Itri’nin Ocak ayının sonlarında ölmüş olabileceği fikri nedeniyle, 1 Şubat, onun sembolik ölüm günü, Şubatın ilk haftası da Itri haftası olmalıdır diyen birkaç müzik tarihçisi olmuştu. Bizde onların önerisini yerinde buluyor, İsmail Baha Sürelsan dahil bu fikre katılanlar için Itri Haftası olarak kabul ediyoruz. Benim için de bu hafta, Şubat’ın ilk haftası Itri haftasıdır.
Üstad Ruhi Ayangil’in ifadesiyle bir “hayal kahramanı” Itrinin hayatı ile ilgili Yılmaz Öztuna ve Rüştü Şardağ’ın yayınlanan kitaplarından sonra en geniş araştırma 2015 yılında Türkiye Alim Kitapları tarafından yayınlandı. Toplam 524 sayfa. Buna rağmen hala yeni bulgular ortaya çıkabiliyor.
“Itri haftası” nedeniyle, Itri’nin hayatının bilinmeyenleri veya hayatı hakkında, gelişmeleri, yeni söylenen bulguları ortaya çıkarmak için M. Nuri Şeyda’nın 1898 yılında yayınladığı makaleden sonra onlarca kişi Itri ve besteleri hakkında yazılar yazdı.
M. Nuri Şeyda’nın İkdam’da (nr. 1480, 6 Reb.ahir, 1316 tarihli/1898, s. 3-4) yazısında özetle, Itri mahlası, adı Mustafa, lakabı Buhurizade, İstanbullu, IV. Mehmet zamanında şöhret bulduğu, onun huzuruna defalarca çıktığı, III. Ahmet zamanında şöhreti büyüdüğü, “haris-i cah” olup, esirciler kethüdası olduğu, Kafkasya dilberlerinin hevesiyle bu işi istediği, bunlardan birini kendine evlat edinmek istediği, musiki talimi yaptırmak, çünkü Itri evlenmemişti, bir taraftan yeni evladına musiki öğretirken, bir taraftan mesleğini yaparken 1123’de vasıl-ı cennet olmuştu. Şair “iffeti” onun vefatına tarih düşürmüştür. Musikide hocası Vakıf Halhali Nasrullah Efendi’dir (ö. 1068/1657; bk. Naima Tarihi, V. Ciltte, vefatına “der tene dir na dilli” düşülmüş). Segah semaisi: Der mevc-i perişan-i ma”; hisar “Cam-ı la’lindir senin”; “Dil bir ızdırabım mevce-i seylabdır sensiz”; “Hava güzel yine gülşende gösteriş günüdür”; Bestenigar “Gamzen ki ola saki-i çeşm”; Buselik “Her didede bir suret ile” ; Acem “Badekeş cam-ı naz”; Pençgah “Pay-i yâre düşmeğe”; “Biz sohbeti dildar ile”; Kendisi 65 seneden ziyade muammer olduğu istidlal; 21 eserinin makam, usul ve ilk mısra ile listesini verir. Bu tarihten sonraki araştırmalara baktığımızda Itri hakkında neler bulunmuş olduğu daha iyi anlaşılacaktır:
Itri’nin ölüm tarihi 1123 yılı sonu/1712 yılı başı çoğunluk tarafından kabul edilmiştir, ansiklopedilerde bu tarih yer almaktadır.
Bu tarihten itibaren N. Şeyda 65, Rauf Yekta 70 yılı hayatının süresi olarak ileri sürmüşler ve doğum tarihini bu şekilde 1640 olabileceğini hesaplamışlardı. Itri’nin doğum tarihinin ilk ileri sürülen 1640 yılı olamayacağı artık anlaşılmıştır.
Bunu ilk fark eden Suphi Ezgi, Itri’nin 1630’larda doğmuş olabileceğini ileri sürdü. S. N. Ergun ise iki görüşü birleştirip 1630-1640 arasında doğmuş olabileceği önerisiyle birleştirdi, ne yazık ki birleştiriyorum derken hata etti. Ne yazık ki basılan 100 liralık kağıt paranın üzerine bu konudaki önerilerin en eskisi olan 1640 yazıldı. Bu hatanın yanında tarihi gerçekliğe aykırı olarak Itri, Mevlevi sikkesi ile resmedildi. Itri, Türk parası üzerine basılan ilk Türk musikisi bestekarı olarak yer aldı.
