanbul-Cemal Reşit Rey salonunda Itri Türk Musikisi Ödülleri-2016 düzenlendi, sonuçlar yayınlandı. Daha önceki yıllarda birincisi yapılmıştı, bu düzenlemenin ilkinde ödül verilenlerden biri de bendim. “Yılın Müzik yazarı” kategorisinde ödül verilmişti.
Katıldığım organizasyonlar içinde İstanbul-Antik AŞ’nin yapmayı tasarladığı “Filatelide Müzik Koleksiyonu” diğer bir ifadeyle “pullarla müzik” çalışmasına katılmış, dünyaca ünlü Pul Tüccarları Derneği Başkanı Filatelist Arman Arıkan ile birlikte pullarla müzik tarihine “küratörlük” yapmıştım. Çok özel ve güzel bir koleksiyon çalışmasıydı. Yüzlerce müzik konulu pul, besteciler, opera binaları, festivaller, anma günleri, çalgılar, operacılar, rock’n rollcular, popüler müzisyenler, çalgıcılar, halkoyunları, dünya müzisyenlerinden ve müziklerinden örnekler, daha bir sürü Amerikan ve Avrupa baskılı pullar, bunlara ilave olarak az bir yer tutan Türk pullarından oluşan büyük bir sergi tasarlanmıştı. Daha sonra kitap haline getirilecekti. Bu organize maalesef gerçekleşmedi. Onun için organizasyonların gerçekleşmesi, devamlı ve kalıcı olması önemlidir.
2016 Itri Türk Musikisi Ödüllerini alan veya alamayan bütün değerli arkadaşlarımın başarılarının devamını dilerim. Ödül alanları tebrik ederim.
Seçimin zorlu olduğunu sanıyorum, gösterilen adayların hepsi değerliydi.
Fakat hemen o gün bir “eleştiri furyası” ortalıkta dolaşmaya başladı. Özellikle akademisyenler hedef alınıyordu. Dikkatle izlemeye çalıştım. Bu bir eleştiri değil sanki “TSM-THM” düşmanlığına davet idi. Nitekim devamı öyle geldi, sosyal medyada yayınlanan mesajların, en azından bir kısmının içerikleri kesinlikle “düşmanlık”, “ayrımcılık”, “aykırılık” içeriyordu.
Oysa gerçekçi olmak lazım.
Nasıl mı? İzah edeyim.
Önce yapılan işin bir müzik alanında ödül organizasyonu olduğunu ve bunun bir çeşit teşvik edici unsur taşıdığını kabul edelim. Ülkemizde akademik teşvik yasasının uygulamaya başlandığı şu günlerde, akademisyenleri teşvik eden organizasyonlardan biri de bu tür ödül dağıtımlarıdır.
Şöyle düşünelim,
Bu organizasyon olmasa daha mı iyiydi? Herhalde olmasının daha iyi olduğu kanaati bütün akademisyenlerce kabul edilir.
Ortada bir organizasyon yapılıyor, ödül dağıtılıyor. Organizasyonun başlığı “Itri Türk Musikisi” adına, daha başlıktan “Itri dönemi Türk müziğini temsil” edenler için özel olduğu belirtiliyor, değil mi? Bu başlığın ikinci anlamı belki şöyle de anlaşılabilir, “Itri adına Türk müziği ödülleri”. Bu durumda kategorileri ayrı ayrı ele almak, daha önceki uygulamalara da bir bakmak lazım.
Organizasyonun kategorilerine bakalım:
“Yılın Türk Müziği Bestecisi” kategorisine Türk popüler müziğinin (veya halk müziğinin) hangi bestecisini aday göstereceksiniz? “Türk Halk Müziğinde bestecilik yoktur” denmiyor mu? “Halk müziği anonimdir” denmiyor mu? Ya akademik eğitimde bugüne kadar devam eden “Halk müziğinde bestecilik” yoktur kuralını “Halk müziğinde bestecilik vardır” diye değiştirilmelidir, eğer değiştirilmezse THM’den bu kategoriye girecek bir aday gösterilemez, veya susmalıyız. Diyelim ki THM’deki bu akademik kuralı değiştirdik, o zaman bu konuyu tartışabiliriz.
“Yılın Türk Müziği Ses Sanatçısı” kategorisinde gösterilen adayların hepsi TSM tavrı ses icrası yapanlardan, bunların arasına THM tavrı ses icrasını koymak bir karışıklığa sebep olmaz mı? Ben GÜ TMDK Müzikolojide bu iki alanı birleştiren bir programla “Türk Müziği Repertuvar Bilgisi” dersini iki dönem koydum, isimde ayırım yapmadan, bütüncül bir isimle, fakat uygulamada ilk dönem sanat müziği, ikinci dönem halk müziği dağarı olmasını istedim. Öncelikle her iki alana hakim, sesi uygun, akademik şartlara uygun öğretim elemanı bulmakta sıkıntı çekiliyor (olur mu olmaz mı konusunu ayrı tutuyorum). Yine de uygulamanın ilk senesinde bir TSM ses sanatçısından bunu rica ettim, ilk dönem TSM, ikinci dönem THM dağarından örnekler öğretti. Sene sonunda bunun çıktısını soruşturdum, öğrenciler uygulamayı beğendiler, fakat öğretim elemanını bu uygulamayı devam ettirmek konusunda ikna edemedim. Konunun ses tavrı, söyleyiş biçimi olduğunun farkında isek, TSM tavrı ses sanatçısı içinde THM tavrı ses sanatçısının arasında birincilik ödülü için seçimin kriteri/ölçüsü nasıl olacak? Bu nasıl belirlenecek? İşte belirlenmesindeki güçlük sebebiyle ikisinden biri olmak zorunda değil mi? Bu yaklaşımı biraz sonra gelecek kategoriler için de aklımızda tutalım.
