Evrensel müzikolojinin konularından biri de çalgılardır.
Çalgıların oluşumu, çalgıların gelişimi, çalgıların yapısı, çalgıların ses sahası, sahip oldukları özellikler müzikolojinin araştırma alanlarıdır. Çalgılar hakkında ya Seher T. Işık’ın yayını gibi çalgıların yapısal gelişiminin nedenlerini ele alan eserler veya Cafer Açın’ın yazdığı çalgıların biçimsel esasları üzerine çeşitli eserler veya çalgıların genel özellikleri üzerine eserler yazılır, bunun için çalgılar ansiklopedileri zaman zaman yayınlanır. Müzik teorisyenlerinin çalgılardan bahsetmesi beklenir. Müzik icrası bir referans çalgı üzerine kurularak guruplar oluşturulur. Çalgılar bunun için müzikolojinin önemli bir araştırma alanıdır.
Çalgılarla ilgilenenler iyi bilirler, 1638’de yazılmış Evliya çelebi Seyahatnamesi bu konuda en ilginç bilgi kaynaklarından biridir. Bu eser pek çok halkın içinde barındığı bir devrin yani Osmanlı sarayında temsili olarak görülen çalgıları listeler, bazıları hakkında açıklamalar yapar. Hatta törende görülmeyen çalgılardan bile bahseder. Bazılarınca “Klarnet” olduğu sanılan, Gırnata diyede okunabilecek, fakat İlhami Gökçen’in görüşüne göre “Franda” adıyla bilinmeyen bir çalgının görüldüğü ilk eserlerden biridir. 2017’nin aralığında basılan ve yeni piyasaya sürülen bir eserden söz etmek istiyorum.
İlhami Gökçen, Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Çalgılar, Ankara Ürün yay. 2017
Kanada’da yaşayan bir müzik sevdalısı İlhami Gökçen, ney üflüyor, Toronto müzik gurubuyla zaman zaman Türk müziği konserlerine katılıyor.
Evliya Çelebi’nin seyahatnamesi tam on cilt. Mısırdan Hacı Beşir Ağa’ya hediye edildiğinde, Paşa bu eserin ne kadar önemli olduğunu bildiği için hemen üç beş katip görevlendirmiş ve üç nüsha yazılmasını sağlamıştır. Yetmemiş birkaç tane de tashih elemanı görevlendirmiş olmalı. On ciltlik eserin o günün şartlarında elle ne kadar sürede çoğaltıldığını düşünmek esere verilen değeri anlamak için yeterlidir. Eser tek nüsha olarak da kalabilirdi. Eser yine Osmanlı paşalarından Ahmet Cevdet Bey (Paşa değil ikdam gazetesi yayıncısı) tarafından basımı yapılmaya çalışılır. Müzikolojinin bu eserle ilgilenmesi ise H.G. Farmer’la başlamıştır denebilir. Ancak Famer’ın yaptığı çalışma ne kadar gerçeği, doğruyu yansıtmaktadır? Bu sorunun cevabını İlhami Gökçen’in çalışmasında bulabiliyoruz.
Uzun zamandır Evliya Çelebi’de çalgılar üzerine çalıştığını biliyorum. Bu konuyla ilk ilgilendiği yayını Farmer’dan yaptığı çeviri idi. Kitabı genişlettiğini söylediğinde “neden kendi adına yapmıyorsun?” demiştim ve böyle başladı yıllar evvel onun bu çalışması.
Evliya Çelebi müzik açısından bilgi aktarıcı olarak bir rol model üstlenmiş. 1638’de katıldığı IV.Murad’ın saray törenine katılan çalgıcıları ve çalgıları tanıtmış. O sırada 18 yaşlarındaki İmamzade Mehmet Hafız Post’un da bulunduğu bir saray töreni bu. Muhtemelen Hace Abdülali’den ders alan Koca Osman’ın sarayda sazende ve hanendelere müzik eğitimi verirken Abdülkadir Meragi’nin eserlerinin standartlaştırıldığı bir dönem. Klasik müziğin oluşumuna katkıda bulunmuş saray müteferrikası bestekar, müzisyen, hanende, müzik eğitimcisi, organizatör Koca Osman’ın da düzenlenmesine katkıda bulunduğu büyük bir organizasyon.
Pek çok kişi onun bu konuda yazdıklarını önemsemiş. Türkçe bilmediği halde müzikolog H. G. Farmer, Rauf Yekta’dan yardım alarak bir kitap yazmıştı. İlhami Gökçen bu kitabı eleştirileriyle birlikte Türkçe’ye kazandırmıştı.
İlhami Gökçen, tamamını ele alarak tamamladığı çalışma yayınlanmış oldu. Evliya Çelebi önce iki yüz yetmişinci fasl kırkıncı bölümde Mehteri ve çalgılarını, kırk dördüncü bölümde çalgıcıların sitayişini dile getirmiş. Daha sonrasında çalgıları altı bölümde anlatmış. Bu bir tasnif gibi gözükse de standart değil. Gökçen, Çelebi’de ayrıca madde başı yapılmamış çalgılara da bir bölüm ayırmış.
Kitabın önemli özelliklerinden söz etmek gerekirse: Kitaptan doğru bir şekilde yararlanmak için mutlaka yazarın önsözü okunmalı ve kısaltmalar iyi bilinmelidir. Gökçen, bir taraftan Evliya Çelebi’nin metnine sadık kalırken, diğer taraftan onun metni üzerine yapılmış çalışmalardan ve çevirilerden erişebildiği Latince, İngilizce, Fransızca, Osmanlı Türkçesi, günümüz Türkçesi bütün kaynak ve araştırmaları ele alarak onları kısaltmalarla anmış, yanlışları, yanlış anlamaları, yanlış aktarımları, yanlış çevirimlerine kadar eleştirmeye (doğrular ve hatalar üzerinde) çalışmıştır. Çoğu zaman kaynakların cümlelerini aynen vermiş, böylece neyin nerede hatalı veya doğru yapıldığını delilleriyle ortaya koymuştur. Kitabın “Ekler” bölümünde yayınlardan minyatür ve çalgı resimleri, konuyla ilgili metinler yer aldıktan sonra dizinin olması araştırmacılara büyük kolaylık sağlamıştır. Şükrullah’In çevirisi hakkında ortaya çıkan son incelemeleri dikkate alırken Farsça risale yazarının Hasan Kaşani olduğunu ek bilgilerde veya bazen dipnotlarda bilgi vermesi gibi düzeltme ve açıklamalardan dolayı metin dikkatli bir şekilde okunarak faydalanması gerekmektedir. Gökçen’in çevirilerinde zaman zaman yeni terim olabilecek kullanımlara rastlanması (Davulgiller, udgiller, naygiller gibi), bu açıdan da yararlı olacağa benzemektedir.
İlhami Gökçen’i bu çalışmasından dolayı tebrik eder, müzikolojiye daha nice araştırmalar katmasını dileriz.
________________________________
Kitap yayın haberi BKZ:
http://www.musikidergisi.com/haber-4901-ilhami_gokcen_evliya_celebi_seyahatnamesinde_calgilar_kitabi_yayinlandi....html