XXI. yüzyıl başlarında Itri’nin doğum tarihinde öneri değişikliği yaşandı: daha güçlü delillerle 1633 olabileceği ileri sürüldü.
Itri’nin ilk hocasının teslim edildiği Eminönü Yeni Camii'nin imamı Küçük İmam Mehmet Hoca’nın öğrencisi olan Hafız Post’la eğitime başladı, daha sonra Küçük İmam’ın, ardından Koca Osman’ın musiki hocaları olabileceği görüşü uzun zamandır ileri sürülmekte ise de artık neredeyse kesinleşmiştir. Nuri Şeyda’nın ileri sürdüğü Vakıf Halhali Nasrullah Efendi ile ilişkisine dair herhangi bir bulguya rastlanamamıştır.
Itri, Siyahi Ahmet Efendi’den hat dersleri almış talik ve nesih öğrenmiştir. Bu sayede Itri, 1648 yılında IV. Mehmet’in sarayına katip olarak girmiştir. 1651’de suikast yaşanması üzerine, 8-9 yaşındaki IV. Mehmet’e Valide Turhan Sultan’ın isteği ile nedim seçilmiştir. Bir taraftan da Enderun musiki bölümüne düzen getiren Koca Osman’dan musiki dersleri almağa devam etmiştir.
Itri, IV. Mehmet ile av partilerine katılmış ise de, o hanendeliği ve müzik yönüyle bu partilere katılmıştır. IV. Mehmet ile İstanbul Çatalca, Silivri ve Edirne’ye gitmiştir. Bursa ve Çanakkale’ye gitmiş olması muhtemeldir, iddia edildiği gibi Kırım’a gitmemiştir.
Itri besteciliğe 1652 yılından sonra başlamış olup, bestecilik hayatı üçe ayrılmıştır: Buhurizadelik dönemi: 1652-1665, Itri mahlasını kullanmaya başladığı dönem: 1665-1675, Müzik eğitimcisi olduğu ustalık Dönemi: 1675-1712.
Itri’nin IV. Mehmet’e yaptığı övgüsü çok ünlenmişti: Senin gibi bana ihsanı çok padişah olmaz/ Benim gibi sana bir bende-i bi-iştibah olmaz (ırak sakil). Bu Buhurizadelik döneminde ilk yaptığı bestelerdendir.
Itri mahlasını alması, arkadaş olduğu şair Nabi’nin ona edebi-muamma sanatını öğretmesi, ardından şiir yazmağa teşvik etmesiyle 1665-1667 yıları arasında oluşmuştur. Itri, kendi şiirlerinden bazılarını bestelemiştir. Bulunan şiirleri S. Tetik Işık tarafından bir araya getirilmiş ise de daha sonra bulunan yeni bir şiiri musikidergisi.com’da 29 Şubat 2016’da ilk olarak yayınlanmıştır.
Itri besteleyeceği şiirlerde çok seçici idi, şiirini bestelediği tek kadın şair vardır: Halveti Bayramiyeden şair Emetullah Sıdki Hatun.
Itri’nin bestelediği tespit edilen tek nefes Turabi Baba’ya aittir, saba makamındadır, 2016 yılında tespit edilmiştir. Yaşlılık döneminde yaptığı bu bestesi halen Anadolu’da anonim olarak bilinmektedir. Bu aynı zamanda bir Medine ilahisidir.
Itri’nin Mevlid geceleri için yaptığı besteler vardır:
"Sende doğmuştur Muhammed Mustafa / Merhaba ey mah-ı mevlid merhaba"
Bunlar Itri’nin Mevlid ilahileridir. Naatları da bu gurup içinde değerlendirilebilir.
Itri’nin ortaklaşa yaptığı tek beste kaydı Halveti Çalak Ahmed’le beraber kaydedilmiştir: “Gülşeni tevhidi eylersen mekan”. Bu aynı zamanda bir halveti-gülşeni devran ilahisidir. Fakat buna ilave olarak Hafız Post ile birlikte bir kaç besteyi daha ortaklaşa yaptığı tespit edilmiştir.
Itri’nin segah bestesi Mevlevi dedelerinden Cami Ahmed Dede’nin ardından 1671 yılında yapmıştır. Bu beste Mevlevilikte cenaze marşı gibi ölen dedelerin ardından yapılan sema adeti olmuştur.