“Yılın Türk Müziği Saz Sanatçısı” kategorisi için de aynı şeyler söylenebilir. Aksi düşünülürse eski müzik teorisi kitaplarında görülen “kamil saz” problemi ortaya yeniden çıkar, çıkarmayalım bence.
“Yılın Türk Müziği Yayını ve Yazarı” kategorisinde de başlığın bağlayıcılığı var, ama diğer alternatif de düşünülebilir? Bakın bu tartışılabilir. Organizatörlerin gerekçelerini bilmiyorum. Belki de iler ki yıllarda bir Halk Müziği yazarı ödül alabilir kim bilir?
“Yılın Türk Müziği Prodüksiyonu” kategorisinde de aynı durumun olabileceğini söyleyebiliriz.
“Yılın Türk Müziği Süreli Yayını” kategorisinde aday gösterilen dergilerde TSM ve THM makaleleri yayınlanıyor, bu konuda her halde “Türk Musikisinde akademik birlikteliğin” temel görevini en iyi üstlenen dergilerdir. Fakat yayınlanan yazıların yazarlar ve hakemler tarafından çok ciddi çalışmalar olmasına dikkat edilmesi gerekir. Bu ödüle aday gösterilen dergilerin kategorilerinde “e-dergi”, “öğrenci dergisi”, “akademik dergi”, “popüler dergi” ayırımlarına da özen göstermelidir.
“Yılın Türk Müziği TV ve Radyo Yayını” kategorisinde TSM’nin gözetilmesinin de başlığın bağlayıcılığı hissediliyor.
“Yılın Türk Müziği Akademisyeni” kategorisi eleştirilerin odak noktası olduğu anlaşılıyor. Bu başlıkta adayların her alandan akademisyen olması mümkün olabilir mi? Belki olabilir. Başlığın içerdiği XVII. Yüzyılla belirlenen “müzik” anlayışı içinde, 1950 sonrasında ortaya çıkan bir müziğin akademisyenlerine bu kategoride yer verilebilirdi, fakat biraz düşününce bunun çok da doğru olmayacağı ortadadır. Onun yerine belki “Yılın Türk Popüler Müziği” kategorisinin açılması ve orada THM’ye ve diğer popüler müzik akademisyenlerine yer verilmesi daha uygun olacaktır diye düşünüyorum. Fakat bu durumda da “bu bir Itri ödülüdür, onun müzik tavrındaki emeklere ödül verilebilir” diye itiraz gelebilir. Makul/Akıllıca/İkna edici. Akıllıca olmayan ise ödül alan akademisyenlerin eleştirilmesi. Bu kategoride yer alan akademisyenler kendi istekleri ile değil, sanırım organizasyonun yaptığı seçimlerle aday gösteriliyorlar. Kamu oyu yoklaması yapılıp ödüller ona göre veriliyor olmalı. Organizasyonda THM’ye yer verilmediği için akademisyenler, “ayağa kalkın ve bu duruma isyan edin” demek ne kadar mantıklı ve gerçekçi bir yaklaşım? Bunu bir TSM-THM düşmanlığına dönüştürmeden tekrar düşünelim. Hepiniz müzisyensiniz.
Ben Itri Ödülleri’nde organizatör değilim, organizasyonun danışmanı değilim.
Bu ödül organizasyonun eleştirisini yapan yazılarda ifadelerin bazıları gerçekçi olsa da, bazılarının gerçekçi olmadığını düşünüyorum. Gerçekçi olmayan ifadeler yanlış sonuçlara götürür. Dolayısıyla yazdıklarımızı hırsla kaleme alabiliriz, ama yazımızı yayımlamadan önce üzerinde biraz düşünmek lazım, empati yapmak lazım, olumlu yaklaşım yapmak lazım, yapıcı olmak varken mevcut olanı yıkmamak lazım.
Organizasyonu eleştirirken, konu dışına çıkıp, “kaşın kara” dememek lazım, ilgisiz konuları ortaya atmamak lazım, gerçeğini bilmediğimiz konularda üçüncü şahısları veya kurumları veya bilim adamlarını hedef gösteren ve karalayan ifadeler kullanmamak lazım.
İşte organizasyona ciddi bir eleştiri, çok taze yayınlanmış, uzun yılların araştırma ürünü olan, geçen yıl yayınlanan “Mustafa Itri Buhurizade Panoraması” (2015) gibi bir eser böyle bir organizasyonda niçin ödüle layık görülmedi? Veya en azından araştırma adayı olarak gösterilmedi? Diye sorulabilirdi? Ama sorulmadı, soran olmadı. Kim bilir, Rüştü Şardağ’ın yazdığı eserden sonra yapılmış en ciddi yayınlardan biri olan bu eser, belki ilerde yapılacak olan organizasyonlarda aday gösterilebilir, ödül alabilir veya almaz.
Türk müziğinin bütünlüğü, evet. Ben Türk müziğinin bütünlüğünden yanayım. Sadece Türkiye’de değil, Japonya’ya kadar uzanan bir müziğin bütünlüğünden yanayım. İşte size bir müzikoloji projesi. Fakat bu nasıl olur? Müzik teorisyenleri düşünsün ve müzikolog-devlet el-ele gerçekleştirmeğe çalışsınlar.
Recep USLU