Itri devrinin beş-altı Mevlevi Dede’siyle tanışmış, görüşmüş ve şiirlerinden besteler yapmıştır.
Itri Salat-ı Ümmiye, tekbir ve teravih düzenlemesine Eminönü cami açılışı çalışmalarına 1663’te katılarak yapmıştır.
Itri sarayda doğan iki şehzade için beşik alayı, yani bir çeşit doğum günü bestesi yapmıştır. IV. Mehmed’in oğulları 1664’te doğan Şehzade Mustafa ve 1673’te doğan Ahmet. Anneleri Giritli Rabia Gülnuş Emetullah Sultan bu bestelerden memnun olmuş olmalıdır. Her ikisi de daha sonra padişah oldular.
Itri o dönemin yılbaşı kutlamalarından biri olan nevruz için besteler yapmıştır. Bunlar aynı zamanda Türk musikisinin yılbaşı besteleridir.
Itri’nin Şeyda tarafından sayılan 21 bestesinin üzerine daha sonra tespit edilenlerle ve nefes ile birlikte 11 bestesi daha bulunmuş, toplam 32 bestesinin notası elimizdedir. Bunlardan dördü hanende saz eseridir.
Bazı yayınlarda Itri’nin bestelerinden olarak gösterilen ve notası elimizde bulunan “Yine ey rûh-i musavver” (rehavi berefşan) murabbanın Çömlekçizade Receb’e; “Bu ne lebdir ne ağız ne güzel” (mahur / berefşan) bestenin Şeyhülislam Esad Efendi’ye ait olduğu anlaşılmıştır.
Itri ünlü Neva Kâr'ını ustalık döneminde bestelemiş, ilk icrasını 1675’te Edirne’deki büyük şenlikte yapmıştır. Bu şenlik şehzade Ahmet’in sünneti için yapılmıştı.
Nabi’nin Itri adına muamma yazdığı, muammanın Divan’ında bulunduğu, S. Tetik Işık tarafından tespit edilmiş ise de çözümü bulunamamıştı. Itri’nin muamması ilk olarak 2015’te çözümlenmeye çalışılmış ve çözümü için ileri sürülen öneri 2016’da musikidergisi.com’da 03 Ocak 2016’da yayınlanmıştı. (Bkz: http://www.musikidergisi.com/yazar-117-yeni_yil_muammasi__itri_muammasini_cozen_var_mi_.html )
Itri’nin 1000’den fazla bestesi olduğu yakın tarihçilerce belirtilmiş ise de bunun çokluktan kinaye olduğu, gerçek rakamı belirtmediği anlaşılmıştır. 350’den fazla bestesi tespit edilmiştir. Bazı besteleri meşk ile aktardığı için ona ait sanılmış, önemli bir kısmı ayıklanmıştır.
Itri’nin kendi yazdığı mecmua tespit edilmiştir. Yakın zamana kadar hiçbir araştırmada yer almayan bu güfte mecmuasının duyurusu musikidergisi.com’da yapılmıştır. (Bkz: http://www.musikidergisi.com/yazar-138-itri%E2%80%99nin_kesfedilen_yeni_bir_eseri_mi_evet_yeni_bir_siiri%E2%80%A6.html )
Itri’nin ölüm tarihi lakabında gizlenmiştir. Ölüm tarihi hakkında yazılan “Buhurizade’yi buya-yı bezm-i adn ide Allah” dizesini ebcetle hesaplarken “Buhurizade” lakabının sonundaki “yi” sesi veren yani kelime sonundaki “hemze” harfini hesaplamakta dikkate almamak gerekmektedir. O zaman ebcet hesaplama sonunda toplam 1123 çıkmaktadır. Bu da kabul edilen hicri tarihe uygundur.
Burada, Itri hakkında, 1898 yılından sonra bulunan yeni bilgilerden bir kısmı bir araya getirilmiştir. Yukarda yazılan maddelerin her biri M. Nuri Şeyda’dan başlayarak çeşitli araştırmacılarca ileri sürülmüş ve Itri’nin hayatı aydınlatılmaya çalışılmıştır. Ayrıca bu bulguların bir kısmı ilk olarak www.musikidergisi.com ’da duyurulmuştur. Elbette daha başka yeni şeyler söylenecektir.
Burada özetlenen Itri hakkında söylenen yeni şeyler Türk veya Ulusal müzikolojide bir başarı değil mi?
Ne dersiniz?..